Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '07

 
Kategori
Eğitim
 

Köprü

Köprü
 

"Baylar, eğitim ve öğretimde uygulanacak yöntem, bilgiyi insan için gereksiz bir süs, bir baskı aracı ya da bir uygarlık zevkinden çok, yaşamda başarıya ulaşmayı sağlayan, işe yarar ve kullanılabilen bir araç durumuna getirmektir. Uygulamaya dayanan yaygın bir eğitim-öğretim için yurdun önemli merkezlerinde çağdaş kitaplıklar, çeşitli bitki ve hayvanları içine alan bahçeler, konservatuvarlar, atölyeler, müzeler, galeriler, sergi salonları kurmak gerekli olduğu gibi ilçe merkezlerine dek bütün yurdun basımevleriyle donatılması gerekmektedir."

1 Mart 1923 TBMM açılış konuşmasında Atatürk bunları söylemişti. Kaldı ki her konuşmasında eğitimin önemini vurgulayan ve nasıl yapılması gerektiği konusunda yön çizen bir çok paragraf yer almıştır her zaman. Ulu önderin bu konuşmasının üzerinden tam 84 yıl geçmiş. Bugün okullarımızın durumuna baktığımızda üzülmemek elde değil. Gerçekte fiziki yapıları itibariyle okullarımızın her geçen gün imkanları daha da artmaktadır. Aslında değişen öğrenciler ve onların rehberleri; değişen bu iki grubun son yıllarda özellikle herkesi üzen bir tablo çizmeye başlamaları.

Herkes, okullardaki şiddet olaylarını biraz üzülerek biraz da endişe ederek takip ediyor medyadan. Fakat asıl üzülünmesi gereken nokta bu haberlere, görüntülere artık toplum olarak alışmaya başladığımız gerçeği değil midir? Gencecik beyinlerin ardında yatan ilkel duygularını ortaya çıkardığı bir toplum ne kadar suçludur? diye her bireyin kendisine sorması gereklidir. Ama her zaman olduğu gibi biz toplum olarak kolayı seçer "Kurtlar Vadisi"ni izleyen bir neslin bunları yapmasının normal olduğunu düşünürüz. Suçlu bellidir; suça teşvik eden unsurlar bellidir.

Neden gergin bu çocuklar pekala? Cep telefonuna müdahale ettiği için öğretmenine kızmıştır; aynı kıztan hoşlanmıştır genç delikanlılar ya da bir grup genç kız aynı delikanlıdan hoşlanmıştır; kantinde birbirlerinin sıralarını almışlardır; falan filan toplasanız 10 u geçmez. Suçlu kim : Kurtlar vadisi. Biz toplum olarak bir şeyin iyi yanlarını alıp kendi lehimize kullanamayacak kadar basit bakıyoruz çünkü. İşte bizlere güzel mesaj veren, içinden neyi alıp kullanmamız gerektiğini söyleyen bir örnek:

"Köprü" diye bir dizi oynuyor şu anda kanalların birisinde. Son bölümdeki bir sahne izleyen herkesin tüylerini diken diken etmiştir. Okulda öğrenciler arasında çıkan bir kavga, kavga sonrası öğretmen hanımın çocuklarla yaptığı konuşma. Eskiden cesaret olan kavramın şimdi delikanlılık olarak değiştiğini söylüyor. Kayseri Lisesi'nden mezun olduğunu , okulun yaklaşık 1890 lı yıllarda açıldığını ve okul defterine her yıl mezun olanların işlendiğini filan söylüyor. Bundan sonrasını Kayseri Lisesi web sayfasında tarihçe bölümünde de aynen açıklandığı gibi iletiyorum sizlere:

1920-1921 öğretim yılı mezuniyet defterine son sınıfların karşısına: "Lise son sınıf talebeleri Sakarya savaşı için cepheye gidip hepsi cephede şehit düştüğünden bu öğretim yılında okulumuz mezun verememiştir." ibaresi yazılmıştır.

Öğretmen salonda kendisini ağlamaklı izleyen öğrencilerine bakıyor ve "Onlar da sizinle aynı yaşta idiler" diyerek ağlayarak yerine oturuyor. (Köprü; Ayşe Kulin'in aynı adlı romanından süper vali olarak tanınan ve çok sevilen Recep Yazıcıoğlu'nun yaşamını konu alan dizi).

"Öğretmene ülkenin en ağır yükünü yükledik, ona en ağır sorumluluğu verdik. Türk milletinin geleceğini emanet ettik. Bu vazifeyi kendine hem bir meslek hem de bir ideal sayacak öğretmenler tarafından yapılmasını sağlamak için biz de bu meslekle ilgili istek ve ihtiyaçları diğer bütün mesleklerden önce sağlamalı ve öncelik sırasını bu mesleğe vermeliyiz. Bu mesleği refah seviyesi yüksek bir meslek haline getirmeli, güvence altına almalı, saygıdeğer mevkiine oturtmalıyız. Bizlerin yapacağı bu fedakarlık onların yaptıklarının yanında bir hiçtir."

1923 yılındaki bir başka konuşmasında da bunları söylemiş Ata'm. Okulların ilk yarıyıl tatiline girdiği bugün bütün öğretmenleri bütün öğrencileri bütün velileri geleceğimize sahip çıkmaya davet ediyorum bu yazımla. Kimse suçlu aramadan kendi çapında neler yapabileceğine yorsun kafasını; bu ülke bizim, bu öğretmenler bizim, bu çocuklar bizim. Hep birlikte kuralım sağlam köprüleri fikirler arasında, gönüller arasında. Bilgi ve teknoloji çağını ancak bu şekilde yakalayabiliriz.

 
Toplam blog
: 15
: 2441
Kayıt tarihi
: 12.09.06
 
 

1968 doğumluyum. İTÜ'den Metalurji Müh. olarak mezun oldum. Yine aynı üniversitede yüksek lisans ..