Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Konuşmak

Konuşmak
 

Buyur konuş kardeşim... Mikrofon sende...


Nedendir bilmem; susan, konuşandan daha tehlikeli... Ya da bu, bize öyle gelir. İçten pazarlık, adamın içini çürütür.

Konuşmak için bilmek; bilmek için öğrenmek gerek. Okumadan neyi anlatabilir insan? Düşünmeden konuşmak kolay da, o söylediğinle hedefe varmak zor...

Laf olsun, torba dolsun diye saçmalayanları, kendi söylediğini bile dinlemeyenleri, her konuşmayı; hadsiz, hudutsuz, edepsiz bir sidik yarışına çevirenleri bi yana bıraksak; geriye gerçekten bir şeyler verebilmek için anlatanlar kalır herhalde...

Aklı başında konuşma, beklenmedik etkiler, öngörülmez sonuçlar yaratır ansızın... Hem olumlu, hem olumsuz anlamda... İçeriği, söyleyenin niyeti belirler. Bazen niyet iyi olsa da, sonuç tam tersi yerlere götürür insanı... Bu orantısızlık, bazen yeteneksizlikten, bazen de dinleyen kitleden ileri gelir.

Konuşma, ehli tarafından yapılırsa, dinleyenin anlayışı gelişir. Ve empatik davranış, söyleneni doğru yorumlamakla başlar şüphesiz...

Konuşma tarzı, kişilik şifrelerini; sunum zenginliği, akıl - zeka - algı - muhakeme yeteneğini eleverir kişinin...

Dünyanın en iyi konuşmacıları, yalnızca doğal yeteneklerine güvenmeyip, anlam zenginliğine, vurgusuyla fonetiğine de kafa yormuştur sözcüklerin... anadilleri her ne olursa olsun, en iyi söyleyenler; en nitelikli, en nicelikli okumaların sahibidir.

Tıpkı iyi yazmak gibi, iyi konuşmak da, sağlam hafıza, güçlü duygusal ve görsel zeka ve elbette, sayısı unutulacak kadar çok okunmuş kitaptan ileri gelir.

Konuşmanın gücünü, düşünmenin değerini bilenler, fikir - sözcük - ifade üçgenini kusursuz mükemmellikte kurmayı ve o kurduklarını, en yüksek kapasiteyle kullanmayı başarmış kişilerdir. Ve her başarı gibi, iyi konuşmak da; sistemli, hedefli, analitik, emek yoğun çalışmaların sonucudur.

İyi yazanlar, her zaman iyi konuşamazlar. Ancak şurası kesin ki, iyi konuşanlar, nitelikli yazmaya herkesten daha yatkın olur.

Konuşma, yerinde ve zamanında yapılırsa, bir hedefe yönelikse, dünyanın en güçlü silahlarını alt edebilir. Hele konuşan, sözüne ruhunu katabiliyor; sırıtmayan bir doğallığı sözcüklerinin arasına yerleştirebiliyorsa, evrene gönderdiği her kelime; gücünü katlaya katlaya büyütür.

Konuşmak, gergin suskunlukların ilacı, farkedilemeyen gerilimlerin sihirli bitiricisidir çoğu zaman...

Ve doğru konuşabilmeyi, zekaya dayalı, akılcı cesaretleriyle birleştirebilenler; eninde sonunda hedeflerine ulaşırlar. Bugün olmazsa, kesinlikle yarın...

" Amaaannn! Altı üstü konuşmak! N'olucak işte! " deyip geçme sakın.

Vezir eden de, rezil eden de dilidir insanı... Taaaa gayrı beladan beri, dünya konuşma üzerine kurulu...

Allah bile emir ve yasaklarını, izleyeceğin yolu peygamberlerine anlattırmayı tercih etmişse; söylemek, çok önemli bir iş olmalı...

Öyleyse bize düşen; iki düşünüp bir konuşmak... Her ne kadar birileri: " İnsan düşünen bir hayvandır. " dese de... Biz, kim olduğumuzu unutmadan, daha çok düşünüp, daha az söyleyelim...

Çünkü düşünerek konuşabilmesi, en değerli özelliğidir insanın...

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..