Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '11

 
Kategori
Siyaset
 

Koşaner Paşa ya konuşmasaydı...

İçimden Allah Allah diyesim geliyor. 

Yargı almış başını gitmiş. 

Anayasa mahkemesi iktidarın hizmetlerine takoz koymuş. 

Ordu siyasetçiyi yönetir olmuş. 

MGK' sivil otoriteyi hep itelenmiş kakalmış. 

Futbol takımları şike içine düşmüşler. 

Ne kadar subay varsa darbeci olmuş. 

Yazarlar yanlışlara çanak tutmuş. 

Bilim adamları Ergenekoncu olmuş. 

Devlet Kürtleri asimile etmeye çalışmış. 

Azınlıklaraın hakları yıllardır gaspedilmiş. 

Saymakla bitmeyen pek çok şey var. Üç beş yıldır köşe yazarları bu konuları didik didik edip yazıyorlar çiziyorlar. Olmadık senaryolarla köşelerinde adeta kan kusuyor, kin kusuyorlar.Hatta bazı yazarlar kendilerini öyle kaptırmışlarki siyasi iktidar "lep" demeden "leblebi" diyecek kadar kendilerinden geçmişler. 

Bir siyasi görüşü veya bir doktrini savunmak başka bir şey, bir siyasi iktidarın borazanılığının yapılması başka bir şey. Koşaner paşa oturmuş bazı gerçekleri bir şekilde dile getirmiş. Bu gerçekler maalesef doğru. Çünkü Paşa söylediklerinin arkasında durarak yan yatıp çamura batırmamış bu işi, "ben söyledim" dedi. O halde bu sözlerin ne anlama geldiğini, kanunlarımız karşısında suç oluşturup oluşturmadığına yargı karar verip gerkeni yapması lazım gelmiyor mu? Ne oluyor bu köşe yazarlarına savcılık, hakimlik görevine soyunmuşlar? Günlerdir Koşenerin üzerinden orduya olmadık hakaretleri yapıyorlar? Ordunun lağvedilip yeni bir ordu kurulmasına kadar işi götürebiliyorlar. Subay yetiştiren okullara bile dokunmanın zamanın geldiğini önerebiliyorlar. 

Bu beyefendiler devlet kurumlarını bir yemek şirketi veya temizlik şirketi olduğunu mu zannediyorlar? Kendi gazetelerinden düşüncelerinden dolayı kapı dışarı edilen arkadaşlarını veya yazılmamış kitaplarından dolayı hapse atılan meslektaşlarını savunamayan hatta yaranmak için arkasından "tu-kaka" diyebilecek kadar seviyelerini kaybetmişler. Onlardan, oynayacakları başkaları tarafından önlerine konarak iştahla yazmaları istenmişse, onlarda tadının ne olduğunu bilmeden servis ediyorsa acaba rahat rahat uyuyabiliyorlarmı diye düşünmekten dahi utanır oldum. 

Memleket gerçeklerine aklı selim yoldan yaklaşanlar veya muhalif olarak lanse edilenler, miting meydanlarında dile getiriliyor. Siyasi iktidar niçin rahatsız olabiliyor? Konuşurken ileri demokraSi nimetlerinden herkesin yararlanması, din ve vicdan özgürlüğünden yana olunması, düşünce özgürlüğünün olması, hatta eyleme dönüşmediği sürece suç olmaması haykırılırken sana dokunanlar o köşe yazarları tarafından hedef gösterildiği zaman bu insanları ya Silivri' de ya Hastal' da bulmuyor muyuz? 

İstiklal marşına, çocuklarımızın andına dil uzatılıyor. 

Türk bayrağı yakılıyor, çiğneniyor. 

Atatürk' hakaret ediliyor. 

Cami yerine sokakta namaz kılınıyor. 

Milli kuruluşlarımız, bankalarımız , limanlarımız ne varsa yabancılara satılıyor. 

Türk subayının başına çuval geçiriliyor. 

Türkiyenin bölümmesine çanak tutuluyor. 

Üç beş eşkiyaya güç yetiremez hale gelmişiz. 

Dönüşüm adı altında cumhuriyet kazanımları yok ediliyor. 

Ülkede akıl almaz bir şekilde milli ne varsa dejenere ediliyor. 

Deniz feneri aklanmaya çalışılıyor. 

Devam edersek akıl almaz bir liste çıkar ortaya. İşte bu yazarların görmek istemediği, duymak istemediği konular bunlar. Bunları cesaret edip yazabilirseniz bu millet sizin elinizi öpecek ama malı mı kaçırıyorsunuz, mal mı ediniyorsunuz bilmemiz zor. Yapılan her icraatı övebilirsin. Bu da senin düşüncen. Saygıda kusur etmek bize düşmez ama bir ölçü olsun işin içinde. 

Hakkaniyet içinde olmak insana takla atmaktan daha kolay. İktidarlar değişir. Hatta tozu bile kalmaz.Bugün bu iktidara övgü düzenler, otuz yıl önceki iktidara da methiyeler yazıyordu. 

 
Toplam blog
: 202
: 306
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

BİR DUAMIZ BİR DUYANIMIZ OLSUN YETER ..