Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Komşu dünyalar...

Komşu dünyalar...
 

Hayat sana, uzun ya da kısa bir zaman içinde, öğretir; Her insanın içinde keşfedilmesi gereken binlerce küçük ayrıntı olduğunu, sen kendi küçük dünyan içinde yaşarken, aslında her gün sokaklar boyunca onlarca dünyayı geride bırakıp yürüdüğünü. Her gün o dünyaların yanından birbirini selamlayıp geçen gezegenler gibi "merhaba" diyerek geçip gittiğini, o dünyalara seyahat etmenin aklına bile gelmediğini öğretir sana...

Komşu gezegenlere yolculuk o kadar kolay gelmez her insana ya da zaman yoktur. Oysa nasıl da kolaydır, bir kahve içimi kadar, sahilde oturup oynanan bir tavla kadar, çat kapı gidilen bir akraba ziyareti kadar, dolmuş durağında edilen iki laf kadar kadar kolaydır. Monotonluktan, her şeyin aynılığından yakınıp duran bizler ne kadar da körüz oysa. Tanıdığımızı sandığımız oysa içinde neler barındırdığından haberimiz olmayan onlarca insanla çeviriliyiz, bin renk, bin fotoğraf, bin ses taşıyan onlarca insanla. Tesadüfen, hiç aklımızda yokken edilen bir sohbet anlatır bu körlüğümüzü bize. "Vay be..." dersin "Vay be... Aslında ne kadar da başkaymış."

Artık uzun telefon konuşmaları yapmıyoruz, arkadaşlarımızı ziyaret etmiyoruz, bayramlarda bile yalnız kalmak kafa dinlemek kaybettiğimiz o zavallı huzurumuzu yeniden yakalamak için uzak çok uzak kentlere kaçıyoruz. Sonra da şikayet ediyoruz "Artık paylaşım, dostluk, arkadaşlık, sıcak ilişkiler yok" diye. Sanki biz bunların parçası olmamışız, sanki biz hala aynı sıcaklığı devam ettirmeye çalışırken tüm insanlar birden değişmiş biz içimizde bu özlemle kalıvermişiz gibi. Biz de bunun parçasıyız oysa. Bilgisayar başına kilitlenmiş, rahatsız edilmemek için telefonlarını kapamış, akşamları televizyon karşısında ayaklarını uzatıp kimsenin gelmemesini isteyen bizleriz. Değil yenilerini tanımak, keşfetmek, tanıdığımızı sandıklarımızla bile ilişkisini en az düzeye indiren bir kısa mesajla, bir e-postayla "aklıma düştün merhaba diyeyim"lerle hala insani bir şeyler yaşamaya çalışan.

Yalnızlıktan şikayet edip durma bunu sen seçtin, eskilerin kaybolup gitmesini de. Hepsi senin seçimlerin. Gidenler, bitenler, huzursuzluklar, keder hepsi. Hayatının renksizliği de öyle. Yeni dünyalara açılmayı bilmediğin için, bunu unuttuğun için bu haldesin. O yüzden şikayet etme...

Tüm komşuların şikayetleri birbirine karışıyor gökyüzünde çünkü... Binlercesiniz ama bir başınızasınız... Çünkü körsünüz ve birbirinizi unuttunuz...

Yörüngenizi değiştirin... Sadece şikayet etmeyi bırakıp yörüngenizi değiştirin...Hepsi bu...

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..