Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kompozisyon ve daha fazlası

Kompozisyon ve daha fazlası
 

“Girenler hiç çıkmadılar ki hayatımdan”

Bu cümleden anladığınızı giriş-gelişme- sonuç içerecek ve kompozisyon bütünlüğünü bozmayacak şekilde anlatınız...

Ben başlıyorum.Sonra siz devam edeceksiniz...

Kahramanımız hayatına giren ya da girmesine izin verdiği her kişiyi istediği süreyle hayatında tutmakta ve çıkarmak istemediği sürece de çıkarmamaktadır...Fakat bununla birlikte kendi çıkarmasa da insanlar, sergilediği tavırlardan dolayı O’nu hayatlarından çıkarmayı isteyebilmektedirler...

Samimi bir şekilde söylenen “hayatımda ol!” a karşılık, samimi olduğuna inanılan bir “hayatıma girenler hiç çıkmadılar ki” cevabının ardından ,belirli bir münasebet sürecinden sonra “hayattan fırlatılıp atılan kişi”,en başta söylenen umut verici sözün manasına erememektedir...

Türlü iletişim yollarını deneyen “hayattan fırlatılıp atılan kişi” bunlara da karşılık alamayınca sinirlenmekte fakat bir taraftan da “o beni istemiyorsa,ben hiç istemem ayol!” gibi yarı gurur yarı gerçekçi bir ruh haline girmektedir...

Bazı kişilerin asla öğrenemeyeceği bazılarınınsa adı gibi bildiği bir takım gerçekler vardır...

Misal;

- Senden yardım istemeyen birine asla yardım edemezsin...

- Seni hayatında istemeyen birine zorla kendini istetemezsin

- İyilik yapmak bir süre sonra görevin haline gelir.İyilik beklediğinde karşılığını alamazsan şaşırma...

- Hayatında sana zarar veren her ne ise,zarar verdiğini hissettiğin an,hayatından çıkarmalısın...

- Bir kişiye,yere ya da olaya 3 defadan fazla(ki bu bile gayet toleranslı bir durumdur) şans verme

-İstediğin insanı istediğin zaman hayatına sok! İstediğin zaman çıkar...Karşındakinin söz hakkı olamaz...

Örnekler çoğaltılabilir tabii..

Yani demek istediğim,bir insanı hayatına sokabilecek kadar kıymetli görüyorsan,iyilik yaptığında, sadece kendini çaresiz hissettiğinde iyilik bekliyorsan,sana zarar veren bir takım şeylerin aslında(safça ve inatla) sana zarar vereceğine ihtimal vermiyorsan,bir kişiye,bir yere veya bir olaya birden hatta üçden fazla şans veriyorsan, bu senin salak olduğun anlamına gelmiyor...

“Vah yazık!Öğreneceğin daha çok şey var” cevabını da kabul etmiyorsun bi yerde...Çünkü hayatın sana bunları öğretmesine azimle karşı çıkmaktasın...Çünkü,yok sayarsan yok olurlar belki ...

Öte yandan her hayatı yemiş yutmuş gözüken insanın içinde , kırılması muhtemel bir hayal vardır...Hiç kimse hayata o kadar da hazır değildir çünkü....Çaktırmaz, o ayrı! Ama Acı dediğin Can’a dokunduğunda hiç kimse buna kayıtsız kalamaz...

Bu yüzdendir dolmuşta,otobüste,minibüste ya da yürürken gördüğümüz,konuşmaya kalksan “Güç bende artık!” edasıyla sizi cevaplayacak bir çok insanın yüzündeki hüzün... Sorsanız hiç birşey zarar veremez onlara... Ama biz(bazıları) yer mi bu numarayı? Yemez!

Şu yağmurlu havaları seven insanlar da bu hüzünlü yüz grubuna girer mi bilmem...Ben gibiler de yağmurlu havaları severiz...Ama yağmuru gülerek seyrederiz...Temizler çünkü pislikleri...Alıp götürür içimizdeki karamsarlığı...Su güzeldir ya! Yağmur suyunun doğduğu yer belirsizdir...Sınırsızdır...Bu umut vericidir...Bir anda bastıran yağmur ne kadar sürprizse devamlılığı da o kadar belirsizdir...Bir anda bitebilir ya da üç gün sürebilir...

Yani bir anda ferahlayabilir ve ferahlamaya devam da edebilirsiniz..

Bu iyi bişeydir...

 
Toplam blog
: 82
: 1186
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

İstanbul'da yaşanan tüm aşkların, tüm ayrılıkların, tüm özlemlerin, tüm nefretlerin, tüm eğlenceleri..