Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '07

 
Kategori
Eğitim
 

Konservatuar ve ben

Konservatuar ve ben
 

Sanatın ve sanatçıların eğitimde çok büyük rol oynadıklarına inanıyor olmam, içinde sanat barındırmayan bir eğitimin estetikten uzak, ruhsuz ve yavan olduğunu düşünmem ve bunun öğrencilerde mezuniyet sonrası kapatılamayacak bir açık oluşturabileceği görüşünü savunmamdan dolayı öğretmenlik yaptığım her okulun sanat etkinliklerinde aktif görev aldım. Bu da benim sanata olan ilgimi, sanatçıya duyduğum yakınlık ve saygıyı biraz daha artırdı. İşte tam da bu dönemlerde içimden geçen bir hayalim vardı. Konservatuar ya da Güzel Sanatlar Fakültesi’nde görev almak. Bu hayalim üniversitenin bu yıl hayatıma girmesiyle birlikte gerçekleşti. Yıllarını İngilizce öğretimine adamış biri için biraz farklı bir yol olacak ki bazı meslektaşlarımın konservatuarda başlayacağımı duyduklarında verdiği tepki kaygı doluydu. Kaygılarında da haksız olmadıklarını daha sonra anlayacaktım...

Konservatuara ilk başladığımda bunun tıpkı oradaki bir enstrüman öğretmeninin herhangi bir ilköğretim ya da lise seviyesi okulda müzik derslerine girmesi gibi bir şey olduğunu kavradım. Hatta onlardan birkaçı bunu denemiş ve vazgeçmişlerdi. Vazgeçmekte de haksız sayılmazlardı. Bunu Konservatuar Dünyası’nda yaşamaya başladıktan bir süre sonra daha iyi algıladım. Müziğin tınısının ruhlarına işlemiş olduğu zerafeti yansıtan bu insanların içinde bir kez yaşamaya başlayan kolay kolay başka dünyalara alışamazdı. Bu ortamın içimi pembe- mavi dolduran atmosferine yüreğimi teslim etmemem mümkün değildi. Ve ben kararımı verdim. Vazgeçmeyecek, kalpleri müzikle atan bir avuç gence elimden geldiğince dersimi sevdirip, öğretecektim.

Narlıdere’deki kampüse ilk gelişim... Binaya yaklaştığımda enstrümanların ve şan öğrencilerinin seslerinin kulaklarımdan akışıyla içimde oluşan yumuşacık, ılık bir his... Bu duygunun yüzüme yansıttığı sessiz bir gülümseme... Ve ardından Konservatuar...

Kapısından ilk girdiğimde insanın içine ferahlık veren bu binanın o güzelim insanlara ne kadar da yakıştığını düşündüğümü hatırlıyorum. Öğrenci İşleri Bürosu’na gidişim... Sıcak bir “Hoşgeldin” ve ardından okul ile ilgili bilgilendirme yapmak için ofisinin içinden çıkıp bana eşlik eden bir görevli...O gün ve daha sonrasında okul ile ilgili her türlü ihtiyacımda kapısını hiç tereddüt etmeden çaldığım ofisler... İlk çalışma mekanım olan Okul Kütüphanesi’nde bana yardımlarını esirgemeyen Kütüphane Sorumlusu... Öğretim Görevlileri Odası’na her girişimde beni de sohbetlerinin içine alan sevecen öğretmenler ... Ve nihayet binanın giriş katının altında bize verdikleri derslikte karşılaştığım ilk konservatuar öğrencilerim...Lise 1 Canavarlarım...

 
Toplam blog
: 12
: 3728
Kayıt tarihi
: 19.03.07
 
 

1966 Ankara doğumluyum. Ortaokul ve Liseyi TED Kayseri Koleji'nde tamamladım. Gazi İngilizce Öğretme..