Korkuyorum anne

İnsanlar ikiye ayrılır, bu filmi izleyenler - izlemeyenler.
Son derece eğlenceli, sıcak, düzeyli bir komedi.
Kaliteli yapımların birçoğunun kaderi gibi biraz geride kalmış, ne vakittir DNR raflarında görmeme rağmen almayıp izlemekte geç kalmışım. Neyse ki sonunda farkedip satın almışım. Dvd'mi yerleştirip koltuğuma uzandım. Film başlıyor. Korkuyorum Anne, Filmin bir diğer adı İnsan nedir ki ?

Kürek kemiği, göğüs kafesi, omurga, kafatası, tırnak, bir ağız dolusu diş…
Romatizma, bel ağrısı,
kemik erimesi.
Bol et. Bol kemik.
Bol damar.
Kilolarca bağırsak.
İri göğüsler. Sarkık ciğerler.
Ülser, halsizlik, ameliyat, kahkaha, tokat, küfür, tümör, meme, aşk, gözlük, kepek.
İş bulur, borç alır, altına kaçırır, yalan söyler, sivilcesini patlatır, kaşınır, öğünür.
Fotoğraf çektirir, kırlara koşar, kusar, öper, güler.
Ot yer, hayvan yer, kaşınır, uyur.
Üzülür, düşünür, korkar.
İnsan nedir ki...

Güldürüyor , düşündürüyor. Alıştığımız mizah anlayışından çok farklı , sıradışı.
İstanbul’un, vapur sesleri ve martı çığlıklarıyla yankılanan sokaklarında ve evlerinde, çığlık çığlığa, omuz omuza, sırt sırta, dudak dudağa, el ele, yumruk yumruğa, göz göze, yanak yanağa yaşayan insanların öyküsünü izlemeye doyamadım.
Bir çok festivale katılmış , FIPRESCI Ödülü , En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Umut veren Oyuncu gibi çeşitli ödüller almış akıcı ve akılcı bu film için Reha Erdem'i kutlamadan geçemiyorum.
Sinemamızda benzer kalitede yapımların devamı dileğiyle, izlemeyenlere tavsiyemdir.
Unutmayın insanlar ikiye ayrılır. Siz hangi taraftasınız ?