- Kategori
- Dünya
- Okunma Sayısı
- 510
Komşudaki yangın bizim evi de saracak mı?

haberdenhaber.com'dan
Aramızda uzun mesafeler, meselâ; bizi ayıran bir “Akdeniz” olsaydı...
Veya aramıza “Atlas Okyanusu” girseydi, yangının bize sıçramasına imkân yoktu.
Diyeceksiniz ki, zaten o kadar mesafe olunca “komşu”luk da söz konusu olmaz.
Doğru. Nitekim Avrupa ülkeleri ve ABD komşu olmadıkları için tuzları kuru.
Yangının çıkması, büyümesi, binlerce Müslüman’ın ölmesi onların umurlarında bile değil. Yangına benzin sıkmakta hiçbir mahzur görmüyorlar.
Yanan ev benim evim değil, bana sıçramasına da imkân yok, o vakit, “yansın” diyorlar. Benim menfaatim Suriye’nin yanmasındadır. Ortadoğu’nun “istikrarsız” olmasındadır, diyorlar.
Bölge istikrarsız olsun ki, İsrail hedeflerine biraz daha yaklaşsın. “Fırat ve Dicle arası” armut gibi ağzına düşsün.
Bölgede istikrar kalmasın ki, silah satalım, diyorlar!
x x x
Bunları biz söyleyemeyiz.
Sadece sömürgeci olmadığımızdan değil, insanî özelliklerimizin ağır basmasından dolayı da söyleyemeyiz.
Söyleyemeyiz ama bunları söyleyen güçlerin aleti olabiliriz!
Oluyoruz.
Evet büyük oyuna gelip ordumuzu Suriye’ye sokmadık.
Fakat yangının ülkemize sıçramasını engelleyecek bir şey de yapmıyoruz.
Tam tersine, söndürmeye çalışmak yerine, yangına körükle gidiyoruz.
Batı’nın menfaati Suriye’nin yanıp-yıkılmasında... Bizim menfaatimiz ise yangının bir an önce söndürülmesinde!
Komşuyla aramızda 877 kilometrelik ortak bir sınır var.
Evlerimiz bitişik ve “ahşap”tan. Hatta Türkiye tarafı “çıra” gibi...
Bazı kıvılcımlar sıçradı.
Ama hâlâ Türkiye tutuşmuş değil, çok şükür.
Fakat her an tutuşma tehlikesi ile karşı karşıya.
Onun için şu karanlık “sığınmacı”ları derhal sınırdışı etmeli.
Suriye’de bir Esad zulmü olduğunu kabul ediyorum. Onun zulmünden kaçan “masum çoğunluk” ayrılmalı elbette...
Fakat “eli silahlı, militan kılıklı” pek çok kişinin masum olduğu nasıl savunulabilir?
Türkiye’nin gerek sınırda, gerekse Adana ve İstanbul’da Suriye “muhalif”lerini eğittiğini, silah ve her türlü lojistik desteği sağladığını Batı’nın en güvenilir gazeteleri haber veriyor.
Türkiye’nin bu yaptığı tam manasıyla “ateşle oynama”dır.
Batı’nın, dolayısıyla ABD’nin yanında olayım derken, Rusya dâhil bütün komşularımızın düşmanlığını “üstümüze çekmek” tarihî bir hatadır.
Üstelik ABD’nin ne kadar dost olduğu daima bir soru işaretidir!
ABD “dost”sa, Suriye’nin kuzeyindeki PKK oluşumuna müdahalemize niçin engel oluyor?
Yıllardır, Kandil’i bırak, hudutlarımıza 3-5 kilometre yakındaki PKK kamplarını yerle bir etmemize niçin izin vermiyor?
Amerika’nın “dostluğu” dostluk olmadığı gibi, izilediğimiz politika yüzünden bölgede de itibar ve itimat kaybediyoruz.
Üstelik, korkunç bir yangın tehlikesinin tehdidi altındayız!
x x x
GAZETE HABERTÜRK’ün manşeti, 28 Ağustos
Bekir Bozdağ: Gaziantep SALDIRIsı ELİMİZİ GÜÇLENDİRDİ
Yani terör saldırıları ve pek çok kişinin ölmesi, sakatlanması, yaralanması “faydalı” bişey mi?
x x x
LEKESİZ BEYANAT
Hatay Valisi Celalettin Lekesiz’in, 29 Ağustos tarihli Stargazete’de yayımlanan beyanatı: Mültecilerle ilgili İddialar bütünüyle yalan. İddia sahipleri kaos çıkarmak istiyor.
Hatay Valisi Celalettin Lekesiz’in, 29 Ağustos tarihli Akşam’da yayımlanan beyanatı: Suriyeliler 157 olaya karıştı, 380 işlem yapıldı, 13’ü ceza aldı.
x x x
BİR İŞ GÖRÜŞMESİ
- Bu işi neden istiyorsunuz?
- İş olsun diye!
- Bu şirkete ne katacaksın?
- Birbirine katacağım!
Atilla Kamar
29 Ağustos, sabah, 09:00
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Merhaba, Yangını başkası çıkarmak istese gider engel oluruz. Ya biz çıkarmak istiyorsak? Saygı ve selamlar...
izmirli doksanyedi 30.08.2012 19:56