Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '14

 
Kategori
Futbol
 

Koleksiyon

Koleksiyon
 

          Yaşamın her yerinde her zaman bir kaos mutlaka vardır. Ancak her kaos savaşımı ve sonuçlandırılması belirli bir sonuca ulaşmaksızın sürekli devam eder. Bu süreklilik de çok doğaldır. Çünkü toplumlar farklı bireysel özellikler ve kültürler barındırdığı için, birine kaos gelen bir sorun diğerine sorun gelmeyebilir. Kaos, çoğu zaman çözülme aşamasında yeni sorunlar da yaratabilir. Mevcut sorunu eski yöntemle çözmek isteyenler ile yeni yöntem yanlıları anlaşamadığında en akılcı-makul yolu yine en akılcı lider çözebilir. Hırs, liderlik ve otorite gibi öteki unsurları hesap dışı bırakan da sorunu en kestirme yolu seçerek çözen rasyonel kişidir. Kaos yerine düzen getirme savaşımı, çoğu kez olguların dar bir alana sıkıştırılmasıyla başlar. Görev yönelimli ve hedefli eylemler o kaosu “düzenli kılma” yönünde atılan adımlardan oluştuğu halde yeni sorunlar da yaratabilir. Bu sırada yeni bilinmezlikler de meydana gelebilir. Ancak yeni adımlar ve hedefler, bu bilinmezlikleri de çözmeye çalışırken, “düzen içinde düzen” yaratma savaşımı başlar. Her iki durumda da başarılı olanlar gerçek birer abide olurlar. Başka bir ifadeyle açıklayacak olursak, modern yapay düzenin başarısı, en kaygı yaratan zaafın nedenidir. Çünkü insanlık durumunun yönetilemez bütünlüğü; küçüklüğü ve zamana sıkışmışlığı nedeniyle tam olarak gözlenebilir ve denetlenebilir durumundadır. Aklın yanında dolayımsız (sezgiyle elde edilen) ve çok küçük parçalara ayrılmış insan eylemleri de eşine az rastlanır bir verimlilik sunabilir. Şans faktörünü en aza indirmek ise sorunun açıkça tanımlanması ve sınırlandırılmasıyla olur. Her devirde ve her zaman etkili olan ekonomik durum; iş yaparken emek gücünün de hesaplanmasını gerektirdiğinden, maliyete karşılık rasyonel sonuçlar, istenilen başarıya gitmede etkili olur. Tüm kayıplar ve kazançlar ise her zaman insan emeği, değeri, vefa ve dostluk ile eş anlı gider. Rakiplerin çarpıcı başarıları kutlanırken dersler çıkarılır, kendi başarıları ise abartılmaz.

          İşte Süleyman Seba böyle bir insanmış. Ebediyete göçtü ama taraflı tarafsız herkesin gönlünde yaşayacak. 2014-2015 futbol sezonuna da adı verildi güya. Adına ihanet edercesine özellikle futbolda hep kaoslar yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Olay olmadık hafta geçmiyor. Hır, gür, küfür, şiddet, kavga, stad basıp gazeteci dövmeler hep gırla gidiyor. Bundan sonra durulacağa da benzemiyor. Kulüpler ayrı sorunlar yaşarken ulusal takım da bunlardan nasibini alıyor. Ulusal oyunculara artık “ulusal” gözüyle değil, hangi kulübün oyuncusuysa, ona göre bakılıyor. Her yerde fişlenen vatandaşlar, bir de taraftarlık için fişlenmek istemiyor, maçlara gitmiyor. Ulusal takım oyuncuları arasında silah çekme olayı yaşanıyor. Federasyon ve Fatih Terim sorunu çözemiyor. Birçok yerde tesis yok, olanlarda da sorunlar çokken, sporun ve futbolun gelişimine yapacağımız yatırım yerine bir Brezilya ulusal takımına 3 milyon euro veriyoruz “aman gel bizimle ne olur bir maç yap” diyoruz. Sorunlar hep bir kaos.

           İşte Süleyman Seba hiç kaos yaratmaz, elinde olmadan gelişen sorunları da kaosa dönüşmeden çözermiş. Kısaca sorun yaratmaz, sorunları çözermiş.  Kendisinin dediği gibi “insanları hiç aldatmamış”. Çok yakından tanıyanların beyanları böyle.

          Bizler ise hep uzaktan gözledik O’nu. Basından izlediğimiz kadarıyla hır gür çıkardığına hiç rastlamadık. Federasyonla veya diğer kulüplerle kavgalarına da tanık olmadık. Basına ve televizyona kışkırtıcı beyanlarını ise hiç mi hiç duymadık.

          Kısaca bir yönetici nasıl olur-olunur onu öğretti bizlere. Bir galibiyet sonrası rakip takımla aynı uçakla İstanbul’a dönen kafilesini, rakip oyuncular üzülmesinler diye sevinmeyi bile yasaklayan bir yöneticinin bu sezondaki adı adına tüm sorumlular biraz utanmalılar. Bizlere bu bozuk düzende, hem de sporda “düzen nasıl yaratılır” onu öğretti. Zaman zaman yaşanan hayal kırıklıklarının üstesinden nasıl gelineceğini, karmaşık şaşkınlıklarla incitmeden ve kırmadan nasıl baş edileceğini tüm spor kamuoyu örnek almalıdır (ama hiç umudum yok).

          Rahmetli Süleyman Seba, yıllar geçtikçe değerlenen nadide bir eser gibi, tüm spor kamuoyunun aklında ve çekmecesinde bulunması gereken bir koleksiyondur.

 

 
Toplam blog
: 135
: 1226
Kayıt tarihi
: 11.10.06
 
 

Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi. Spor Sosyolojisi, Popüler Kültü..