Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '10

 
Kategori
Anılar
 

Konuşan gözler

Bilirsiniz biz Türkler ayak üstü sohbetlerden çok hoşlanırız. Konuk olarak gittiğiniz evden isterse gecenin bir yarısı ayrılın vedalaşmanız en az bir derdinizi anlatacağınız süreye eştir. Sanki o kapı önü sihirli bir alandır ve bir türlü vedalaşmayı bitiremezsiniz. Nihayet merdivenlere yönelip hoşça kalın demenize rağmen biribirinizi göremeyinciye kadar ses iletişimi sürer, en son pencereler açılıp el sallamalarla vedalaşma sonlanır. Bu vedalaşma biçimi uzak şehir ya da ülkelerde yaşayan iki dostun vedalaşması olsa, yılların hasreti dersiniz ve çok da doğal bir yaklaşım olduğunu söyleyebilirsiniz. Peki iki sokak ötede oturan iki dostun bu vedalaşmasına ne ad verebilirsiniz ?!!!!!

Eşimle Kadıköy iskelesinde ki minübüs durağına doğru yürürken eski bir dostumuzla karşılaştık. Ayak üstü sohbet, nasılsın iyimisin faslından sonra, sağlıkla başlayan ve emekli iseniz emeklilikle ilgili soru-yanıtlarla devam eden bir söyleşi. Bundan sonrasını sizlerde tahmin edersiniz. Çocuklar, çocukların okulları, eğer evli iseler torunlara kadar uzanan uzun sorgulamalar sinsilesi devam eder. Diyeceksiniz bunda yadırganacak ne var. Doğru yadırganacak bir şey yok tabi. Yokta benim garibime giden iletişim çağında yaşayacaksınız, aylarca görüşmeyeceksiniz bu zaman zarfında hiç iletişim kurmayacaksınız tesadüfen karşılaştığınız zaman da dostluğunuzu ve samimiyetizi ayak üstü göstereceksiniz.

Yorum sizin.

Eşimle hemcinsi arkadaşımız sohbete doludizgin kaptırmış devam ederken, ilgi alanı olmayan, olayların içine sokulmak istenen çocukların hoşnutsuzluğunu belirten sağa sola bakışları gibi bende sağa sola ilgisizce bakıyordum ki, yanıma koltuğunun altındaki kitaplardan üniversite öğrencisi olduğu belli olan bir genç yaklaştı.

-Özür dilerim seksenbeş kuruş verebilirmisiniz?

Gözlerinin içine bile bakamadım, elimi cebime attım ve parayı uzattım. Teşekkür ederek doğruca belediye bilet gişesine yöneldi. Belliki yalnızca eve dönüş biletine ihtiyacı vardı. Elim ayağım kesildi, boğazım düğümlendi. O an kendimi niye daha fazla vermedim diye suçladım. Ama biliyorum ki vermek istesemde karşımda öylesine onurlu bir duruş vardı ki bu teklifimi kesinlikle red edecekti.

Öylesine etkilenmiştim ki, iç dünyam alt üst olmuştu. Bir yanda eve dönüş bileti bile bulamayan, diğer yanda altlarında son model arabalarıyla üniversitelerde hava atan gençler. Ne garip değil mi? İkisinin de alacağı diplomada aynı imzalar olacak, belki ikiside diplomalarını çerçevelettirecekler. Ama birinin diplomasını asacak duvar bile iken diğeri elindeki diplomayla kapı kapı dolaşarak yıllarını verdiği emeğinin karşılığını almaya çalışacak. Gencin arkasından bakarken işte bu acıma ve isyan duyguları kendimi bir anaoforun ortasında kalmış hissini verdi.

Öğretmen, ön sıraları kapmış can kulağı ile dersi dinleyen öğrencilere döner ve; "bu gün ön sıralarda oturan sizler unutmayın ki yarın sizleri yönlendirecek ve yönetecekler arka sıralarda oturanlar olacak". Sosyal adaletin olmadığı bir ülkede çerçevelettirilerek asılacak söz. Umarım bu genç ve bu genç gibiler çizdiğim karamasar tablonun içinde yer almazlar.

Öylesine dalmışım ki eşimin dokunuşuyla kendime geldim. Arkadaşımızla vedalaşıp ayrıldık ama bendeki bu durgunlık eşimi tedirgin etmişti. Ne oldu dediğinde yanıtım gözümden akan yaşlar oldu. Kendimi tutamıyordum, kalabalığın arasında yürürken göz yaşlarıma hakim olmak için en ufak çaba bile harcamadım. Hala şaşkınlık içinde yüzüme bakan eşime gençle aramızda geçen beş sözcükten oluşan o konuşmayı aktardım. Öylesine anlık bir olaydı ki eşim sohbet esnasında farkına bile varamamıştı.

Beş sözcükle çok şeyi anlatamassınız ama beş sözcüğün ağızdan çıkarken eşlik ettiği gözlere bakarsanız, binlerce sözcüğün ifade edemediği şeyleri anlayabilir ve de içinizde duyabilirsiniz.

Yolun açık olsun genç. Tüm başarılar senin ve senin gibi gençlerin olsun.

 
Toplam blog
: 6
: 476
Kayıt tarihi
: 28.01.10
 
 

1952 Eskişehir doğumluyum. 1970 yılında Gümüşhane Öğretmen okulunu bitirdim. Milli eğitim ve özel se..