Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '11

     
    Kategori
    Çevre Bilinci
     

    Kömür çağı

    Kömür çağı
     

    Ülkemizdeki fabrika kurma anlayışı herhalde sermayesi olan insanların doğayla verdiği mücadele olarak özetlenebilir.  Ülkemizdeki çoğu fabrika ya fay hattı üzerinde bulunmaktadır ya kömür madenlerine yakın olsun diye ormanlık alanın içerisine kondurulmuştur ya da sırf çevreyi katletmek için hiçbir önlem alınmayarak faaliyetlerine devam etmektedir. Bu yazıda değinmeyeceğim fakat söylemekte yarar var bazı uçuk fikirli adlarına girişimci diyen insanlar boş arsalara sadece kolon dikip zamanı geldiğinde fabrika olarak kullanmayı veya bu arsaları fahiş fiyatlara satmayı amaçlıyorlar. Buları düşününce şansız şerhlerimizden biri de Yalova ama ülkemizdeki fabrikaları düşününce bizim bile bilmediğimiz kaç tane fabrika vardır doğayı katleden, kim bilir.

    Galiba cevabı belli bilen biliyor onlarda sadece biliyor, kimse ne yapılmalı demiyor. Size basit bir örnek vereceğim Yalova‘dan. Büyük İstanbul depremi tarih 17 ağustos 1999, AKSA akrilik kimya sanayi AŞ’ ne ait olan siyanürlü bileşiklerle dolu olan tanklar patlamış ve zehir serbest kalmıştır, doğa ilk kez olmasa bile katledilmiştir bir kez daha. İnsanları saymıyorum artık bizim halkımız alıştı böyle olaylara depreminde büyüklüğü göz ününe alındığında pek önemsenmeyecek gibi bir şey duruyor fakat bir sorun daha var, fay hattı. Nasıl olurda böyle tehlikeli bir fabrika fay hattı üzerine kurulmuş olabilir, hadi bunu es geçelim peki 1999 yılındaki depremden sonra hiç bir şey nasıl yapılmaz nasıl olurda o fabrika çalışmaya devam eder. Bu sorunun cevabı da çok açık aslında önemli olan araştırmak aksa firması hangi ülkeli ortakların elinde. İsrail veya Amerika sizce? Bu sorunun cevabını vermiyorum siz tahmin edin ve keşke tek sorun bu olsa birazcık tarihte yolculuğa çıkalım istiyorum.

    Yer İstanbul, 1993 yılında yaşayanlar hatırlamıştır büyük ihtimalle ben hatırlamıyorum fakat bölümüm gereği biraz bilgim var. Sabahları soba yakmak yasak niye hava kirliliği. Dünya sağlık örgütüne göre bir şehirde havadaki SO2 miktarı 500 mg/m^3 den yukarı olduğunda uyarı yapılır, 1000 kg/m^3 ise sokağa çıkmak tehlikelidir ve trafikte tek numaralı plakalı arabalar çift numaralı plakalı arabalar aynanda trafiğe çıkamaz, 1500 mg/m^3 ise okulların tatili söz konusudur. Ama İstanbul da o yıllarda havadaki kirlilik oranı ortalama 2800mg/m^3’tü. Peki niye bu kadar çok? niye kimse bir şey yapmadı?  Nedeni çok basit kullanılan kömür, tabi ki her kömürde havayı bu kadar kirletmez o yıllarda kullanılan kömür en düşük kalitede 1500-2000(Kcal/kg)’lik kömürler ve dışarıya verdikleri kül miktarı çok fazla. Devletimiz ise insanlar hasta olmaya başlayınca doğal olarak yasaklar getirdi, Türk’üz sonuçta yumurta kapıya dayanınca aklımız çalışır ya hemen yasaklandı düşük kalite kömür kullanımı ve ithal edilmeye başlandı kömür. Bilginiz olsun şu anda kullanılan kömürlerin kalorileri 5000(Kcal/kg)’den az olursa hem az ısıtır hem de havayı gereğinden fazla kirletmiş olursunuz. AKP’nin dağıttıkları hariç çünkü oy insan sağlığından daha önemli. Ben bunları niye anlattım. Öyle şeyler yapmışlar ki inanamazsınız diliniz uçuklar ülkeyi terk edersiniz.

    Gelelim bu zamana Yalova’ ya, Aksa şirketine. Fabrika akrilik yani naylon ip üretiyor, üretim de bolca kimyasal kullanıyor (siyanür) ve fabrikanın yakıt türü doğalgaz. Doğalgaz içindeki bileşenlere bakıldığında metandan oluştuğu için zararlı bir yakıt olarak görülebilir fakat çok yüksek sıcaklıklarda (1000 °C ) yandığı için dışarı sadece su buharı verir. Bunu fabrikanın sahibi unutmuş olacak ki yıl 2009 doğalgaz kullanımından kömür kullanımına geçecekmiş. Saatte tonlarca kömür kullanımı demek yani Yalova da katliam. Her şey ise şimdi çözülüyor şirket Trakya da ki kömür madenlerini satın almış ve o madenlerden çıkan kömürlerle üretime devam edecekmiş. Kömürler 1500(Kcal/kg) yani yıl 2015 Yalova’daki insanlar astım, verem gibi hastalılarla mücadele edecek gibi görünüyor.

    Çıkarmamız gereken sonuç ise; diğer ülke ortaklarının bulunduğu fabrikalara devlet bile söz geçiremiyor galiba. O fabrika faaliyetlerine istediği gibi gösterdiği sürece değil sadece Yalova tüm Marmara tehlikede demektir. Yumurtanın kapıya gelmesine daha çok var rahat uyu ülkem.

    İyi Uykular.

     
    Toplam blog
    : 1
    : 303
    Kayıt tarihi
    : 28.09.11
     
     

    İTÜ UUBF Meteoroloji Müh.'de okuyorum, ülkemde bu yaşıma kadar gördüklerimi doğrusuyla yanlışıyla..