Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '17

 
Kategori
Evcil Hayvanlar
 

Kötüyüz vesselam, hayvanları da bozduk!

Kötüyüz vesselam, hayvanları da bozduk!
 

Elçin de ben de sıkı hayvanseverleriz. Kuşlar, kediler; ama özellikle de köpekler canımız. Şu an için iş ve sosyal yaşamımız evde hayvan besleme sorumluluğu almamızı engelliyorsa da mavi gözlü Chocolate Labrador aramızda yaşıyor sanki. Selen yurt dışında olduğu zaman Sancho misafirimiz oluyor ve Antalya seyahatlerinde de annesine eşlik ediyor. “Sancho’ya kanka lazım, beraber bakarız.” diyerek bizi teşvik ediyorsa da bitirim İzmirli, biz iki mükemmeliyetçi, köpek bakımının insan bakımı kadar önemli olduğuna inanıyoruz.

Henüz köpeğimiz yok; ama etrafımızı donatıyoruz. Selen’i beagle sahibi yaptık; o bakıyor, biz seviyoruz. Mübeccel Teyze’ye de iki sene önce Affenpinscher aldık; Yorgo Dayı’yı kurtardık, Angel Anne rahat nefes aldı:) Ayda bir kez barınak ziyareti yapıyoruz. Hem mama götürüyoruz, hem de canlarla sarmaş dolaş oluyoruz. Antalya İstanbul gibi değil, parklar anlamında çok zengin. Büyük bir alanı boş görmenizle park haline gelmesi bir oluyor! Bu anlamda Muratpaşa Belediyesi’ne kocaman bir alkış tabii. Parklarda küçük canlar için dışkı poşetleri de bulunuyor. Sabah yürüyüşü için gittiğimiz parkta sokak köpekleriyle oynamaktan yürüyemiyoruz! Hasta olduğunu düşündüklerimizi veterinere götürüyoruz. Vet. Semih, “Abi, sen bir köpek çiftliği kursana. Ben de veterinerin olurum.” diyor. Bu fikir inanılmaz hoşuma gidiyor. Onlarca Retriever ve Lab yavrusu arasında kendimi düşünüyor, hülyalara dalıyorum. Elbette ki ticaretini yapmam, ücretsiz edindiririm de ayrılması zor gelir, ağlarım:(

Pet Shop’larda kedilerin, köpeklerin parayla satılması inanılmaz irite ediyor. Oysa barınaklardaki binlerce köpek onlara sarılmanızı bekliyor. Daha kapıdan girer girmez kendilerini size beğendirmek için ne şirinlikler yapıyorlar! Gözlerinizin dolmaması mümkün değil.

Kedi, köpek sahibi olmak çocuk sahibi olmaktan farksızdır. 15 yıl sizinle yaşayacağını ve yaşlılık döneminin zor olacağını bilerek edinmelisiniz. Sorumsuz insanlar yavru köpeğin şirinliğine bakarak alıyorlar ve hayvan kısa sürede büyüyor, gerekli ilgi gösterilmezse de agresifleşebiliyor ve garibim, -hatayı kendinde aramayan insansılar tarafından- sokağa terk ediliyor! Düden Park’ta hafta sonu yolumuzu bekleyen bir Rottweiler ve Shepherd var. Kısırlaştırıldılar ve aşıları da tamam. Barınaklarda da -terk edilmiş- yüzlerce cins köpek var. Nasıl bir psikolojik travma içinde olduklarını tahmin edemezsiniz. Çünkü siz hayatınızı dilediğinizce yaşarsınız; ama köpeğiniz sizin hayatınızı yaşar ve onu terk ettiğinizde üzüntüden kahrolur. O nedenle, evinize kedi ya da köpek almadan önce bin kez düşünün, araştırma yapın ve kafanızda “Alışamazsak geri veririz.” alternatifi kesinlikle olmasın. Kendi evladınızdan vazgeçmenizden farksızdır bu!

Satın almayın, barınaklardan edinin ve -hepsi de yüreği kırık olduğu için- onları çok sevin.

Arabada sürekli olarak Dostluk Maması ve su taşıyoruz. Migros ve Goody birlikte yapmışlar, Migros ve Tansaş mağazalarında 1 TL (150 gr) karşılığında satılıyor. Kalsiyum, mineraller, A, D, E vitaminleri açısından zengin, et ve tahıl içerikli kuru mamalar. 150 gr mama 15 kiloluk bir köpeğin günlük gıda ihtiyacını karşılıyor. İşte bu kadar ucuz ve büyük sevap işliyorsunuz. Canların karnını doyurduktan sonra sularını da ihmal etmeyin.

Son zamanlarda parklardaki bazı köpeklerde kuru mamayı yememe gibi tepkiler görmeye başladık! Herhalde hayırseverler artmıştı ve bizden önce doyurmuşlardı diye düşünüyorduk ki çocuğun birinin elindeki poşetten bir şey çıkarıp köpeklere attığını ve onların da afiyetle yediğini gördük. Yanına gittik ve köpeğe ne verdiğini sorduk. Dilimlenmiş salam veriyordu!! Beynimden vurulmuşa döndüm, çünkü insan sağlığına dahi son derece zararlı olan sucuk-salam-sosis üçlüsü köpeklerde misliyle zararlıydı, ishalle kurtulsalar kârdı. Az ileride oturan annesi de sohbeti merak etmiş olacak ki yanımıza geldi. İyi bir iş yaptığını düşünerek, “Besledin mi köpekleri yavrum?” dedi, aferin bekler bir bakış atarak bize!

“Hanımefendi, köpeklere salam vermek çok zararlıdır! Yağ, tuz, şeker, baharat onlara iyi gelmez.”

“Aa, neden zararlı olsun; biz de yiyoruz kahvaltıda! Şu ünlü marketten alıyoruz.”

“Siz de yememelisiniz aslında; ama yiyorsanız da -hangi gıdanın faydalı-zararlı olduğuna karar veremeyecek- bu gariplere yedirmemelisiniz.”

“Çocuğuma yedirdiğim salamdan yediriyorum. Ye oğlum sen de bir tane de görsün amcayla teyze!”

Elimdeki kuru mamayı kadına uzattım.

“Sizin yediğinizi o yiyorsa, siz de onun yediğini yiyebilirsiniz demektir; buyrun bir iki tane!”

“Yürü oğlum, iyilik de yaramıyor!” diyerek söylene söylene uzaklaştılar.

Köpişi sevdik, suyunu verdik.

Akşam da o ünlü zincir markete giderek kadının bahsettiği piliç salamı buldum. 30 cm uzunluğundaki 850 gr baton salamın fiyatı 4,90 liraydı!! Bir de memlekette pahalılık var diyorlar:) İçeriğini merak ettiniz mi, tabii ki sağlık-sıhhat fışkırıyor: Sodyum Nitrit, Sodyum Asetat, Sodyum Eritorbat, Sodyum Sitrat, Difosfat, Trifosfat, Dekstroz, Askorbik Asit, Sitrik Asit, Tütsü Aroması; biraz da piliç eti ve yağı!

Köpeğe de yazık da insan çocuğuna nasıl yedirir böyle bir şeyi!

 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..