Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '20

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Konuşma Dili, Yazı Dili

 

 

 Konuşma; duygu, düşünce ve dilekleri sözle karşılıklı ortaya koymaktır. Konuşma, düşüncelerin / duyguların doğal akışına göre biçimlenir. Bu eylem, çoğu kez, durup düşünmeye, söyleneceklere çekidüzen vermeye elverişli değildir. Konuşma sürekli akar.

 

Konuşmanın üstünlüğü, bu eylemde dilin, sesli olmasıyla yüz yüze kullanılmasındadır. Ayrıca konuşmada doğal dil öğelerinden  ( yüzsel imler vb .) yararlanılır.

 

Yazılı anlaşma, “sözün saptanıp saklanması” gereksiniminden doğmuştur. Yazma eylemi, durup düşünmeye, söyleneceklere çekidüzen vermeye elverişli bir ortamda gerçekleşir. Yazılı anlatımda kişi, sözcüklerini özenle seçer, dilediği gibi tümceleştirir. Gerek duyarsa, düşüncesini  tam yansıtmayan sözcükleri değiştirir; en iyi anlatıma ulaşıncaya dek çaba gösterir.

                                                          

Yazılı anlatımın üstünlüğü, dilbilgisi kurallarına göre oluşmasındadır. Gerçekten okurun, metni doğru kavrayıp seslendirmesi için, yazar, düşüncelerini, dil kurallarına uygun olarak yazıya geçirir.

 

İşte kısaca belirtilen bu nitelik ayrılığından, “konuşma dili” ile “ yazı dili” birleşemez; ama, birbirine yaklaşabilir. Nitekim Osmanlıca döneminde konuşma dili ile yazı dili arasında uçurum vardı. Bugün, bu iki dil, birbirine oldukça yakındır. Bunu da, bir yandan eğitimin yaygınlaşması, öte yandan da konuşmanın, roman, öykü ... gibi türlere girmesi sağlamıştır.

 

 

 

 

 

 

            Konuşma dili – yazı dili  ayrılığı her dilde vardır

 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..