Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '09

 
Kategori
Sinema
 

Kontes: Vampir Efsanesinin Başlangıcı

Kontes: Vampir Efsanesinin Başlangıcı
 

Filmin Afişi


Kontes Bathory ismini ilk defa Ali Çimen'in Tarihi Değiştiren Kadınlar kitabında duymuştum. Giriş kısmı bilindik bir hikâyeydi. Nesillerdir soylu bir ailenin güzel kızı genç yaşta nüfuzlu biriyle evlendirilir. Hikâyenin sonrası ise ilginçleşir. Adam ölünce kadın genç ve güzel kalmanın bakire köylü kızların kanıyla yıkanmaktan geçtiğini duyar ya da düşünür ve 600 küsur cinayetin tohumları da böylece atılmış olur. Kontes Bathory’nin köylü kızların bakire kanlarını akıtırken kanın bir miktar boşa gitmesi ve aranan nitelikteki kanın gittikçe azalması, şatoya kızların kanlarını son damlasına kadar ustaca çıkarabilen bir çeşit işkence aletinin de getirilmesine neden olur. Yine de el değmemiş köylü kanı kalmaz, civar köylerde bile zor bulunmaya başlanır ki bu noktada Bathory aristokrat kanlarına ilişir. Şato da etrafına gömülen, hatta süregelen rahatlıkla şatoyu çevreleyen hendeklere öylece atılıveren cesetlerden kokuşmaya başlamıştır. Köylü buraya Lanetli Şato ismini çoktan takmıştır. Şimdiye kadar biraz da Kontes’e olan yüklü borcundan dolayı sesi çıkmayan Kral’a da Kontes’i cadılıktan yaktırırsa borcunun silineceğine dair bir öğüt de almıştır. Beklenen son gelir. Kontes’i öldürürler. Peki bu zalim kadın, gerçekten de tarihi değiştirmiş midir? Bir anlamda evet, çünkü söylenen o ki, hiç kan içmese de, kan içiciliğin, vampir efsanesinin doğuşu bu kadındadır. Filme dönersek, esas hikâyeyi baz alır ama tahmin edebileceğiniz gibi büyük, ulaşılmaz bir aşk hikâyesiyle tadlandırır.

Düz mantık düşünürsek (eril mantık da diyebiliriz), bir kadın ölümsüz gençliğin peşinden ne için gider? Tabi ki genç aşığı için. 16. yy Macar Kontesi Erzebet Bathory’yi canlandıran Paris’te İki Gün'ün Oscar adayı yönetmeni Julie Delpy, aynı zamanda filmin yönetmeni ve senaristidir. Filmin müziklerini de yapan Delpy’nin, özellikle oyunculukta muhteşem bir performans gösterdiğini, bakışlarıyla mimikleriyle ürkünç kontes’i diriltmeyi başardığını söylemeliyiz. Bana göre filmin de en büyük başarısı bu oyunculuktur. Senaryoda ise, Kontes’i gereksiz yere iyi göstermeye çalışan kimi sahneler, ‘Erkekler hırs, toprak, güç uğruna savaşlarda öldürür ve kahraman olurlar. Bense gençlik uğruna savaştım ve cadı oldum’ mealinde düşünceler bana zeminsiz ve gereksiz göründü. ‘Dini bütün’ Kontes, hep kızları öldürüyor, erkeklere ilişmiyordu. Gözlerini duyguyla boşluğa dikip ‘Erkekler olmaz, Tanrı onları suretinden yarattı’ diyordu! Oysa, Kontes’in kadınlardan özellikle hoşlandığı ve bu cinayetlerden bir çeşit cinsel zevk de aldığı gerçeğe daha yakın bir yorum olurdu.

Son Tahlil: En azından Julie Delpy’nin Kontes Bathory olarak oyunculuğunu görmek için, gerçek bir yaşamöyküsünden yola çıkılarak yazılan bu film izlenemeye değer. Üstelik birçok araştırmacının vampir efsanesinin doğuşunu Kontes’de bulduğu, özellikle Alacakaranlığın kraliçesi Stephenie Meyer tutkunlarına duyurulur. Vizyondakilerden şimdilik bu kadar…
 
Toplam blog
: 132
: 3374
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Odtü mezunu; edebiyat ve sinema düşkünü biriyim. AFSAD’ta fotoğraf, Sinematek’te film yapımı üzer..