Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '08

 
Kategori
Mizah
 

Korkulacak kadınlar

Korkulacak kadınlar
 

Bu hale gelmemize neden olmayın


“Deniz Feneri” olayı, Richter ölçeğinde hangi derecede bir depremdir ve sonuçta neleri yıkmış olacaktır, şu anda bir şey söylemeye pek imkan yok.

Olaydaki ilginç hususlardan biri de, yapılan yolsuzlukların ortaya dökülmesinde, başlama atışını yapanın bir kadın olduğu, soruşturma organlarını harekete geçiren ihbar mektubunun, muhtemelen ojeli parmakları olan bir kadının elinden çıkmış olması.

Yardım Derneği için toplanan milyonları cebine indirmekle suçlanan, Almanya’daki Deniz Feneri derneğinin eski başkanı Mehmet Gürhan’ı, eski sevgilisi Eyalet Valiliğine ihbar etmiş.

Yazdığı ihbar mektubunda, Gürhan’ın bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökmüş, Alman vatandaşı iken tekrar Türk vatandaşlığına geçtiğini, MİT’de çalıştığını, Alman polisini aptal yerine koyduğunu, paraları cebine indirdiğini ve Türkiye’ye kaçırdığını anlatmış ve sonunda, bu kriminal adama birşey yapmalarını istemiş.

Onlar da yapmışlar. Adam şu anda Almanya’da tutuklu olarak yargılanmakta. Yine gazetelerin yazdığına göre, Gürhan’ın evli olduğunu öğrenen bu sevgili, bir de onun tarafından terkedilince, adamın ne berbat bir kriminal olduğunu birdenbire keşfedip, yaptığı yolsuzlukların hesabının sorulması için vicdanından gelen baskıya daha fazla dayanamamış olmalı!

Tabii bu noktada, CD çalara, “Bir bahar akşamı rastladım size, daha önceleri nerelerdeydiniz?” şarkısını koymak mümkün ama, bu sorunun akıllı bir cevabı olmayacağı da kesin gibi birşey. Burada da başka bir şarkının sözlerini biraz değiştirerek olayı açıklayabiliriz: “Ben kriminale kriminal demem, kriminal benim oldukça!”

Almanya’daki “Bild” gazetesinin eski bir sayısında, sevgilileri veya kocaları tarafından aldatılan ya da terkedilen kadınların intikam alma yolları üzerine bir yazı yayınlanmıştı. Bu yazıya göre, o güzel, o alımlı, o karıncayı incitmeyen nazeninlerin, böyle bir olay karşısında aldıkları tavırlar ve yaptıkları misillemeler gerçekten şaşırtıcı. İşte bazıları:

- Alman televizyonu ZDF sunucusu Sibylle Nicolai, hayat arkadaşı SPD politikacısı Lothar Klemm, kendisini 20 yaş daha genç bir kadın yüzünden terkedince, adamın meyve suyuna ishal yapacak ilaç katmış, cep telefonunu suya atmış, yatağına kokmuş et saklamış ve külotlarına yakan bir merhem sürmüş. Bütün bunları da yazdığı “ Her zamankinden daha kuvvetliyim” adlı kitabında herkesle paylaşmış.

- Alman televizyonunun sevilen aktörü Ottfried Fischer, Avusturyalı Michaela ile bir macera yaşadıktan sonra karısına dönmüş. Terkedilen Michaela bir kitap yazarak, aktörle yaşadığı bütün mahrem ilişkiyi yayınlamış.

- Bir başka aldatılan Hamburg’lu bir kadın, eşinin çalıştığı yerdeki bir kadından çocuğu olduğunda, isimleriyle gazetelere ilan vererek kutlamış.

- Bonn’da yaşayan başka bir kadın, kendisini terkeden kocasını Maliye’ye ihbar ederek 75.000.- Euro ek vergi ödemesini sağlamış.

Bu liste uzayıp gidiyor. Hanımların hayal gücüne ve intikam duygularının kuvvetine göre değişiklikler göstererek. Gerçekten tatbik edilmiş başka intikam şekilleri de şöyle:

- Adamın çok sevdiği arabasının anahtarlarını bir şekilde elde edip, arabayı bilinmeyen bir yerde park etmek.

- Yeni sevgiliye imzasız mektuplarla adamın sadakatsizliklerini anlatmak.

- Adamın adresine bir sürü olmayacak eşyanın siparişini vermek.

- Adamın ismiyle gazetelere paralı aşk yapan kişi ilanları vermek.

- Çok başvurulan bir intikam yolu: Adamın gerçek para durumunu yetkililere bildirmek.

Yine Alman basınının bildirdiğine göre, Amerika’da iyi bir ücret karşılığında, ustaca ve gizlice intikam alan firmalar kurulmuş. Bunlar kanunları iyice bilerek, kimsenin suçlanamıyacağı biçimde intikam şekilleri üretiyorlarmış. Amerikan halkı, kendi kendine yöntem bulmakta pek yetenekli değil midir, yoksa Amerikalı’lar herşeye paket çözüm bulmakta mı çok ustalar, bu tam anlaşılmıyor.

Anlaşılan dünyanın her yerinde aldatılan ve terkedilen kadınlar karşı hücuma geçmenin yollarını arıyorlar. Bulundukları ülkeye ve kadının o ülkedeki konumuna göre, bu yöntemler çeşitlilik gösteriyor.

Gelişmiş ülkelerde, bağımsız konumlardaki kadınlar bu konuda elbette daha cesaretli ve daha buluş sahibi. Türkiye için anlatılan fıkrayı ise çoğu kişi duymuştur herhalde:

“Bir seminerde çeşitli ülkelerden gelen kadınlara, erkeklerini ev işlerini yapmaya teşvik etmeleri söylenmiş. Alman kadın:” Bizim Hans’a söyledim, artık bahçeyi ve temizlik işlerini yapması gerektiğini. Bir gün geçti, ikinci gün geçti, üçüncü günde baktım, salonu süpürüyor.” Amerikalı kadın anlatmış: “ Jack’ten haftada iki gün yemek yapmasını istedim. Bir gün geçti, iki gün geçti, üçüncü gün baktım, akşam yemeğini hazırlamış.” Türk’ sıra gelmiş: “ Bizim herife dedim, çocuğun altını haftada üç gün temizlesin diye. Bir gün geçti, iki gün geçti. Üçüncü gün nihayet göz kapaklarımın şişi biraz indi de, azıcık görmeye başladım yine.”

Yine de bu hikayeler erkeklere bir miktar ders olmalı. Ne derler, yavaş atın tekmesi pek olurmuş.

Evet sevgili beyler, siz siz olun, şayet onlarla ömür boyu birlikte oturmayı düşünmüyor, günün birinde başka ufuklara yelken açmayı aklınızdan geçiriyorsanız. eşlerinize, sevgililerinize bütün sırlarınızı sakın ola anlatmayın. Hele hele eğri işler çeviriyorsanız bunu hiç yapmayın!

Bir gün kendinizi demir parmaklıklar arkasında buluvermeniz işten bile değildir.

 
Toplam blog
: 165
: 1414
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Uzun yıllardır yurt dışında yaşıyor. İsviçre'de Adalet Bakanlığı'ndaki mesleği yanında tiyatro ya..