Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '11

 
Kategori
Siyaset
 

Konya! Sönük Şehir

Ne çok sözlerimiz vardı, ne güzel cümlelerimiz, ağırlığı altında ezilmedi hiç kimse. Kimsecikler dönüp de bakmadı sözü söyleyene, söylene söylene herkes işine gücüne baktı.

Nutuklar dinledik en çoğu, kuru kalabalıklara çeki düzen verilmek istenen nutuklar.

Herkes kendinde olmayan hasletleri beğendi, kendinde olmayan ama olması için de çaba sarf etmeyen insanların sözleriydi beğenilenler.

Hissettiremediler, giremediler kimsenin kalbine. Ağızdan çıktığı belliydi. Kulaktan öteye geçmedi.

Kimi kurumların yöneticileri vardı, harıl harıl çalışıp nutuk atmaya fırsat bulamayan. Söndüler söz çıkmayınca ağızlarından. İnsanlar da söze baktılar kimi zaman... Çelişkinin daniskasıydı bu. Adından çok söz edilmesi gerekenler, adlarından değil yaptıkları işten çok söz edilmesini istedikleri için renksiz kaldılar. Konya’daki söz ustaları da böyleydi.

Konya! Büyükşehir. Sürekli göç alan…

Konya! Sönük şehir. Sürekli geride kalan.

Mevlana Hazretleri olmasa turizm adına hiç bir gelişme kaydedemeyen şehir.

Trafiği hallaç pamuğuna dönmüş ve yakın bir gelecekte kilitlenme noktasına gelecek bu sorun için kılını kıpırdatmayan ve proje geliştiremeyen şehir.

Dışarıdaki imajı gayet düzgün, içerideki imajı da bir o kadar kötü şehir.

En muhafazakârından tutun da aklınıza kim gelirse, her patronun hükümete, vekillere yakın durup su akarken testiyi doldurma gayretinin olduğu şehir.

Dükkânına girip de alışveriş yapmayacağınızı anladıkları anda bir bardak çay bile ikram edemeyecek denli yüzeysel, sığ misafirperver şehir.

Hükümetin ciddi desteği olmasa ‘yerinden kalkınmaya’ cesaret edemeyecek kadar korkak şehir.

Dokuz kez hacca gidip de işçisinin başını okşamayı akıl edemeyecek kadar bön şehir.

En iyi yatırımın insana yapılması gerektiği düşüncesinden nasibini alamamış ve kesesine yatırım yapmayı, kendisini düşünmeyi, kurduğu dostluklarda bile bir kazanç sağlama endişesi taşımayı sinesinde barındıran sinsi insanların barındığı şehir.

En olmadık zamanlarda bir afet gördüklerinde, cilalamak için tüm bu sayılanları, en önde koşan yardımsever şehir.

Camileri tıklım tıklım dolup taşan, camilerde söylenenleri düstur edinmekten uzak, ahlak zabıtalarının kol gezdiği şehir. Kol kola gezenleri gördüklerinde, tanrılık taslayacak kadar cennetinden emin insanların yaşadığı şehir.

Avustralyalı bir Hıristiyan öğrencinin Haçlı Seferleri güzergâhını yeniden keşfetmesi için taa nerelerden devlet bursu ile Konya’ya geldiğini duydum. Kendi öğrencilerine, öğretmenlerine, kendilerini geliştirmesi için üniversitelerinin kapısını açamayan, onlara destek olamayan, maddi manevi yönde motive edemeyen ve sadece kendi cebini düşünen bir şehir.

_______

Soruyorlar Siyaset Akademisi dersinde katılımcılara, neden siyaset yapmak istiyorsun? ‘Hizmet etmek için’ cevabını alıyorsunuz.

Bırakın Allah aşkına!

‘Hizmet etmesini istiyorum siyasetin bana’ deme cesaretini gösteremedikten sonra hizmet etsen kime ne?

Her kademedeki insanın ve her kurumun el birliği ile sorunlarını çözeceği bir Konya özlemi ile yanıp tutuşuyoruz.

Konya’mızı çok seviyoruz. İğne ya da çuvaldız batırmamız gerektiğini görev bildik. Tepelerdeki insanların nutuklarını dinlemek değil, işlerini görmek istiyoruz.

Konya’yı geleceğe taşımak için sözden daha çok iş yapılmasını, projeler üretip sorunların çözülmesini, insanların da birilerini yargılamayı, dedikodusunu yapmayı falan bırakıp odalarına kocaman aynalar yapmasını istiyoruz.

Dev aynası işe yaramıyor çünkü.

mustafasus@hotmail.com

 

 
Toplam blog
: 394
: 178
Kayıt tarihi
: 17.09.09
 
 

Bir kurumda yönetici olarak çalışmaktayım, 1974 Kayseri doğumluyum. Son demine varmadan hayatın h..