Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

Kolbastı: Karadeniz'in Sokak Dansı

Kolbastı: Karadeniz'in Sokak Dansı
 

....................Yattara, Kolbastı Oynuyor................


Eminim ki bu, yazı başlığına bile çok farklı olumlu ya da olumsuz tepki veren okurlar oldu. Çünkü hadise, pek çok yönden ziyadesiyle hararetli tartışmalara sebep olan bir konu.


Kolbastı, çıplak kelime olarak, aslında bir oyundan daha çok, yiyecek bir şeyleri çağrıştırıyor insan zihninde. Kol böreği geliyor mesela akıllara ya da kalburabastı tatlısı falan. Ama kolbastı, özünde Karadeniz yöresi halk kültürüne ait bir oyun. Ve en çok tartışılan nokta da bir halkoyunu olarak folklorik bir yanı var mı yoksa son kırk-elli senede peydahlanan ve bugünlerde de meşhurlaşmış bir popüler kültür örneği mi?


Kolbastı oyununa Trabzon, Samsun, Giresun, Rize gibi pek çok Karadeniz kenti sahip çıkıyor ama en kuvvetli görüş, özünde bir Trabzon oyunu olduğu yönünde. Kim bilir belki bunda, Trabzon’un, Karadeniz’in ağabeyi olması gibi bir kanaatin de etkisi vardır.


Kolbastı’nın tarihi hakkında birkaç farklı anlatım var ama içlerinde en çok rağbet göreni, Trabzon’lu külhanbeylerinin bu oyunun ortaya çıkmasında en çok rolü bulunduğuna dair olanı. Zamanın behrinde, yöredeki Faroz, Değirmendere, Boztepe gibi mahallerde bulunan mağaralarda, Trabzon’un külhanbeyleri eğlenir, alem yaparlarmış. Ve bu eğlenceler, sık sık güvenlik kuvvetlerince baskın yermiş. Eskiden kolluk kuvvetleri, kol ağaları gibi isimler alan bu asayiş memurlarını gözetlemeleri için ağaları tarafından mağaraların çevresine yerleştirilen gözcüler, jandarmayı görünce içeriye haberi uçururlarmış. “<ı>Kolbastıııı” diye feryat figan ederek. İşte oyunun temeline yansıyan en geçerli tez budur.


İlk olarak Trabzon’da, Faroz'lu balıkçılar tarafından oynanmış olduğuna ekseriyetle inanılan bu oldukça hareketli halk oyununun “<ı>Faroz Kesmesi”, “<ı>Hoptek” gibi değişik adları da kullanılmakta halk arasında.


Oyunun konfigürasyonu içerisinde; kürek çekme, yüzme, ağ atma, olta atma, ağ çekme, balık tutma gibi balıkçıların ve Karadeniz insanının günlük hayatlarına dair yaptıkları eylemlerini sembolize eden karakteristik hareketler bulunur. Bir görüşe göre de oyunun ana fikri, iki sarhoş balıkçının birbirleriyle yaptıkları atışma ve kavgadır. Ki bu nedenledir, oyun tek kişi ile oynanmaz. En az iki kişinin karşılıklı mukabelelerle oyunu oynaması gerekir. Bir nevi, aşıkların atışması gibi düşünülebilir. Karşılıklı birbirine vurma figürleri, çok kıvrak ve şaşırtıcı ayak hareketleri, coşku, neşe ve öfke vardır Kolbastı’nın ruhunda.


Gelelim Kolbastı üzerinden koparılan fırtınalara. Kolbastı; düğünlerde, maçlarda, içkili-içkisiz çeşitli toplantılarda, asker uğurlamalarında Trabzonlu gençlerin oynadığı popüler bir oyun mudur?


Bu oyunu en güzel, serseri tayfası mı oynar? Bir zamanlar serseri oyunu olarak basına yansıması bu nedenle midir?


Folklorik geçmişi olmayan, sonradan görme ve meşhur bir sokak dansı mıdır yoksa tıpkı horon gibi Trabzon’un yöresel halk oyunu mudur?


Neredeyse bir asra yakın bir süredir mi oynanır yoksa seksenli yıllardan sonra ortaya çıkmış ve son birkaç yıldır da bazı pop kliplerinde yer almasından mütevellit iyice meşhur olmuş bir dans mıdır?


İçinde Ankara misket oyunlarından, horon figürlerinden hatta ve hatta, ciddi ciddi, hip-hop, r&b, elektronik müzik gibi yabancı kültürel ögelerden renkler barındırmasını bir kültürel yozlaşma olarak mı açıklamak gerekir, yoksa müthiş bir sentez ve mozaik olarak mı?


Şu anda, çok tipik bir popüler kültür unsuru olarak değerlendirdiğimizde sanırım kimsenin itirazı olmaz. Mesela, Fenerbahçe futbol takımının Brezilyalı oyuncuları gol sevinçlerini “<ı>yengeç dansı” ile yaşamaktayken; Trabzonlu oyuncular kolbastı yapmaya başlamışlardır. Yabancı futbolcusu Yattara’nın, saha ortasında kolbastı oynadığı klip, internet sitelerinde izlenme rekorları kırmaktadır.


Üniversitelerde kolbastı ekipleri kurulurken, kobastı öğreten dans kursları her geçen gün sayılarını artırmaktadır. Kolbastı ile kilo verdirmeyi garanti edenler dahi çıkmıştır. Gün geçmemektedir ki televizyon kanallarının birinde bir kolbastı gösterisi olmasın.


Kim ne derse desin, Faroz’lu sarhoş balıkçıların kavgası, tüm ülke çapında, hatta ve hatta internet kanalıyla daha farklı coğrafyalarda fırtına gibi esmekte bugün. Ve her pop unsur gibi muhtemelen bir süre sonra da adını anmaz noktaya gelebiliriz.


En iyisi mi siz, daha vakit varken, açın son ses “<ı>dere boyu kavaklar”ı ve döktürüverin kurtlarınızı sıkı bir kolbastı eşliğinde. Kim bilir belki “<ı>hoptek”i bitirir, sıcağı sıcağına bir de “<ı>düm tek” patlatırsınız üzerine.


Kapı gıcırtısında, sağa sinyal sesinde bile oynayan bir toplum olmadıysak neyim. Galiba bizim, bu içler acısı ekonomik ve sosyal durumumuzdan kendimizi korumaya çalıştığımız psikolojik savunma mekanizmalarımız da bu olsa gerek. Ne dersiniz?

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..