Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '11

 
Kategori
Sinema
 

Kovboy ve Kızılderililer Uzaylılara karşı

Kovboy ve Kızılderililer Uzaylılara karşı
 

HARRISON FORD VE DANIEL CRAIG


Kovboylar, Kızılderililer, Uzaylılar hepsi aynı filmde. Hollywood’un popüler olmasında en önemli rolü oynayan western ve bilimkurgu türlerinin bir arada işlendiği örnek oldukça az. İlk film 1935 yılında “Singing Cowboy” adlı TV dizisinden esinlenerek çevrilmiş olan “The Phantom Empire” olarak kayıtlara geçiyor. Hollywood western ve uzay ilişkisini çoğunlukla ana öyküyü destekleyen yan motif olarak kullandı ; örneğin Yul Brynner (West World-1973) bir gösteri parkında android bir kovboyu canlandırdı veya “Geleceğe Dönüş” üçüncü bölümde (1990) Marty ve Dr. Brown zaman makinesi ile Vahşi Batı’ya seyahat ettiler. Bir TV dizisinden uyarlanan “Wild Wild West-Vahşi Vahşi Batı” ise ileri teknolojide bir savaş makinesi Metal Örümcek ile westerni harmanlayan bir aksiyon komedi oldu. Alien veya Predatorvari yaratıklar ile kovboyların çatışmasına ilk kez tanık oluyoruz. “Iron Man” serisi ile aksiyon-bilimkurgu kulvarında sağlam bir yer edinen yönetmen Jon Favreau farklı dokuda bu iki türü bir araya getirirken, görselliği sağlam fakat ruh birleşimi eksik bir film kotarmış. İlk bölüme klasik westernin tüm dokusu hakim; kasabaya gelen yabancı, tozlu meydanda şerifin müdahale ettiği ilk çatışma, her şeyi kontrol eden sığır tüccarı Albay Dolarhyde gibi uzayıp giden bildik klişeler. Belli ki deneyimli birçok yönetmen gibi Favreau’da westerne çok heves etmiş. Uzaylıların kasabaya saldırısı ile başlayan savaş herkesi bir cepheye topluyor. O zaman için uzaylı kavramı bilinmediğinden “iblisler” olarak adlandırılıyor saldırganlar. İyi kovboylar, haydutlar, kızılderililer hepsi aynı cephede birleşiyor ve savaşıyor ortak düşmana karşı. 11 Eylül metaforları bitecek gibi gözükmüyor, dış dünyadan gelen teröristlere karşı “hep birlikte başarabiliriz” nutukları ile başlayan birleşme ve savaş ikinci bölümü kapsıyor.

Öykü 1873’de Arizona’da kırsalın ortasında hafızasını kaybetmiş bir adamın uyanması ile başlar. Bileğinde ne olduğunu anımsamadığı kalın bileziği çıkartmaya çalışır ama başaramaz. Karşılaştığı ilk kötü adamlar karşısında bileziğin üstün gücünün farkına varır. Absolution (Bağışlanma) adındaki kasabaya gelen yabancı hiç hoş karşılanmaz. Yabancının tüm yörede aranan bir kanun kaçağı olduğu anlaşılınca en kısa yoldan kodese tıkılır. Uzaylıların garip şekilli uçan gemilerine karşı bir tek yabancının bileziği adeta ‘uçaksavar’ kadar etkilidir. İnsanoğlunun tek şansı yabancının liderliğinde dünya dışı yaratıklara karşı birleşmededir. Uzaylıları kasabaya çeken sebep, halkın yerini bir türlü keşfedemediği altın olduğu anlaşılması hoş bir gönderme olur.

Son James Bond, Daniel Craig “Yedi Silahşörler” deki Steve McQuenn’i andırıyor. Favreau’da bu benzerlikten memnun olduğunu belirtiyor. Western’in tüm popüler örneklerine göndermeler ile dolu ilk bölüm, Sergio Leone, Clint Eastwood, John Ford esintileri iyi bir işçilik ile seyirciyi umutlandırıyor. İkinci bölümdeki uzaylılar ile savaş tümüyle grafik, ruhtan yoksun bir şekilde ilerliyor. Uzaylılar olağanüstü kötü, insanoğlu ise  mağdur. Bilgisayar oyunu şeklinde bir ikinci bölüm, hayal kırıklığından öteye geçmiyor. Daniel Craig, Harrison Ford, Sam Rockwell gibi oyuncular oyunun bir parçası olmanın ötesine geçmiyorlar.

Kısaca ilginç olabilecek bir konsept tüm klişelerin arka arkaya sıralanmasıyla ruhsuz bir gösteriye dönüşmüş.

KOVBOYLAR VE UZAYLILAR – COWBOYS AND ALIENS

YÖNETMEN: JON FAVREAU

OYUNCULAR: DANIEL CRAIG, HARRISON FORD, OLIVIA WILD, SAM ROCKWELL                              

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..