Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '14

 
Kategori
Kitap
 

Koçero, Kasımpaşalı Recep, filmleri kabadayısı, Çirkin Kral: Yılmaz Güney

Koçero, Kasımpaşalı Recep, filmleri kabadayısı, Çirkin Kral: Yılmaz Güney
 

Yılmaz Güney, çok yönlü adam...
Aktör, rejisör, senarist, yazar, fikir adamı...
 
Yılmaz Güney, 1937 yılı Adana doğumlu...
Babası Urfa-Siverek'ten kan davası yüzünden Adana'ya kaçıp yerleşmiştir.
Yılmaz Güney'in çocukluğu yoksulluk içinde geçmiştir. Küçük yaşlarındayken kitap okuma alışkanlığını kazanmış, kendince hikâyeler yazmıştır. Arkadaşlarıyla beraber, film şirketinin Adana şubesinde getir götür işleri yapmıştır; ergenlik dönemindeyken sinema üzerine aşırı bir ilgisi olduğunun farkına varmış, sürekli kendini geliştirmek için çabalamıştır.
Liseyi bitirince, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt olmuş, ama ilk sınıfta okulu bırakmıştır; daha sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine yazılmış, fakat orayı da bir yıldan fazla devam ettirememiştir.
Üniversite eğitiminin yürümeyeceğini anlayan genç Yılmaz, Yeşilçam'a kapağı atar; Yeşilçam'da ilk başlarda reji yardımcısı olarak işe başlar; Bu Vatanın Çocukları filminde oynar ilk, daha sonra, Yaşar Kemal'in yazdığı Alageyik filminde başrol oynar; artık Alaageyik filmi Yılmaz'ın miladı olmuştur, bu filmden sonra Yılmaz günbegün tanınır ve yıldızı parlar.
 
1961 yılında yazdığı bir hikayede geçen 'herkesle eşit olduğu bir hayat istiyordu' cümlesi yüzünden, Komünizm propagandası yapıyor gerekçesiyle bir buçuk yıl hapse ve altı ay Konya sürgünü cezasına çarptırılmıştır.
 
Yılmaz cezasını çektikten sonra günbegün büyür, büyür ve büyür...
Her yıl onlarca filmde oynar...
 
1960 yıllarda sinemada favori olan yakışıklı olmaktır, hemen hemen bütün aktörler yakışıklıdır; kara kuru biri olan, pekte yakışıklı olmadığının farkında olan Yılmaz, kendisine 'Çirkin Kral' lakabını takar; Yılmaz'ın bu mütevaziliğini halk çok beğenir ve onda kendinden bir şeyler bulur.
 
1960'lı yıllar Yeşilçam'ın altın çağıdır; yılda yüzden fazla film yapılır; 1965 yılında sadece Yılmaz Güney, yirmi tane filmde oynar.
Yeşilçam, o kadar hızlı ve üretkendir ki, 15 günde bir film çeker; gene 60'lı yıllardır, yönetmen Halit Refiğ'in çektiği film, 60 günü geçtiği halde, çekimi bitmemiş olması yakınma ve kınanma konusu olmuştur.
 
Yılmaz, 1966 yılında, güzel oyuncu Nebahat Çehre'yle evlenirler ve evlilikleri bir buçuk yıl sürer.
 
Yılmaz artık ünlüdür, en çok kazanan aktörlerden biridir; yoksulluk içerisinde geçen çocukluğundaki yoksulluktan intikam alırcasına sereserpe, bolluk içinde ve cömertçe yaşar.
'Komünistin komünistliği parayı bulasıya kadardır,' sözü Yılmaz'a sökmez; o yoksulken de komünisttir, zenginken de komünisttir ve komünist kalarak ölecektir.
 
Yılmaz, çektiği bir çok filmin rejisörü ve senaristidir. Pek çok ödüller alır, hem aktörlükteki başarısından, hem rejisörlükteki başarısından, hem de senaristlikteki başarısından dolayı...
 
Yıl 1974 olmuştur, Adana'da bir gazinoda eğlenen Yılmaz'a, o sıra gazinoda eğlenen Adana-Yumurtalık hakimi, küfürlü hakaretler eder; içkinin verdiği sarhoşlukla buna dayanamayan Yılmaz, silahına davranır ve hakime doğru ateşler; olay yerinde hakim hayatını kaybeder; Yılmaz'a cezaevinin yolu gözükmüştür.
 
Yılmaz, tam 19 yıl ceza yer; 1981 yılına kadar yedi yıl boyunca değişik cezaevlerinde yatar. 1981 yılında izin için dışarı çıkan Yılmaz, firar eder ülkeden. Fransa'nın Paris şehrine yerleşir. 
 
Yılmaz, sanattan ve film çalışmalarından kendini hiç koparmaz, hapisteyken bile filmler yazar ve yönetmenlik yapar. Senaryosunu Paris'teyken yazdığı 'Yol' adlı film, Cannes film festivalinde birincilik ödülü olur.
 
Yılmaz, 1984 yılında mide kanseri yüzünden hayatını kaybeder.
 
***
 
Yılmaz Güney'in kısa biyografisinden sonra gelelim işin özüne.
Değerli dostum, kıymetli abim, Turhan Feyizoğlu'nun 'Çirkin Kral/ Yılmaz Güney' adlı kitabını okudum.
Kitap tek kelimeyle harika, dolu dolu...
Turhan Hocam, Yılmaz Güney'in hikâyeciliğini, sinemacılığını, hareketli hayatını, siyasi mücadelesini, aşkı-evliliği-ölümü gibi bölümlere ayırmış, zengin ve eşsiz bir kaynak meydana getirmiştir.
 
Turhan Hocamın bu kitabı aynı zamanda bir bilgi pınarı... Edebiyat üzerine, Yeşilçam'ın altın çağındaki durumu üzerine, Türkiye'nin yakın tarihi üzerine enfes bilgiler içeren bir kitap...
 
Kesinlikle öneririm.
 
-Mustafa Yıldırım - 23.09.2014
 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..