Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '12

 
Kategori
Mizah
 

Komik bir radyo hikayesi...

Komik bir radyo hikayesi...
 

Kar-kış  bastırınca, bizim işler iyice açılıverdi...

Ebru Sanatevinin yanındaki mekânı alıp çay ocağına çevirmem  de isabet olmuştu.

Çayocağımız, '' Yeşil Cafe '' adını almıştı...İşler ayna -çal çal oynaydı...

Eve kapanıp kalmak istemeyen, kadın ve kaynana dırdırından kaçanlar, bizim cafe'ye geliyordu...

Daha çok üst düzey bürokrat,asker  emeklileri müşterimizdi...

Garson güdük Neco, davşan kanı çayları hem yapıyor; hem dağıtıyordu.

Çayocağımın , köşesine konuşlandırdığım ve dedemden kalan, 200 yıllık devasa bataryalı '' Phıllıps '' radyoda eski bir türkü çığırıyordu...

Tarihi radyonun, arka kapağı açıldığında,  içine küçük bir adam sığacak kadar büyük bir boşluk vardı.

Bataryası bittiğinde, emektar radyonun içine giren çaycı güdük Neco ,bazen spiker sesi taklitiyle çayocağımıza gelenleri kandırır, bölgeden yalan haberler vererek bazen halkı korkuturdu...

Hırsızları da radyoda sahte anons ederek ihbar ettiğinden Cafe'mizin itibarı çok yükseliyordu...

Tabi hırsızların da korkulu rüyası olmuştu bu radyo...

Bugün de radyonun neşesi yerindeydi...

"Oy kaynana kaynana
dişleri gedik kaynana
oğlun kebap getirdi de

Sensiz yedik kaynana !..
oğlun çerez getirdi

Dişleri gedik kaynana...
kaynanayı ne yapmalı?
kaynar kazana atmalı!
yandım gelin dedikçe,

altına odun atmalı !.."

.........

Derken çayocağına ,mahallenin delisi ,Prof lâkaplı  İbo, kafasında hunisiyle, hışımla dalıvermişti...

-Hoşgeldin Prof. Abi !.. Bu ne hiddet.. Bu ne şiddet !..

-Pek hoş bulmadım hocam !.. Kafamın tası atık bugün !..

-Hayırdır, ne oldu ?..

-Ne olecek ?. .Yine şu gıcık emekli zabtiyeler köşede oturuyorlar, selam verdiler... Almadım selamlarını !..

- Yahu... taktın şu  zabtiyelere !.. Ne günahı var adamların ?.. Senin bir kuyruk acın mı var onlarla ?.. Anlat da rahatla !..

-Sevmiyorum abi !.. Gördükçe tepe tüyüm ayakta !.. Bir de sırıtık sırıtık bakmazlar mı ?.. Bana gülüyorlar.

-Yok yaw sana değil ; adamlar kendi anlattıkları fıkraya gülüyorlardır... Benim müşterim onlar... Etme, eyleme !..

-Bunların  yaptığını kaynanam yapmadı !..Pazarda bana az işkence yapmadılar...Tezgah açtırmadılar bana !..Bunların hepücüğünü yağlı kazzıklara oturtmak lazım....Fırsatını bulsalar belediyede darbe yaparlar...

- Yağlı kazık mı ?.. Bu devirde ha ?... hem de senin gibi bir prof.söylüyor bunu !.. Çaycı  Neco söylese, neyse !.. Hem Adaletten dem vuruyorsun; hem de mahkemeyi yok sayıp, kazzık, idam vs.diyorsun !..

- Yağlı kazzık da yetmez... Yağlı kazzıktan çıkarıp yağlı kement ile de asmalı...

- Peki ne günahları var ?.. yahu !..Emekli...emekli oturuyorlar şurada...

-Sen de onlar  gibi düşünüyorsun ha?.. Yazıklar olsun !.. Kızdırmayın beni... Valla iki karı boşadım...

Dört parti, iki ocak  batırdım... Üç yıl damda yattım... 7 adam, iki madam, 2 kedi  vak'am var... Yakarım sizi de !.. Seni de yazı  yazamaz;çay satamaz  hale getirirm.. şikâaat ederim... Fare bile tutamazsın...

-Dur Abi !.. Sen adil adamsın... Bırak biz de konuşak !.. Özgürlük isterük !..Çay getir ooğğolum bize !..

- Ben adalet,madalet anlamam...Gafama godu mu yaparım !..Televizyon şhowmanlarına da gıcığım...

-Onları  da mı yağlı kazığa geçirceen ?.. Yapma be Prof.Abi... Bari onları şiş gibi çevir de değişiklik olsun.

- Gazetecilere gıcığım..Hepücüğü deliğe girmeli...Karikatürcüleri de yağlı kazzığa...

- Anladım senin sinirlerin bozulmuş !..Konuyu değiştirelim biraz gülelim !..Bak gazeteye..imamlar ,müftü amcalar gülerek resimler çektirmişler..Ne cici çıkmışlar değil mi ?..Hele şu arkadaki !..

-Sevmedim o adamı da...Babasını da sevmezdim !..

...........

( Tam o sırada çay ocağındaki devasa bataryalı  radyomuzdan gür bir ses duyulur...Ses yükselerek ...)

- SAYIN DİNLEYİCİLER...ŞİMDİ ALDIĞIMIZ BİR HABERİ ACİL YAYINLIYORUZ...AZ ÖNCE PAYİTAHT RADYOSUNU İŞGAL EDEN DÖRT GENERAL, VE 340 SUBAY DARBE YAPTIKLARINI İLAN EDEREK SIKI YÖNETİM İLAN ETTİKLERİNİ VE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI TEBLİĞ ETTİLER !..TANK TABURU DA ASFALTLARDA GEZİNİYOR !..PROF.İBO ADINDA BİR MECZUP ARANIYOR !..

Haberi duyan Prof.Asabi İbo Abi,çevik bir hareketle paltosunu alıp süratle çayocağından dışarı fırlamıştı...

Masada çantası,telefonu, kokulu gazatası  ve cüzdanı da kalmıştı...Prof.Abi ,evine doğru kaçarken ayak tabanları da arka tarafına çarpıp duruyordu ...

Tüm müşteriler kaskatı kesilmişlerdi...Emekli zabtiyeler  de radyonun başına üşüşmüşler,ajansın devamını heyecanla,ayakta dinliyorlardı...

Fakat radyo aniden susmuştu...Millet kaskatı modundaydı...

.......

Radyonun arka kapağı açılmış ve dışarıya sırıtarak çaycı Neco çıkmıştı !..Durumu çakozlamıştım... Aniden sinirlenerek Neco'yu yakasından tutup  havaya kaldırmıştım. Güdük Neco kıpkırmızıydı...

-Leeynn yine radyonun arkasına girdin...Numaranı çektin..müşterimi kaçırdın...Ayıp değil mi ?..

Neco, kahkahayla gülerek bağırıyordu...

-Ne yapayım hocam ?..Sohbetinizi dinledim...Aklıma şeytanlık geliverdi...Radyonun da bataryasını şarzetmeyi unutmuşsun...Ben de bu arada bir işe yarıyayım dediydim....hah hah haaaaa !..

-Tanrım ,heç mi akıllı bir adam göndermezsin bana ?..!!..

 

.........

 

Not: Mizahi oyunumun küçük bir bölümüdür.

 

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..