Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kontrol dışı dünya

Kontrol dışı dünya
 

Sonunda saatlerdir, yağmur çiseliyor Ankara da.. Zodiac seyrettim eve dönüyorum bazen şemsiyeyi öne alıp ıslanıyorum, bu yağmurdan önce yazmıştım aşağıdaki yazıyı..üzerimde kısa kol tişört var ve çorap giyme gereği duymamıştım saat gecenin 01:03'ü 14 ekim olmuş, hava serin ama soğuk değil Eryaman.

Önceki yazımda telaşlı hızımızı yavaşlatıyoruz hakikat hıza ihtiyacımız var demiştim, ne için hız ve yönde ve telaşsız..
Geçtiğimiz günlerde sıcaklar akıl almazdı ülke kavruluyordu. Daha yeni yağış görmeye başladık, hafif soğuduk..

Bunca hasretken azlığına yağmurun diğer taraftan daha çok, daha hızlı, ihracat iki katı! Rekor. Kişi başına düşen gelir 10000$, kazan kazan, daha çok kazan vb. hız kavramları, sona hava tahminlerinin yanı sıra büyük kentlerin su kaynakları, doluluk oranları yayınlanmaya başladı, bu ne anlama geliyor farkında mıyız?

Kazan kazancılarla motive olup uyumaya devam ederken yok oluşa hızla yaklaşıyoruz, bu uyumsuzluk son anda mı herkese rahatsızlık verecek, yağmurlar yağdı kurtulduk mu?

İnsanın insanla ve insanın doğa ile uyumsuzluğunun sonuna korkunç bir hızla gelmiyor muyuz ? Birileri bozdu birileri düzeltir mi nasıl olsa..

Sürekli bilgisayarların hızı artıyor ancak aynı yönde hızlandıkça ne anlamı var bu hızın? Bu üçlünün uyumu için, yaşamın alışılmış niteliğinin değiştirilmesine yönelik birlikte tüm dünyanın korkunç bir hıza ihtiyacı yok mu? Her geçen gün akıl almaz bir kayıp değil mi?

Hayatın özüne dönmek için birlikte öğrenmek gerekiyor yeniden nasıl uyumu buluruz, nasıl kurtuluruz?
Bu yok oluş tek çift plaka uygulamaları ile, üç gün su tüketmemekle vb. kenardan uygulamalarla durdurulabilir mi?

Dünyanın geleneksel üretim, tüketim kalıplarının, enerji üretim biçimlerinin, acilen terk edilmesi ve doğa ile uyumu esas alan bir yol haritası çizilerek tüm dünyanın yeniden, nitelikli bir dönüşüm yoluna girmesinden başka çıkış yolu var mı? "Henüz vakit varken gülüm, Paris yanıp yıkılmadan"...

Esas olan yaşamın niteliği değil midir? Tüm yaptığımız işler, yaşadığımız şehirler yeteneksizliğimizi göstermiyor mu?
Kendimizi mahkum ettiğimiz iş ve yaşam alanları, makina ve beton yığınları içinde ne için çırpınıyoruz? Ben bu yazıyı bitirip iğneada ormanlarına geri dönüyorum.:-)

Kişi başına düşen gelir 10000$ çıkarılırken yok oluşa, ne kadar daha yaklaşacağız, daha çok üretim, daha çok tüketim.. Sevimli ulaşılabilir bir hedef, sistemli ve bütünsel bir bakış açısıyla tüm dünyanın geleceği ile ilişkilendirilerek sunulsa daha umutlu olmaz mıydık? Ben 10000$ artı bol temiz su istiyorum.. Bunun için üzerime düşeni yapmaya hazırım.

Doğada "atık" yok.. Bir doğal sistemin tüm ürünleri, çıktıları diğer bir sistemin yan ürünü ya da girdisi, besleyicisi.
İNSANLARIN ENDÜSTRİYEL HIZININ YOL AÇTIĞI ATIKLAR İSE DÜNYAYI YOK OLUŞA TAŞIYOR.

Yani dünyayı yok oluşa götüren ilk tür insan. Bu gidişe dur diyebilecek olan da insan. Bu yüzden telaşlı hızımızı yavaşlatarak nitelikli olana, insanın insan ve doğa ile uyumuna yönelik hakikat hıza ihtiyacımız var.

Gideni ve gelmekte olanı birlikte doğru okumamız gerekiyor. Çalışma ilişkilerini/hayatını, işi hayat için dönüştürmek zorundayız. "Mutsuzluğun asıl kaynağı her alandaki iş ilişkileridir, " aile kurumundan, tüm değişik amaçlı kurum ve kuruluşlara kadar.

İnsanın insanla, insanın doğa ile uyumunun yol haritasıdır, ortaya birlikte çıkarmamız gereken. Küresel Öğrenen organizasyonun yol haritası bu olmalıdır.

Susuz dünyanın milli ayrımlarının bir önemi kalır mı?

Dünya üzerinde şiddete başvurularak çözülmüş bir tane sorun var mıdır?

Hala umut var yağmur yağmaya devam ediyor doğa direniyor?
Barajlarımızdaki doluluk oranı %0, 001, çocuklarımıza 10 ar bin $ ve bu değerleri mi bırakacağız? 14/10/2007


 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..