Kongre cupçuları…

HOŞBEŞ ÇAYEVİ tepeleme doluydu, her köşede başka bir hoşbeş vardı, gürültülüydü. Televizyonun açılmamasına karar vermişlerdi. Hiç kimse o sırada sürmekte olan, belki de bitmiş olan AKP Kongresi’ nden söz etmiyordu.

Orta yaşlı, şık giyimli bir mekan devamlısı duyduklarını anlatma isteminin heyecanıyla girdi kapıdan, bir sandalye buldu, oturur oturmaz da sordu…  

AKP kongresini dinlediniz mi arkadaşlar.?

Hayır. Sen dinledin de mi geldin yoksa?

Evet…

‘’ Neler söyledi, neler duydun?’’ demeyeceğim. Biz dinlemedik ama neler söylediğini adımız gibi biliyoruz. Ben biliyorum en azından. Özeti şudur; Ne haldeysek tersini söylemiştir, TÜM BALKON NUTUKLARINDA OLDUĞU GİBİ, ülkesini, milletini seven, komşularını, dünyayı, tüm insanlığı kucaklamak isteyen bir MUKTEDİR olarak konuşmuştur, ama takiyye değilse, hiç o iktidara sahip olamadığı, gönlünden geçenleri (!) yapamadığı için dinlememekle bir eksiğimiz olmamıştır. Sen neler GÖZLEDİN, onu anlatırsan dinleriz…

‘’CUPCU’’öyküsünü bilir misiniz?

O da nesi?

Ege’ de anlatılır, aslı var mı, yok mu bilmem; ÖZAL güney batıda, deniz kıyısında geziniyormuş, bakmış bir delikanlı gayet rahat, oturmuş kumlara, denize taş atıyormuş tembel tembel… Selam vermiş, sormuş ‘’ Nasılsın? Ne iş yaparsın? Mesleğin ne?’’ Delikanlı yanıt vermiş; ‘’ CUPÇUYUM…’’ şaşırmış ama ‘’O da nasıl meslek?’’ diyememiş. Koca başbakan, nasıl bilmez… ‘’ Ooo, ne güzel! ‘’ demiş, uzaklaşmış, korumasını göndermiş öğrenmek için. Koruma yaklaşmış, sormuş ‘’Sen necisin?’’, yanıt; ‘’ CUPÇU…’’. ‘’Yani ne yaparsın, işin ne?’’,  ‘’ Ben işsizim. Böyle deniz kenarına oturur, taş atar dururum. Taş CUP diye ses çıkarır, onu dinler, oyalanırım…’’ İşte CUPÇULUK odur. Kongre de onlarla doluydu. Orada işleri ISLIKÇILIKTI. Söylenenler umurlarında değildi, dinlemiyorlardı, konuşmacının her vurgulu virgülünde ıslık çalıp alkışlıyorlardı, zaten değişik bir şey de yoktu. Aynen dediğiniz gibi… ‘’Kısa kesiyorum, kitapta hepsi var!’’ deyip geçmeye başladı. ISLIKÇILAR, konuşurken de duymadan alkışlıyor, ıslıklıyordu… Dinleseler de anlayacakları bir şey yoktu. Yıllardır yanında olan dava arkadaşı Ulaştırma Bakanı bile anlamamış…

Neyi anlamamış?

Başbakan kamu kurumlarında Kürtçe kullanımından söz eder gibi yaptı ya, sordular hazrete, ‘’Ben de anlamadım ama, kamu kurumlarında işi olan ve Türkçe bilmeyen vatandaşlara yardım etmeyi kastetmiştir…’’ dedi NTV  sorgucusuna…

YENİ NE DEDİ, YENİ?

Vallaha, Türkiye için yeni hiçbir şey yok. Ama Mısırlı’ nın, Filistinli’ nin nutukları sanki daha çok dinlendi… Arap kongresi gibiydi daha çok…

Eh, ‘’Kaynağı belirsiz giriş’’ Arap dünyasından oluyor ya… Gösteri zamanı… Rakamlarla ihracatın artışını verdi alkışlandı, ithalatın ne kadar arttığını soran da yok, söyleyen de… İMF’ ye borç onlar geldiğinde 23 milyar Dolar’mış, şimdi 1.5 milyar dolara düşmüş, seneye ödeyecek, bir de onlara borç verecekmişiz.

Yeni Cami’ de dilenip, Süleymaniye’ de dağıtacak yani… Başkasından al, on milyarlarca doları borç diye, İMF’ nin borcunu kapattım edebiyatı yap…

Evet, ISLIKÇILAR yine alkışladı… Sonra doğal gazdan da bahsetti…

Gelecek olan zamdan mı?

Yoo! Bunlar geldiğinde 9 ilde doğal gaz varken, şimdi 30 ilde varmış…

Eh… Başkasına dükkan açıvermek gibi… Boruyu özel sektör borçla döşüyor, gazı yabancılar üretip istediği bedelden bize satıyor, kullanmasak bile bedelini ödüyoruz, halk bedelini ödüyor, yan gelip yatarak ısınıyor, şimdilik kışları rahat geçiriyoruz. ‘’21 ili de biz esir ettik!’’ diyecek hali yok ya…

Yahu, akredite edilenlerden olamayacağımız için saygı gösterdik isteklerine, dinlemedik güya… Şu konuyu kapasak ya…

Yeni ne söyledi, anlatsaydı…

‘’Kimseye yaşam tarzı dayatmıyoruz!’’ Dedi… Yeni sayılır mı?

Haa, bak dediğini yapabilirse, yeni bir şey söylemiş olur.

Başka, Başka… Yeni şeyler de söylenmiştir, sen duymamışsındır.

Hmm… Duyamamışımdır… KONGRE CUPÇULARINDANDIR… 

Özcan ÇELTİK

Not: -02.10.2012 de Gazete KAKTÜS’ de yayınlanmıştır.