Kornaya basma, frene bas!

Düşünün bakalım, kornaya değil de frene mi basmalıydınız? Değişen ne olurdu?

4 şeritli yolda sağdan 2. Şeritte 70 km hızla giderken solda kalan diğer 2 şeritten canının istediğini kullanarak  geçmek yerine arkadan hızla yaklaşıp tamponumuza yapışan ve daha hızlı gitmemiz için bir yandan selektör yaparken diğer yandan korna çalan,

Kırmızı ışıkta durduğunuzda devam etmenizi isteyerek arkamızdan korna çalan,

Önünüze çıkan yaya nedeniyle zorunlu olarak hız kestiğinizde arkanızdan korna çalan,

Ambulansa yol vermek için sağ şeride geçince ambulanstan daha hızlı şekilde arkamızdan yetişip korna çalan,

Uzun yolda yokuş yukarı kamyon solamaya çıkmışken 1 km mesafeden saatte 200 km hızla yetişip tamponunuza yapışıp  henüz geçişinizi tamamlayamamış olduğunuz halde yol vermeniz için korna çalan,

Ve daha türlü çeşitli abuk sabuk sebeplerle korna çalan kardeşim,

Takip mesafesi bilmezsin.

Hız limiti bilmezsin.

Trafik ışığı tanımazsın.

Trafikte saygı bilmezsin.

E böyle saçma sapan korna çalman dışında ne beklenir ki senden?

“kornaya basacağına frene bas” diyeceğim de, bu sözü anlayacak kapasiten olsaydı zaten bu yazıyı yazmama gerek kalmayacaktı.

Hoş, bu yazıdan haberin olmayacağı için yine gereksiz yazdık ya...

Hadi yoluna git kardeşim, nasıl olsa anlayacağın dilden konuşacak biriyle karşılaşman uzak değil. Biri az önce gitti, senin gibi korna çalarak, biri de çok sürmez, arkandan yetişir.…

Yazar gazetelerin 3. sayfalarında, "... yol verme tartışması (dilemeyiz ama) kanlı bitti..." diye...

Hastaneye yetişmenizi sağlamak da bize düşer zorunlu olarak...