Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '20

 
Kategori
Siyaset
 

Korona Günlüğü

                Korona Günlüğü-3

            Değişim Başladı!

            Tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de derinden etkileyen Korona virüsü daha şimdiden tüm yaşamımızı, alışkanlıklarımızı değiştirmeye başladı.

            Kuşkusuz yitirilen on binlerce insan, yaşamı ve geleceği etkilenen milyonlarca insan, ekonomisi çıkmaza giren ülkeler olsa da bu küresel salgın yeni bir dünya düzeninin de habercisi olacak.

            En başta dünyanın kıt kaynaklarının bu yüksek nüfusa yetmeyeceğini, üretim ve tüketim politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini öğretti bize.

            Dünya nüfusunu azaltmak, kirlenen doğayı temizlemek için özellikle böyle bir virüsün yaratıldığı ve yayıldığı şeklinde iddialar olsa da sonuçta kapitalist sistem tarihin en büyük krizini ve açmazını yaşıyor.

            Sömürü ve soygun düzenini eskisi gibi sürdüremeyeceğini gören ve anlayan emperyal güçler, bir yandan yeni projeler peşinde koşarken, diğer yandan ilk kez böylesine açığa çıkan ve zorlandıkları çelişkilere çözüm arayışı içindeler.

            Dünyada tüm ekonomik ilişkilerin yeniden organize edileceği kesin.

            Bilim insanları, ekonomistler, sosyologlar bu konularda hayli zorlanacağa benziyor.

            Ancak sıradan vatandaşlar olarak asıl bizlerin alması gereken çok önemli dersler var.

            Geleneklerine bağlı, islami değerlerle laik yaşam arasında sıkışmış bir toplum olarak bizler için bu yenidünya düzenine uyum sağlamak daha zor olacak.

            Arkadaşlığa, dostluğa fazlasıyla önem veren bir toplum olarak; bunun yalnızca sarmaş dolaş ritüellerle,  aşırıya varan ısrarlı samimiyetlerle olmayacağını anlamak ve kabul etmek zorundayız.

            Öte yandan; yakın temasın tek başına bir samimiyet ve dostluk göstergesi olmadığını, sevgi ve ilgimizi daha farklı yöntemlerle göstermenin mümkün olabileceğini hep birlikte öğreneceğiz.

            Üretim ilişkileri değişeceği gibi çalışma yöntemleri de değişecek.

            Düşünce ve bilgi paylaşımının mutlaka bir araya gelerek yapılmayacağını, teknolojinin olanaklarından sonuna kadar yararlanarak göreceğiz.

            Daha çok okuyacak, araştıracak, bilgilerimizi yenileyecek zamanımız olacak.

            Zamanı ekonomik kullandığımız gibi, aynı özeni kişisel ilişkilerimizde ve sosyal aktivitelerimizde de göstermeye başlayacağız.

            Bu salgın bizlere, nasıl bir devlet istediğimiz konusunda da yeni ufuklar açtığı gibi yönetim biçimleri de baştan aşağı değişecek.

            Elbette tüm bu değişimler öyle çok kolay olmayacak.

            Ama bu küresel felaket sonrası dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı gerçeğinden hareketle, bizim ülkemizin de, bireyler olarak bizlerin de bu değişimin dışında kalma şansımız yok.

            Şu andan itibaren en az benim gibi herkesin başta sağlık sistemi olmak üzere eğitim sistemini, sosyal devlet anlayışını, hukuk sistemini ve özgürlük kavramını yeniden sorgulamaya başlayacağını düşünüyorum.

            Bu yazıyı Bodrum’da belediyenin Bitez’deki kafesinde yazıyorum.

            Birazdan Bodrum Belediye Meclisi toplantısı yapılacak.

            Onlar da bu değişime uygun olarak açık havada, sosyal mesafeye uygun toplantı düzeninde bir araya gelecekler.

            Tüm sıkıntılara, zorluklara ve risklere karşın yaşam devam ediyor.

            Belediye hizmetlerinin aksamadan sürmesi için mevcut koşullara uygun, yeni ve yaratıcı yöntemler geliştirmek zorundayız.

            Aynı keza, eskisi gibi yönetilmek istemeyen toplumsal güçler örgütlü mücadele ve hak aramanın önemini bir kez daha fark ettiler.

            Tüm demokrasi güçleri, meslek örgütleri, sendikalar ve sivil toplum, klasik yöntemlerin dışında daha aktif, daha demokratik, daha yaratıcı yeni eylem ve dayanışma yöntemleri bulmak, geliştirmek zorunda olacaklar.

            Değişen ve yenilenen dünya düzeninde siyasette artık eskisi gibi yapılmayacak.

            Ne yönetilenler, eskisi gibi yönetilmek, ne üretenler, eskisi gibi sömürülmek, ne çalışanlar eskisi gibi paylaşmak isteyecekler.

            Daha adil, daha hakça paylaşmak, katılımcı bir yönetimle ülkeyi yönetmek, daha özgür ve barış içerisinde yaşama talebi artık her görüşte insanın birincil talebi haline gelecektir.

            Tüm siyasi önyargılardan bağımsız, eşit yurttaşlık temelinde, emek ve özgürlük eksenli, insan odaklı bir dünya düzeni artık hayal olmaktan çıkacak.

            Bu anlatmaya çalıştıklarımın bir ütopya olmadığını zaman, hepimize gösterecek. Coşkuyla kutlayamayacağımız bir 1 Mayıs bayramı öncesi biraz umut tazeleyelim istedim.

            Sağlıkla ve sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..