Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kontrolü kaybetme korkusu

Kontrolü kaybetme korkusu var sende!. Kazanmaya o kadar alışmışssın ki, aşk hayatındaki yenilgileri hazmedemiyorsun. Güç saplantın var senin! İlişkimizi de yönetmek istiyorsun. Kurguladığın kusursuz ilişkiyi yaşayamıyoruz maalesef. Mükemmel iyinin düşmanıdır derdin hep, kafanda kurduğun gibi değil işte hayat, kabullensene...

Çapkınlığını güç kaygın üzerine kurmuşsun. Yenilgilerini ve bencilliğini gizlemek için bulduğun bir yol bu bence. Her yeni başlayan hikaye öncekinin küllerini gizler gibi. Tam kendini kaptıracakken, tam bütün ruhunla sevdiğinin olacakken kaçıyorsun işte! Aşık olmak senin nazarında, kaybetmek demek, zayıf olduğunu kabullenmek demek. Kendinden çok kılıcına güvenen bir şövalyesin sen! Onu elinden alsalar, tir tir titreyeceksin sanki. Dışarı saçtığın özgüven ışıkları sahte. Baştan çıkarma yetine güveniyorsun. Birisi kalbini kırsa, hemen başkasının aklını başından alıvereceğine kendini inandırmışsın. Sen esaslı bir saldırı istiyorsun, kendine, kişiliğine, güvendiğin herşeye karşı. Ancak, gerçek bir meydan okuma seni kendine getirir. Senin ihtiyacın olan esaslı bir yenilgi. Tam dibe vurmalısın ki, düzlüğe çıkabilesin. Mahrum ve muhtaç olmak belki de senin ihtiyacın olan. Alternatifler oldukça etrafta, ilişkinin hakkını veremiyorsun. Bütün kalbinle üzülmeden, nasıl bütün kalbinle mutlu olabilirsin ki? Bu bir güç savaşıysa eğer; yani senin sandığın gibiyse mesele, sonuçta eline geçecek şey mutluluk değil, başarı olacak.

Ufalan sabunu yeni kalıp üzerine eklemlemek gibi tasarruflu bir tutumun var. Hiç tanımadığın ama özlediğin sevgilinin üstüne yapışmış gibi hissediyorum. Bana yarım ağız söylediklerini, onun gözlerinin ta içine bakarak, yüreğinin ta derinlerinden gelen bir muhabbetle söyleyecek gibisin. Bekliyorsun, bugüne kadar talih hep sana kötü davranmış, bir gün değişecek diye bekliyorsun. O gün geldiğinde, aradığın bütün cevapları bulmak gibi bir umudun var.

Bu yaşa gelinceye kadar ziyadesiyle yıprandık. Her gelen birşeyler götürdü. En önemlisini, güven duygumuzu alıp gittiler işte. Bana güvenmiyorsun. Zaten yalancının cezası, başkalarının ona inanmaması değil, başkalarına inanmakta zorlanması ve bu güven zaafının içini yiyip bitirmesi değil mi? Sen, kendine güvenmiyorsun aslında.

Düşmekten korktuğun için kendini kimsenin kollarına koşulsuzca bırakmıyorsun, direniyorsun. Ama işte, karşılığı da bu! Kimse tam anlamıyla senin olmuyor, olmak istemiyor. Ruhun ne verirse onu alıyor, daha fazlasını değil.

Kendine itiraf edemediklerini, suratına çarpıyorum diye kızma bana. İyileşmen için sana sert bir yatak gösteriyorum hepsi bu! İhtiyacın olan sahte bir şefkat gösterisinden ziyade, dürüst ve okkalı bir tokat bence. Düşmekten bu kadar korkma. Zamanı geldiğinde öyle bir yere çakılacaksın ki; kemiklerin paramparça olacak. Ve hissettiğin acıyla her gün biraz daha iyileşeceksin.

 
Toplam blog
: 37
: 1055
Kayıt tarihi
: 25.12.06
 
 

Bosphorus Investments, Atiye Residence, Gayrimenkul İçin Strateji Platformu (GİSP),  ODTÜ Şehir P..