Korku İmparatorluğu

Kadıköy-Kartal metrosu açıldı, Recep Bey'in de katılımıyla. Üsküdar'da yaşayıp Kadıköy'e gitmeyi seven biri olarak metro yatırımları şu an beni tatmin etmekten çok uzak olsa da kabul etmek lazım ki kayda değer bir proje. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin trafik sorununu çözmek için gerek Anadolu yakasındaki metro atılımı gerek yeni otobüs yolu yaratma çabası içimizde umut yaratır cinsten. Ama bazıları Maltepe-Kartal civarında oturan 5-10 kişiye sorduğumda onlar da bana katılıyor. Hepimiz korkuyoruz. Kimse güvenemiyor. İnsansız testler bitti ama deyimi yerindeyse herkes insanlı testlerin sonucunu bekliyor. Bazıları artan terör eylemlerini öne sürse de genel olarak AKP'nin yaptıklarına karşı bir korku, bir güvensizlik hakim. Peki bunda ne kadar haklıyız?

En az İstanbul Büyükşehir Belediyesi kadar fazla olanağa sahip ve en az İstanbul kadar gelişmiş Ankara'da belediyenin metro kazılarında daha metrolar açılmadan insanlar ölmedi mi? Bu iki metro kazısını da yapan aynı zihniyet, aynı parti; dolayısıyla da birbirlerine benzemesi gereken iki kişi değil mi?

Artık Sarı Çizmeli Mehmet Ağa bile kahvesinde çayını yudumlarken bir şey söylemeden önce bin kez düşünme ihtiyacı duymuyor mu? İnsanlar telefonlarının dinlendiğini, her yerde mikrofonlar olduğunu ve sürekli takip edilebildiklerinden korkmuyor mu?

ÖSYM değil mi yıllardır yaptığı yanlışlarla gençlerimizin, yani ülkemizin geleceğiyle oynayan? En son iki yıl önce yapılan TUS sınavındaki yanlışlıklar ortaya çıkmadı mı? Şimdi bu sınava katılanların iki yıldır yaptığı her şeyin boşa gittiği ve her şeyin değişmesi gerektiği ortaya çıkmadı mı?

4+4+4 eğitim sistemiyle öğrencisinden velisine bütün ülkeyi bir endişe, sistemin başarısı ve doğruluğu hakkında bir şüphe kaplamadı mı?

Kadir Topbaş'ın bağlı olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı sırasında hangi meslek dalına el atıldıysa sürekli tepki çekilmedi mi? Tam Gün Yasası denendi, doktorlar bas bas bağırıp bunun kaldırılması için çabaladı mı? Veya öğretmenlere dalga geçer gibi yapılan 20 TL'lik zamlar bütün öğretmenleri isyan ettirmedi mi? Türkiye'de hiç şüphesiz en çok saygı gösterilen bu iki meslek dalının çürüdüğü bir dönemde korkmak, karşımızdakine güvenememek çok doğal değil mi?

Ferhat ile Berna daha sonra başbakanın üniversitelerde harçları kaldırarak kısmen uygulamaya sokmuş olduğu "Parasız Eğitim" pankartı açtığı için 8,5 yıl hapis cezasına çarptırılmadı mı?

Uğur Dündar'ın "İyi Uykular Sayın Seyirciler" kitabında da yazdığı üzere Nedim Şener'in Uğur Dündar'a saygısını göstermek için "Yüce Zeus" dediği ama bunun Oda TV davasının iddianamesindeki dinleme kayıtlarına "Deyyus" olarak geçirildiği ortaya çıkmadı mı?

İnsanlar bu ikisi gibi yüzlerce olay yüzünden artık sözlerinin nasıl çarpıtabileceğini düşünür olmadılar mı?

***

Bunların hiçbiri yokmuş gibi davransak bile sizce de daha deneme sürüşünde vagonu arkada unutup geri gelirken kimse "Lan sanki önümüzde bi vagon var ama..?" demediği için kaza yapan, bir dönem deneme sürüşlerinde hızı 60 km'nin üstüne çıkınca raydan çıktığı rivayet edilen metrodan korkmak için bir sürü haklı sebebimiz yok mu? Ayrıca dünyada en hızlı kazılan metro hattı olduğu söyleniyor, böyle reklamı yapılıyor. Allah aşkına, "Geç olsun güç olmasın." atasözüyle iç içe büyüyen bir halka böyle reklam yapılır mı?

Biz Türkiye olarak sanki her şeyde dünya bir numarasıyız, muasır medeniyet seviyesine ulaşmışız gibi böyle riskli bir projenin hızlı yapılması sizce de komik ve endişe uyandıran bir bilgi değil mi? Normal bina inşaatlarında bile bu kadar hata yapan bir milletin elinden çıkan en hızlı kazılmış metro çok da güven verir cinsten değil sanki. Daha dün Haliç Köprüsü'nün zamanında belli ki düzgün takılmadığı veya köprünün bakımı düzgün yapılmadığından vidaları kopunca ayakları ayrılmadı mı? Trafiğe açık olduğu için yüzlerce insanın hayatını tehlikeye sokmadı mı? Her ne kadar belediyenin son yıllarda toplu taşımayı canlandırmak ve trafiği çözmek adına attığı bu koca adımları takdir etsem de bence hızlı değil sindire sindire yapılması daha makbul olurdu.