Köprüden önceki son çöküş

Hiç düşündünüz mü bayramlarda neden hep askeri gürüntü vardır? Ben düşündüm ve cevabını çok bait bir şekilde buldum.

 

Cevap: Bu millet tarihinde ki onca düşmandan şerefli ordusu sayesinde kurtulmuştur. Siz askeri görüntüyü kaldırarak bu vatanda ki yeni nesil çocuklara nasıl anlatacaksınız zaferlerınizi? Filistine,Irak'a, Lübnan'a asker gönderdik böylece savaşları kazandık mı diyeceksiniz.

 

Yazık yetiştirilmeye çalışılan gençliğe yazık!

 

''Gençler siz başınızı eğmeyin ki gazzede, bağdatta başını eğmesin tarih boyunca'' başbakan son konuşmasında bunları dedi. benim anlamadığım nokta şu bizim gençlerimiz tarihte baş eğmeme olgusunu bu sayılan yerlerden mi aldı?

 

Bildiğim kadarıyla Ergenekonla, kür-şad'ın 40 çerisi ile öğrendi boyun eğmemeyi. Neden bu arap milliyetçiliği? Evet hepimiz müslümanız çok şükür.Din kardeşi diye diye araplara yakınlaşması yaptınız hem din kardeşi hemde tarih kardeşi olduğumuz onca Türk'ü kaderine bıraktınız.

 

Başbakan hangi konuşmasında bahsetti ya da hangi ağladığında Kafkasya'daki, Doğu Türkistan'daki türkleri hatırladı? Yazık ya vallahi bu ülkenin yarısına yazık!

 

'' Zehirlenen bütün öğrenciler aşırı duyarlılıktan dolayı zehirlendi.'' Milli eğitim bakanı bu açıklamayı yaptı dün? O kadar çocuk aynı anda mı duyarlandı? BU yaşına kadar hiç biri süt içmedi herhalde ki zehirlendiler demi sayın bakan. Başbakan süt dağıtımının arkasındayız dedi. Peki ya bir çoçucuğumuz ölseydi? Hala arkasında olacak mıydınız?

 

Gerçi siz de haklısınız nasıl olsa Türkiye de önlem ancak birileri ölünce anlaşılır?

 

“Ülkeyi siyasiler çok iyi idare ettiler de askerler durup dururken kendiliğinden mi darbe yaptı? Bana göre hayır” AKP istanbul milletveikilin bir açıklamasıdır bu yazanlar. Bence gayet mantıklı bir açıklama. Tabi darbe olmasın demokrasi işlesin hep ama demokrasiyi işletmesi gereken kişiler yetersiz kalıyorsa bu duruma illa birileri müdahele edecektir.

 

Darbecilerden öcümüzü alacağız diyerek bu ülkeyi savunan düşünceler aslında bilinçaltında ki öcü almaktadırlar. Madem ülke yararınaydı neden 3. defa seçilmeyi beklediniz? Önceden ülke yararına değil miydi?

 

28 şubatı hatırlayalım:

 

Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, 11 Ocak 1997 Cumartesi günü, Başbakanlık Konutunda tarikat liderleri ve şeyhlere iftar yemeği verdi. Ne diyordu Atatürk: ''Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz.''

 

Kayseri'nin Refah Partili Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, 10 Kasım 1996 tarihli Refah Partisi İl Divan Toplantısındaki konuşmasında, Türkiye'de henüz gerçek demokrasinin olmadığını, hâkim güçlerin herkesi kendi görüşleri doğrultusunda hareket etmeye zorladığını söyledi. Karatepe konuşmasında şunları söylemişti:

“Süslü püslü göründüğüme bakıp da laik olduğumu sakın sanmayın. Resmi görevim nedeniyle bugün bir törene katıldım. Belki başbakanın, bakanların, milletvekillerinin bazı mecburiyetleri vardır. Ancak, sizin hiçbir mecburiyetiniz yok. Refah Partili olarak yeryüzünde tek başıma da kalsam, bu zulüm düzeni değişmelidir. İnsanları köle gibi gören, çağdışı bu düzen mutlaka değişmelidir. Ey Müslümanlar sakın ha içinizden bu hırsı, bu kini, nefreti ve bu inancı eksik etmeyin. Bu bizim boynumuzun borcudur.”

 

Laik değilim diyen bir adamın seçilmesi ve ceza alması ki bu konuşmadan sonra normal değilmidir?  E bütün bunlar o dönem yapılmışken, hükümette aynı şeyi yaparken neden bir uyarı yapılmayacak onu anlamıyorum?

 

Bütün bu olanlar herhalde olsa olsa köprüden önceki son çöküş olur.Neyse bakalım. Nasıl olsa her iki kişiden biri mutlu geriye kalanın ne önemi var demi.(!)