Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '13

 
Kategori
Anılar
 

Kopyayı yutarken boğuluyordu

Kopyayı yutarken boğuluyordu
 

BEN VE ÖĞRENCİLERİM


Bu gün Alış veriş yapmak için Fethiye’ye gittim. Evimiz Fethiye çarşısına uzak olduğu için dolmuşla gitmek zorundaydım. Tam eski İtfaiye binasının önünden geçerken birden anılarım tazelendi. Tam 21 yıl önce Öğretmen olarak o itfaiye binasının üstünde görev yaptım. Fethiye Ticaret Lisesi İtfaiye binasının üst katında ve yan bölmesinde idi. Altta İdare, öğretmenler odası üstte sınıflar bulunuyordu. Tam 10 yıl o derme çatma binada acı tatlı yıllarımız geçti. Öğrenci çatışmaları, öğretmen takışmaları, şikâyetler, müfettişlik olaylar. Öğretmen arkadaşlardan bir kısmı birbirleri ile devamlı sürtüşme halindeydiler. 5 öğretmenin dışında diğer öğretmen arkadaşlarım Fethiyeliydiler, memleketlerinde görev yapma şansına sahiptiler. On yıl sonra Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi yapılınca okulumuz oraya taşındı. Denizin güzelliklerini izleme şansına sahip olduk. Ayrıca Fethiye Lisesinde İngilizce derslerinin bir kısmına da giriyordum. Şimdi o itfaiye binası restore edilerek satış merkezi haline getirilmiş. Yukarıdaki pencerelere bakarken birden geçmişteki bir olayı anımsadım. Derste yazılı yaparken sınıfımızın yaramaz ve yaramaz olduğu kadar sevimli öğrencisi, en arka sıraya geçmişti. Orta sıralardaki yerini değiştirmiş olması dikkatimi çekti. Kızıl saçlı  sevimli bir öğrenciydi. Devamlı onu izlemeye aldım, sıranın altından bir kâğıt bobin çıkartıp okumaya başladı. “Kopya çekeni gördüm, lütfen o kopya kaldırılsın, eyer çalışmadıysanız dışarı çıkın sonra görüşelim” dedim. Ama o aldırış etmeden bobini elinde çeviriyordu, yavaş, yavaş yanına doğru ilerledim, yaklaştığımı görünce bobini ağzına attı, bayağı büyüktü. Karşısına dikilip : “Ağzınıza attığınız o bobini bana verin ve dışarı çıkın” dediğim anda yutkundu bobini yutmaya çalıştı ama başaramadı neredeyse boğulacaktı, başını tutup sırtına vurdum, o koca bobin ağzından düştü öksürmeğe başladı. “Ah be yavrum bu bobine harcadığınız vakti çalışmaya verseydiniz daha iyi olmaz mıydı? Dersten önce çalışamadığınızı bana söyleseydiniz, bir çaresine bakardık, biliyorsunuz ben sizleri sıkmıyorum, şimdi siz çıkıp bahçede oturun, akşam çalışın yarınki derste sizi yazılı yapacağım, şimdi size ceza vermiyorum” dedim.  Ertesi gün öğle yemeği saatinde onu yazılı yaptım çok güzel bir not aldı ve o günden sonra dersimde en başarılı öğrenci oldu. Eğer o gün ben o öğrenciye sıfır not verip ve Disiplin Kuruluna verseydim o öğrencim dersimden soğuyacaktı. Onu kazandım ve öğrendim ki, Liseyi bitirdikten sonra İktisat Fakültesini bitirip değerli bir iş adamı olmuş, Fethiye’ye gittiğim zaman öğrencilerim beni arayıp ziyaretime geliyorlar, eski anıları tazeleyip mutlu oluyoruz. Yıllar bir su gibi aktı geçti o küçücük okulda çok güzel anılarım oldu.

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..