Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

10 Haziran '17

 
Kategori
Tarih
 

Kore savaşını hatırlıyor musunuz?

Kore savaşını hatırlıyor musunuz?
 

Askerlerin yabancı bir ülkeye gönderilmesi, savaş ilânı kolay bir karar değildir ve bu sebeple bu kararın alınması ciddi sorumluluk gerektirmektedir. Çünkü siviller askeri konularda her zaman doğru karar veremezler


Kore Savaşı, 1950-1953 yılları arasında yapılan, Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki savaştır.

Bu savaş, Soğuk Savaş'ın ilk sıcak çatışması olmuştur.

Savaş, ABD ve Müttefiklerinin, daha sonra da Çin Halk Cumhuriyeti'nin müdahalesiyle uluslararası bir boyut kazanmıştır.

Kore Savaşı'na aktif olarak katılan Türkiye'nin, bu savaşta 741 askeri şehit olmuştur.

Yani hepimizin bildiği gibi Türkiye ABD''nin yanında Kore Savaşı'na katılmıştır.

O dönemin Genelkurmay Başkanın kim olduğunu hatırlayan yoktur sanırım. Araştırdım 1950-1954 yılları arasında ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin 6'ncı Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Mehmet Nuri YAMUT Paşaydı.

Gerek 2.Dünya savaşında olsun gerekse Kore Savaşında olsun savaşan taraflar Türkiye’yi hep kendi yanlarına çekmek istemişler ve bunun için de çok çaba sarf etmişlerdir.

ABD Kore Savaşlarında Türk ordusunu yanına çekmeyi başarmıştı.2.Dünya Savaşı patladığında ise hiçbir ülke Türkiye’yi savaşın içine çekememiştir.

Bunda da hem TSK’nın o dönemdeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral M.Kazım ORBAY’ın askeri yeteneği ve tek parti döneminin cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün akıllıca yaptığı siyaset yeteneğini herkes görerek takdir etmiştir.

Bu ikili Türkiye’yi 2. Dünya Savaşı'ndan uzak durmayı başararak tek bir askerimizin dahi burnunu kanatmamıştır.

Burada hatırlamamız gereken siyasi iradenin o dönemlerde kimlerin olduğudur.

O dönemlerin Genelkurmay Başkanlarını pek fazla insanımız hatırlamaz ama siyasi liderlerini de asla unutmazlar.

Kore'ye gitme kararının tamamen DP'li Başbakan Adnan Menderes'in isteği ve yönlendirmesiyle alındığını, Türkiye'yi 2. Dünya Savaşı'ndan uzak tutmayı başaranın ise tek parti döneminin cumhurbaşkanı İsmet İnönü' olduğunu bu millet asla unutmamaktadır.

Her iki siyasetçi verdikleri kararın sorumluluğunu üstlenerek savaş konusunda önemli birer karar vermişlerdir. Birisi savaşa katılmak için diğeri de 2.Dünya savaşına katılmamak için Meclis’i de kendi kararları doğrultusunda yönlendirebilmişlerdir.

Birsinin sonucunda Mehmetçikler Kore gibi binlerce kilometre uzaktaki bir ülkeye gidip kendilerini hiç ilgilendirmeyen bir savaşta kanlarını ve canlarını verdiler.

Şehit düşenlerden ancak 751’nin tespiti yapılmasına rağmen 166 kayıp Türk askerinin ise akıbeti hala bilinmemektedir.

Evet, 2. Dünya Savaşı'na katılmadık ama tarihin en kanlı savaşında tek bir askerimizin burnunu dahi kanatmadık.

Yani kısacası yurtdışına asker gönderip göndermemenin siyasi sorumluluğu tamamen günün siyasetçisine, askeri sorumluluğu da günün Genelkurmay Başkanına aittir. Bildiğimiz gibi ülkemizde her zaman son sözü siyasiler söylemiştir.

Şimdi 2017 yılında Katar’a asker gönderme kararlılığı gibi.

Askerlerin yabancı bir ülkeye gönderilmesi, savaş ilânı kolay bir karar değildir ve bu sebeple bu kararın alınması ciddi sorumluluk gerektirmektedir. Çünkü siviller askeri konularda her zaman doğru karar veremezler. Siyaset başka bir şeydir cephede savaşmak başka bir şeydir.

Arap çöllerinde Allah Mehmetçiklerimizi korusun!

Ali Galip AKYILDIRIM

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..