Konya Devlet Tiyatrosu "Ya Devlet başa ya Kuzgun Leşe"

Orhan Asena’nın dörtlemesinin üçüncüsü… Oyun Konya Devlet Tiyatrosu tarafından sergileniyor ve 2012 – 2013 sezonunda sergilenmeye devam edecek. Oyunun yönetmenliğini Bengisu Gürbüzer Doğru üstlenmiş. Bengisu Gürbüzer Doğru’nun hayal gücüne ve imgelemine hayran kaldığımı ve birazdan bunlara değineceğimi söyleyerek hemen konuya geçiyorum. Oyun, Hürrem Sultan'ın entrikaları sonucunda Şehzade Mustafa'nın boğdurulmasıyla başlar. Hürrem Sultan böylece tahtın kendi çocukları olan Şehzade Bayezid ile Şehzade Selim'den birine kalacağını düşünür. Ancak iki şehzadenin birbirine düşeceğini ve daha Kanunî Sultan Süleyman ölmeden taht kavgasına başlayacağını kestiremez.
Kanunî seferde iken tahtı koruma görevi Bayezid'e verilmiştir. Bu arada ortaya çıkan Düzmece Mustafa, kendisinin ölümden son anda kurtulan Şehzade Mustafa olduğunu iddia ederek halkın desteğini alır ve tahta yürümeye kalkışır. Bayezid, Düzmece Mustafa'ya işbirliği önerir ve hediyeler gönderir. Böylece onun güvenini kazanır ve yakalayıp idam ettirir. Ancak Kanunî, etrafındakilerin etkisinde kalarak, Bayezid'in aslında Düzmece Mustafa ile gerçekten işbirliği yaptığını ve Sokullu Mehmet Paşa'nın İstanbul yolunda olduğunu öğrenince korkup vazgeçtiğini düşünür. Araya Hürrem Sultan'ın girmesiyle Bayezid'i affeder; ancak ona olan güveni kırılır.
İki şehzade arasındaki sürtüşmeler devam ederken, atak ve fevri karakteri Bayezid'in aleyhine sonuçlar doğurur. Ayrıca kendi lalası Lala Mustafa Paşa, taht yolunda Selim'i daha şanslı görerek çift taraflı oynamaya başlar ve Bayezid'in zor durumda kalmasına sebep olacak kararlar almasına yol açar.
Bu etkiler altında kardeşini sürekli kışkırtan biri gibi görülen Bayezid, Kanunî'nin öfkesini bir kez daha üzerine çekince Amasya sancağına gönderilir. Önceleri oraya gitmek istemez. Ancak tek koruyucusu Hürrem Sultan'ın ölümüyle yalnız ve güçsüz kalmıştır. Amasya'ya gider ama burada kendini Selim'den korumak için asker toplar. Kanunî'den, topladığı askerleri dağıtması yönünde ferman gelince ordusuyla beraber Selim'in üzerine yürür. Kanunî tarafından yakalatılır ve idam ettirilir.
Oyunun sahnelenişine değinecek olursak; oyun, müthiş bir müzik ve ön oyunla başlıyor. Üç basamaklı bir yükselti ve geri planda perde arkasında oynanan bu ön oyunun tadını ancak izleyenler bilir. Seyirci oyun hakkında bilgi sahibi oluyor. Oyunun geleceğine dair de ipuçları veriyor… Oyuna seyircilerin arasından girerek başlayan askerlerin, aksiyon sahnelerini aratmayan savaşmaları ve adeta sahnelerin nabzını tutan vurucu ve etkileyici müzik, seyircilere unutulmaz bir heyecan yaşattırıyor. Tahtın üç basamaklı yükselti üzerinde duruşu, oyunun etkisini daha da arttırmış. Siyah fon perdeleri sahneye derinlik katmış ve saray askerleri bu soyut derinliği nesnelleştirmiştir. Ayrıca tahtın ışıklandırması da oyunun alımını kuvvetlendirmiş. Tahtın mühür olarak tasarlanması ise yönetmenin oyuna ve tabiatıyla seyircilere kattığı en büyük faydalardan biri…

Döner taht, bir sahne ayırıcı olarak düşünülmüş; repliklerin vuruculuğu müzikle perçinleştirilmiş ve böylece oyunun seyircideki etkisi daha da derinleştirilmiş. Oyun sahnelemesi, Türk tiyatrosu adına incelenmesi gereken bir yönetmen: Bengisu Gürbüzer Doğru. Ben de elimden geldiğince Bengisu Hocamızın oyunlarını izlemeye çalışacağım. Ellerinize, yüreğinize sağlık Bengisu Hocam… Umarım daha birçok oyunlarınızı izleme fırsatı buluruz.

Bu arada oyunun diğer kahramanlarını da saymadan edemeyeceğim.
Dekor tasarımı: Melih Karakurt, Giysi Tasarımı: Esra Selah, Işık Tasarımı: Hakan Özdemir, Müzik: Can Atilla, Koreograf: Yener Turan, Yönetmen Yardımcısı: Ferdi Dalkılıç, Asistanlar: Yiğit Gümüşada, Mehmet Kızagül, Gülesin Gelenbevi, Sahne Amiri: Ö. İsmet Kızılbağlı, Kondüit: Esra Türköz, Emre Taşgın, Işık Kumanda: G. Ahmet Gökdemir, Suflöz: Ş. Banu Kızılbağlı, Aksesuar Sorumlusu: Sami Uslu.

Oyuncular:
Tuncay Aynur, Ebru Erbaş, Doğan Doğru, Alpay Aksum, Ferdi Dalkılıç, Ahmet Çökmez, Özgür Baş, Ozan Çobanoğlu, Meva Küçükakyüz, Ayşe Seval Ersu, Yaşar Özboz, Yiğit Gümüşada, Mehmet Kızagül, Gülesin Gelenbevi, Seher Uysal, Oğuzhan Kanmaz, Seyit Mehmet Akbaba, Sait Gürbüz, Gökhan Akdeniz, Tolga Erişkon, Aykut Öncel,
Haftaya başka bir konuda buluşma üzere…
Sanat üzerine…
Aşk üzerine…
İnsan üzerine…