Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

22 Mayıs '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Konulan ada layık olmak...

Konulan ada layık olmak...
 

İsim verilirken aileler çok iyi düşünmelidirler. Özellikle de tarihe adını yazdırmış, insanların geleceğine yön vermiş, hak için, adalet için varını yoğunu feda etmiş, zalime boyun eğmemiş kişilerin adı verilirken bir kez daha düşünülmelidir.


Çocuğa ebeveynleri tarafından büyük bir beklenti olarak konulan isimler bazen gerçekten çocuğu  taşıdığı ad gibi değerli kılar,bazıları da konulan adı değersiz kılar.

 Seçilen isimler kişinin karakter yapısı üzerinde etkili olmakla beraber konulan ismin anlamına yakışır şekilde yaşamayan çocuklar gerek ailesini gerekse çevresini hayal kırıklığına uğratabilmektedir.

Aslında istenilen ve beklenen çocuğa konulan ismin hakkını vermesidir.

Çocuğun konulan ada göre davranış gösterip göstermeyeceğinin önceden bilinmemesinden dolayı  Osmanlı döneminde çocuğa konulacak isimlere çok dikkat edilirdi.Mesela Muhammed ismi Osmanlı zamanında çok kullanılmadı. Çünkü o isme uygun, yakışır davranamazsa kişi saygısızlık etmiş olur düşüncesiyle Mehmet ismini kullanmışlar hep.

Çünkü kişi taşıdığı isme uygun davranamazsa o ismi karşı tepki de geliştirebiliyor.

Günümüz de Almanya’da Hitler ismi kullanılmıyor.

Arabistan da ve diğer İslam ülkelerinde de,

Süfyan, Muaviye, Yezid, Cehil, Hind, Lehep, Firavun, Nemrut gibi isimlerde kullanılmamaktadır.

Diğer taraftan anne babalar sevdikleri siyasi parti liderlerinin adını da çocuğa vererek çok ciddi hatalar yapmaktadırlar. Bu isimler çocuğu bir kesim tarafından sempatik yaparken diğer kesim tarafından antipatik hale getirebilmektedir. Ve en önemlisi de çocuğun büyüdüğü z aman o isimle çağırılmaktan ne kadar zevk alabileceğidir.

Doğru olan, ailelerin toplum tarafından kabul görmüş isimleri vermeleridir.

İddialı isimler bazen o adı taşıyanlar tarafından  gösterdikleri davranışlarla yıpratabilmektedirler.

Mesela,

İbrahim vardır ateşi gül yapar,

İbrahim vardır çıkarı için insanları ateşe atar.

Erdemli insan vardır, erdemi ile insanları büyüler,

Erdem vardır erdemsizliği ile tarihe geçer.

Harun vardır hak hukukla uğraşır,

Harun vardır kul hakkı yiyerek Karun olur.

Engin insan vardır baktı mı geleceği görür,

sadece adı Engin olan vardır burnunun ucunu bile görmez.

İsmail vardır Hak için kendini kurban eder,

İsmail vardır çıkarı için başkalarını kurban eder.

Zeki vardır zekâsı ile hak hukuk gözetir,

Zeki vardır başkasının zekâsına alet olur.

Ahmet vardır adının anlamı gibi Allah’a şükreder,

Ahmet vardır çıkarını koruyana şükreder.

Cesur vardır cesareti ile ün salar,

Cesur vardır kendi gölgesinden korkar.

Yiğit vardır mazlumun yanında olur,

Yiğit vardır zalime kul köle olur.

Hüseyin vardır tek başına zalime “dur” der,

Hüseyin vardır zalimle kol kola yürür.

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Önemli olan çocuğa konulan iddialı ad değil konulan iddialı ada yakışır şekilde yetiştirmektir.

İsim verilirken aileler çok iyi düşünmelidirler. Özellikle de tarihe adını yazdırmış, insanların geleceğine yön vermiş, hak için, adalet için varını yoğunu feda etmiş, zalime boyun eğmemiş kişilerin adı verilirken bir kez daha düşünülmelidir.

Bir Müftümüz konulacak isimlerle ilgili çok değerli bilgiler vermişti.

O yazıyı gazeteden kesip saklamıştım. Şimdi aklıma geldi onu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Müftümüz diyor ki “Aileler çocuklarına Kuran’dan isim koymak isterken ismin anlamına çok dikkat etmeliler.

Mesela Sanem ismi çocuğa verilmemeli, Sanem, put demektir, Aleyna sıkça duyduğumuz bir isim ama anlamı üstümüze bela, sıkıntı aksın demektir. Kuran’da geçen her kelimenin isim olmayacağı bilinmelidir.

Kur’an-ı Kerim’de geçen her kelime ‘Bu Kuran’da geçiyor isim olur” mantığıyla çocuklara verilmemelidir.

Kur’an’da geçen kelimelerin anlamı iyi bilinmelidir.

Kezban ismi Kur’an’da geçiyor diye veriliyor. Oysa Kezban yalancı demektir. Çocuğa bu ismi koyarsanız, ‘yalancı, yalancı’ diye çağırmak zorunda kalırsınız. Aleyna ‘üstümüze bela sıkıntı aksın’

Rumeysa ‘gözü çapaklı kadın’ demektir. Hüreyre, ‘kedicik’ demektir. Kayra eski Türk mitolojisinde ‘tanrı’ demektir, Allah’tan başka ilah mı olur? Çocuğa tanrı ismi konulmamalıdır. Melis, Yunan mitolojisinde ‘tanrıça’ demektir, şişman ve tembel anlamlarına da gelir. Erçin ‘ücret’ anlamına gelir. Bir insanın ücreti olamaz.”

Dinen mekruh sayılan isimler deolduğunu söyleyen Müftümüz açıklamalarını şöyle devam ettirmiş,

“Resul, Nebi, Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil isimleri konulmamalı, hoş değil. Samet ismi, hiç kimseye muhtaç olmayan demektir. Bu sadece Allah’a mahsus bir durumdur, isim olarak kullanılamaz.

Gülsüm gariban, zavallı kimsesiz anlamındadır.

Julide Farsça’da dağınık, perişan demektir.

Cennet bahçesi olarak bilinen İrem ise Allah’ın gazabına uğrayan sahte cennettir.

Bade ismi içki demektir.

Hannas ismi şeytanın ismi.

Alara, Rosa, İleyda bunlar İslam isimleri değil gayrimüslim isimleridir ve çocuklara konulmamalıdır.

Anlamı kötü olan, anlamsız şeyler de çocuklara isim olarak konulmamalıdır.”

Çocuklara isim koyarken bir değil bin defa düşünmek gerekiyormuş.

Düşünelim ki koyduğumuz ada layık nesiler yetiştirelim.

Konulan adın hakkı verilmeli ki, çocukta ailesi de mutlu olsun.

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..