Korku var mı korku?

Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN’ın Cumhurbaşkanlığına çıkmasından niye ‘bu kadar korktuğumuz’ soruluyor.

Şunu peşinen ve çok açık ve net olarak ortaya koyayım ki, kendi adıma böyle bir korkum yok. Peki derdiniz ne, diye sorabilirsiniz. Recep Tayip ERDOĞAN, hukuksal olarak bu göreve gelemeyecek birisi değil mi?

Hukuk açısından “Olamaz” demek elbette ki mümkün değil. Ancak neden olamazlığını birçok kez maddeler halinde sıralayarak belirttim. Benim dışımda da bir çok “Olmaz” diyenler var.

O halde neden “Olacağım” inadında?

Onun cevabını da elbette “Olacağım” diyen vermelidir.

Şimdi tekrar soruya dönelim…

Reha tarzı bir soru soralım “Korku var mı korku” diye…

Kesinlikle “Korku” yok. Korkunun olmasını gerektirecek bir durum da yok. Peki derdimiz ne o zaman?

Derdimiz şu…

Recep Tayip ERDOĞAN “Köşk”e çıkarken amacını görüyoruz. Demokrasiyi kendi deyişi ile “amaç” değil de “Araç” olarak gördüğünü söyleyen bir kişinin, o makama çıktığında Türkiye’de 7 yıl içinde yapacağı tahribatı düzeltmek için harcayacağımız zamana ve bu zamanı harcarken aynı zamanda harcayacağımız paraya bakıyoruz. Türkiye’nin geleceğini “Bu bakımdan” iç açıcı bulmadığımız için karşı çıkıyor ve bu konudaki uyarıları yapmayı da görev sayıyoruz.

Yoksa ne korkumuz olacak ki?

Şunu herkesin iyice bilmesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasanın 1, 2 ve 3 üncü maddelerinde ifade edilen niteliklerini değiştirmeye kimsenin gücü yetmez.

Ama bu iktidarın 3 Kasım 2002 tarihinden bu yana sadece “Siyasi iktidar” olarak verdiği tahribata bir de “Köşk”ten destek aldığında nerelere varacağını görmeye çalışıyoruz.

Bakınız, kendileri için demokrasiyi “Araç” olarak gören ve bunu da sözlü olarak ifade eden Recep Tayip ERDOĞAN, halkın “Temel Hak ve Özgürlüğü” olan “Miting” yapmak yoluyla tepkilerini ortaya koymasına tahammül gösteremiyor. Kendisi için “Araç” halk için “Amaç” olan demokratik oluşuma tahammül gösteremeyen birisinin “Köşk” makamında ne işi olabilir ki?

İşte biz bunu sorguluyoruz…

Sadece Recep Tayip ERDOĞAN’ın dünden bu güne söylediği sözleri bir araya getirdiğimizde bile, cumhurun başkanı olmaması gerektiğini görürüz…

Korku yok korku…

Ama gelecek günlerdeki tahribatın boyutunu hesaplayınca, endişemiz büyük, o kadar.

07 NİSAN 2007