Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '08

 
Kategori
Köpek Bakımı
 

Köpekler

Köpek sever misiniz?

Ben çok severim. Geçmişte beş altı tane köpeğim oldu. 1969 da yerinde şimdi apatıman olan evimize taşındığımızda etraf çok ıssızdı. Bursa, Çekirge ....Bizim de iki katlı altında bir arabalık garajı olan bir evimiz yeni bitmişti. Caddeye bir parsel vardı ama önü açıktı... Evde yalnız kaldığımızda bize bir ses olur diye de babam bir kurt köpeği yavrusu almıştı... Adı Lara... O zamanlarda, ülkede her şey bu gün gibi bulunmuyordu. Gençlik aşısı yanılmıyorsam Almanya'ya ısmarlanmıştı ve bekliyorduk, aşıyı. Bir sabah, Annem Babam'a :Galiba bu köpeğin arka ayaklarından birinde bir şey var dedi. Bu arada anlatayım size Lara evin merdivenlerini bile çıkamayacak kadar küçüktü ve gerçekten o küçük haliyle gece eve girmek isteyen bir hırsızı havlamasıyla bizi uyandırmıştı.

Lara, annemin fark etmesiyle veterinere götürüldü. Teşhis: gençlik hastalığı... Köpek yalnız kafasını oynatabilir hale geldi. Kısa bir zaman sonra, veterinerlikten bir görevli gelip Lara'yı uyuttu. Annem enjektörü kaynatmak için gerekli suyu görevliye verdiği için uzun zaman vicdan azabı çekti... Evde günlerce doğru dürüst bir yemek yenmedi...

Daha sonra babam galiba Kurşunlu'daki Asker Hara'dan eğitilmiş ve babamı bile sürükleyen azman gibi bir köpek getirdi. Adı Kont... Köpek gelmeden önce evin bahçesine köpegin rahat dolaşması için kalın teller döşendi. Zinciri o tele bağlanacak ve köpek her yere istediğimiz kadar dolaşabilecekti. Babam, bana bak, bu köpeği tek başına dolaşma diye nazik emirler verip duruyordu... Bu arada ben ilkokul ikiye gidiyorum. Bir gün şeytan dürttü ve Kont' tek başıma evin bahçesinde dolaştırmaya başladım. Evin her yerine, köpek var diye tabelalar yaptırılmıştı nasıl olsa...

Bahçede sakin sakin dolaşırken ilerdeki apartımanın görevlisinin oğlunun bizim bahçeden geçtiğini gördüm. Kont'a baktım, yalnız o kadar... Kont gitti çocuğu saldırdı. Çocuğun suratı, kolu ve bacağı bizim Kont tarafından ısırıldı... Evde o günlerde küçük halam vardı, üst katta. Almanya'dan gelmişlerdi. Hemen çocuğu Bursa Devlet Hastanesi'ne götürdük. Babam işini gücünü bırakıp hastaneye koştu. Çocuğun babasına davacı olmamaları için bir sürü yalvardı, çocuk da her gün hastaneye aşıya götürüldü... Kuduz aşısı...

Babam da bana, sana bu yakışır, başımızı belaya sokma diye bir kaniş yavrusu getirdi, Kont gönderildikten sonra. Kanişin adını da Didi koyduk. Rahmet olsun, dedem Galip Bey koyu Fenerbahçe'liydi. O zamanki Fenerbahçe antrenörü Didi. Bizim kaniş siyah, Didi'de koyu tenli...

On sene yaşadı Didi, sonra öldü.

Şimdi de apartmanda olmuyor diye köpek yok evde...

Selamlar
 
Toplam blog
: 41
: 1131
Kayıt tarihi
: 24.08.08
 
 

Makina mühendisiyim ve 1988 yılından beri İ.M.K.B.de bazen pofesyonel bazen amatör olarak igileniyor..