Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '11

 
Kategori
Siyaset
 

Kovboy filmleri

Kovboy filmleri
 

Hüseyin Peyda ve Muammer Kaddafi. Senaristler onlar için hep kötü adam rollerini uygun gördüler...


Yıllar boyunca pazar günleri, o zamanın geç kahvaltısı ya da erken öğlen yemeklerinde, yani günümüzün brunch'larında TRT'den hep kovboy filmleri seyrederdik.  

İyi, kötü, çirkin... Her zaman boyalı yüzlerle ortada gezinen çirkin(!) kızılderililer, Amerikalıların yaptıkları katliamın vicdanlarındaki yükünü hafifletmek için kullandıkları figüranlardı. Kızılderililer posta arabalarına saldırıp beyazların kafa derilerini yüzerken bizler de hep onları ayıplayıp beyazlardan yana tavır alırdık.  

Sonra kendilerine benzeyen ama içi kötülük dolu, hapisteki arkadaşlarını kurtarıp dışarıda çete hayatına devam etmek isteyen kanun kaçakları da vardı. Kötüydüler onlar, milletin malına, karısına, kızına göz diker, tükürük hokkalarına tüküre tüküre kasaba meydanında gezinirlerdi. Millet de ya sabır çekip, şerifin kasabaya dönmesini ve bu asalakları bir an önce defetmesini beklerdi.  

Bir de iyi adamlar vardı ki biz onları hep ama hep, pek ama pek çok severdik. Sahiplenirdik. Adaleti temsil ederlerdi sözüm ona ama aslında onlar da milleti vurup öldürdüklerine göre katil sayılmazlar mıydı? Vallahi pek sayamazdık çünkü senaristler öyle bir senaryo yazar ve oyuncular da öyle bir oynarlardı ki rollerini, bize kötü dediklerini kötü, iyi dediklerini de iyi kabul ederdik hiç yormadan kendimizi. Hem zaten kim niye iyi, kim ne yapmış da kötü desek ne fayda? Senaryo çoktan yazılmış, oyuncular üstlerine düşeni yapmış, film çekilmiş olurdu bile.  

Gitti gider Kaddafi'nin fotoğrafını görünce işte bunları hatırladım nedense(!). Daha geçen günlere kadar petrolü var diye paçasının dibinden ayrılmayan Berlusconi mi istersiniz, Paris'te Elysee Sarayı'nın bahçesine çadırını kurarken gıkını çıkarmayan Fransızları mı? Herkes pek bir seviyordu kendisini. Ne oldu da birden her şey değişiverdi şu üç günlük dünyada? Biz Türkler bile Kıbrıs Barış Harekatı'nda Amerika'ya kafa tutup bizlere yardım eden Kaddafi'yi ne kadar da çabuk unuttuk. Hemen tu kaka yapıverdik, demorasinin önünde engel gördük, gitsin dedik hemen pılını pırtısını bile almadan.  

Kötü adam olarak anılmak zordur. Filmlerden kazandığı bütün parasını yine sinemaya yatıran bir Hüseyin Peyda da olsan, ilk iktidara geldiğinde ülkesindeki petrol şirketlerini ulusallaştırsan da Kaddafi gibi, Amerikalının yazdığı senaryoda kötü adamsan filmin sonu bellidir, değişmez.  

Güle güle Muammer Kaddafi...  

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..