Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '08

 
Kategori
Tarih
 

Korunması Gereken miras

Korunması Gereken miras
 

30 Ağustos, bir ülkenin son düşmandan kurtulduğu tarihtir..


30 Agustus Zafer Bayramı hakkında yazı yazmaya hazırlanıyorken, şöyle biraz notlarımı karıştırdım. İki gündür de araştırıyordum. İki tane bence çok değerli anekdota rastladım. Saklamışım. Bunu sizlerle paylaşmak isterim.

Birinci cihazn savaşı yılları. Elde, avuçta hiçbir şey yok. Savaşacak gücü kalmamış. Bunu bilen ve fırsat kollayan, Türklerin acizliği ile alay eden Avrupalı devletler yakaladığı Türk devletini bölme senaryosunu işleme sokmuşlar. Masaüstünde Anadolu topraklarını kendi ararlında paylaşmışlar. İzmir ve Trakya Yunanlıların, Gaziantep-Adana ve etrafı Fransızların, Erzurum- Van ve çevresi Ermenilerin, Diyarbakır’ın doğusu İngilizlerin, Afyon, Antalya ve Konya’yı da içine alan geniş bir alan İtalya’nın olmak üzere paylaşılmış. Peki Türkler nerede ? Türklerin esamesi yok. Büyük bir çoğunluğu savaşta ölecek, kalanlar ise yaşadıkları topraklardaki devletlerin himayesinde yaşayarak asimile olacaklardır.

Bölüşmek bu kadar kolay olmuş yani !..

Anekdotlardan ilki Osmanlı’nın ilk yıllarından..

Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey vefat edip Bursa’da defnedildikten sonra devletin ileri gelenleri ve büyükleri, oğulları bir araya gelmişler ve ileri gelenlerin de salık vermesiyle mirasın bölüşülmesi kararlaştırılmış. Fakat koskoca Osman Bey’den geriye <ı>birkaç at, bir kat elbise, bir çift çizme, eyer takımı, tuzluk, kaşıklık ve yüz kadar koyunla birkaç çift de öküz kalmıştı. Osman Bey o kadar ülke fethedip, topraklar, varlıklar eline geçirmesine ve vergiye bağlamasına rağmen hiç parası yoktu. Alın bunları paylaşın diyen devlet büyüklerinin sözlerine karşılık, sorunu çözmek için o zamanın hatrı sayılır mübarek zatlarından biri olan Ahi Hasan’ın tekkesinde oluşturdukları beyler toplantısında Osman bey’in oğullarından

Orhan Gazi Ağabeyi, Alaaddin paşa’ya sormuş :

- Sen ne dersin?

- Kardaş! Padişaha iş görmek için at gerektir. Koyunlar da Padişah şöleninin gerektirdiği şeydir. Bölüşecek başka neyimiz var ki bölüşelim?

- Öyle ise gel, sen Padişah ol!

- Kardaş! Babamızın duası ve himmeti seninledür. Anın için ki, kendi zamanında askeri senin yanına vermişti. Şimdi Padişahlık dahi senin hakkındır!

Alaaddin Paşa yanındakilere bakmış, zamanın büyükleri de söyledikleri de söylediklerini uygun buldular. Alaaddin Paşa yalnızca küçük bir köy diledi, Orhan da istediği köyü verdi."

Devletin tepesinde olmak, devlet yönetmek, o terbiyeyi almak böyle bir şey olsa gerek.

Bir başka anekdot daha. Bu daha güncel. Anekdotsun sahibi Mustafa Kemal Atatürk..

Yıl 1922. Kurtuluş Savaşı’nın son demleri. İzmir kurtulmuş, herkezde çok tatlı bir yorgunluk. Artık, ordu Ankara'ya hareket edecek. Trene binerler ve kompartımana çekilirler. Ertesi gün, yaveri, Atatürk'ün kompartımanının kapısını çalar. Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını yıkamaktadır. Yaveri; 'Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde, niye böylesiniz?' der.

<ı>'Çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı. Setremi yastıkyaptım üşüdüm. Uyumadım kalktım' der. Yaveri; '<ı>Aman paşam! Birimize haber verseydiniz. Hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik' der ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir; <ı>'Geç fark ettim. Hepiniz en az benim kadar yorgundunuz, hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam degil, milletimin rahat uyumasi ..'

<ı>

Bu da, Osmanlı devletini kuran Osman bey’den, Türkiye devletini kuran geçen Gazi Atatürk’e bir ülkeye nasıl bakmaları gerektiğini anlatan iki küçük hikaye..

Biri, daha taze bir devletken, ülkeler fethetmişken, kendisini, ailesini düşünüp kişiselleştirip fethettiği ülkeleri ganimetleri kendisine mal etmemiş bir insan Osman bey, diğeri bir devleti tarihin sayfalarına gömüp, imkanı ve ortamı varken kendini kral ilan etmemiş, tek varlığım bu ülkedir diyebilen bir lider, bir asker ve devlet adamı : Gazi Mustafa Kemal Atatürl !:.

Bağdaştıramadınız mı ?

Bir daha okuyun o zaman.

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..