Komplo (topluca gizli karar alarak zarar vermek)

"Kaset Suikastı" ile bir taşla iki kuş vurulması, hem Genel Başkan Deniz Baykal'ın siyaset dışı kalması, hem de CHP'nin yıpratılması amaçlanmıştır. Dramatik olan ise, üstün niteliklere sahip olan böyle bir liderin, genel merkezden ayrılırken yapmış olduğu açıklamada "kimsenin beni sorgulamasına müsaade etmeyeceğim, kurultaya katılmayacağım" diyerek hemen istifa edip çekilmesidir!

"Meydan Okuyarak" yapmış olduğu konuşması, genel merkez toplantı salonunda gözyaşlarıyla karşılanmış, güzel günlerin sona ereceğini anlayan, gelecek kaygısına düşen, örgütten kopuk yönetim yanlıları, bazı eski-yeni, kadın-erkek milletvekilleri, bazı MYK ve parti meclisi üyeleri ağlaşmışlardır!

Parti yöneticileri ise şaşkınlık içindedir. Parti sözcüsü ve Genel Sayman Mustafa Özyürek ile Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş katılmış oldukları televizyon programlarında ve kameralar önünde basına yapmış oldukları açıklamalarda, sorular ve değerlendirmeler karşısında, donuk yüz ifadeleri ile çaresiz kalmışlardır.

Parti içi demokrasinin ve çoğulculuğun korunduğu, otoriter yönetim anlayışından uzak, kadro ve program partisi olarak, aşağıdan yukarıya Sosyal Demokrat ilkelerle örgütlenmiş, üyelerin söz ve karar sahibi olduğu bir parti olsa, bütün bu olaylar yaşanır mıydı? Kesinlikle yaşanmazdı! 90 yıllık büyük ve köklü parti, tek sesli, antidemokratik-merkeziyetçi bir lider partisi görünümünden artık uzaklaşmalıdır...

Devlet kurmuş koskoca parti, kurultaya beş kala belirsizliğe itilmek istenmiştir. Ancak, Kemal KILIÇDAROĞLU, müstafi genel başkanla görüştükten sonra, müşaverede bulunarak 33. olağan kurultayda aday olacağını açıklaması ile belirsizliğe son vermiştir. Böylece toplumda ve partililerde bir rahatlama meydana gelmiştir...

Müstafi genel başkan adaylığı konusunda müphem davranmış, tek aday olarak kurultaya davet edileceğini ummuştur! Önce Kemal Kılıçdaroğlu, sonra Gürsel Tekin ile görüşmesinde "yönetimin desteğini alın" diyerek, belki yönetimden destek alamayacaklarını düşünmüştür!

Birçokları için şaşırtıcı olan, MYK toplantısında da sakin tavrını koruyan Önder Sav'ın, Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklemesidir. Hemen arkasından milletvekillerinin ve il başkanlarının büyük çoğunluğunun destek açıklamaları, Önder Sav'ın meclis grubu ve örgütler üzerinde ne kadar söz ve karar sahibi olduğunun bir göstergesidir.

CHP'yi zor günler beklemektedir. Birçok vartalar atlatmış, her zaman demokrasinin, değişimin ve dayanışmanın öncüsü olmuş olan parti, örgütüyle bu sınavdan da yüzünün akıyla çıkacaktır...