Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Korku tutsakları…

Korku tutsakları…
 

04/06/2009

Haziran’ın ortasına geldik.

Hava bulutlu az sonra yağmur yağacak hatta bazı yerlere yağdığı da belli oluyor havadan.

Geçen gün bir dostumun söylediği bir söz zihnimden çıkmıyor.

Korkularımız hakkında ne düşünüyorsun? Diyordu.

Bazen hiçbir konu hakkında hiçbir şey düşünmek istemiyorum.

O anda ona aklıma gelen birkaç cümle söyledim konu kapandı.

Şu an düşünüyorum da korkular, herkesin hayatında mutlaka bir parça olmuştur ya da olmaya devam ediyordur.

Küçükken hep annesiz, babasız kalmaktan korkmuşumdur.

Onların sağlıkları için daha o küçük yaşlarda hep duacı olmuşumdur.

Şimdi annesine kıyan, yok eden çocukları görünce içim sızlıyor.

* * *

Korkuların saplantı haline dönüşmesi insanın ruh yapısını iyiden iyiye bozuyor.

Korkuların üzerine gitmek onlarla baş etmenin ilk adımı olabilir.

Bazen zararsız korkularımız vardır.

Yürüyen merdivenler, yükseklik gibi.

Ben yüzmeyi çok sevdiğim halde bir yerden atlayıp havuza giremem ila ki, merdivenleri kullanırım.

Denizde de öyle dubadan falan atlayamam.

Bununda ne bana nede bir başka kişiye zararı yok.

Yani bu çekincemin devam etmesi yaşamımı önemli ölçüde etkileyen bir etmen değil.

Ne kadar ilginçtir ki, paraselingi (denizden 200-300 m. yükseklikte denizi ve şehri paraşütten izlemek) seve seve yaparım.

* * *

Açta, açıkta kalma korkusu bu insanı gerçekten yiyip bitiren cinsten bir korku.

Kişi bir de kendine güvenmiyorsa hayat tam bir işkenceye dönüşüveriyor.

İmkânsızlık gerçekten insanın dengesini alt üst edebilen acı bir durum.

Her şeyin bir yolu vardır anlayışından hareketle hayata tutunmak sanırım en doğrusu olacaktır.

* * *

Hayvanlardan da korkarız bir insan gibi görünenlerden bir de diğerlerinden.

Köpekten korkanımız da hani az denmeyecek kadar çoktur.

Sokak köpeklerinden bazen ev köpeklerinden bile ödü kopanlar vardır.

* * *

Ben hiçbir şeyden hiç kimseden korkmam “Allah’ımdan başka” böyle diyenler de ne derece doğru söylüyor tartışılır.

Allah’tan korkuyorsun da bir kul olarak yapman gereken şeyleri ne kadar yapıyorsun diye de içimden sormak geliyor.

* * *

Korkularımız hiç olmasaydı o da sanırım biraz fazla kaçardı.

Azıcık endişe bazen de iyi geliyor.

Yoksa herkese karşı istediğimizi söyler, işimizde kafamıza göre takılır.

Kimseyi kale almaz. Gerisini, ilerisini düşünmeden istediğimiz şeyleri yapar.

Sonrada bunların getirdiği olumsuzlukların altından kalkamazdık.

Ailemize, kendimize karşı sorumluluklarımız olmaz vurdumduymaz bir ruh haliyle de kimse bizi çekmek zorunda kalmazdı.

Bir dostumuza kızıp ağzımıza geleni söyler, sonra onun dostluğunu ilelebet kaybederdik.

Bu bağlamda azıcık korku işe bile yarıyor.

* * *

Korkuların tutsağı olmak yaşamamızı anlamsız hale de getirebilir.

Sürekli bu ruh hali ve karmaşık kişiliğimiz kaygılarımızı artırır.

Hayattan beklediklerimizi bulamayınca da kendimizi kapatırız hapishanelerimize ve o sevginin gürül gürül akan kaynağı bize doğru akmaz.

Çok çekinceli yaşayan insanları gördükçe hep onlara acıma duygusu ile bakmışımdır.

Hem herşeyi yaşamayı isterler hem de kendilerini ne aşka ne sevgiye ne de güzelliklere tam anlamıyla veremezler.

İşte bunlarda sevmekten, bağlanmaktan korkan insanlardır.

Onlar bir türlü mutlu olamazlar.

Oysa korkularımızı yenmemiz için fırsatlar bir ışık değil mi gönüle...

mailto:e_mail%3Abelginturan@gmail.com

 
Toplam blog
: 439
: 512
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Lisansını Anadolu Üniversitesi/ İşletme Bölümü ve Anadolu Üniversitesi/ Sosyoloji Bölümlerinde “O..