Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '14

 
Kategori
Eğitim
 

Köy Enstitüleri

Sayın okurlar… 1940 yıllarına dönecek, ( 17 Nisan )

Köy Enstitüleri'nin bilinen efsanesini anlatacağım.

Efsane diyorum; Son yüzyılın en büyük reformlarından, çözüm için çok iyi düşünülmüş ve uygulanmış bir hareket olarak dünyada ki diğer ulusların da ilgisini çekmiş, üzerinde sayfalarca yazı yazılmış ve şu iyi bilinsin Türkiye alkışlanmıştı..

“Son yüz yılda çıplak ayaklı Doktor “ uygulaması Çin’de başarı ile yapıldı zaman Çinliler Türkiye’deki Köy Enstitülerinden esinlenerek yaptıklarını defalarca yazdılar..

İstiklal savaşı ve sonrasın da yorgun – ekonomisi gelişmemiş olan Türkiye, bir de İkinci dünya savaşının sıkıntıları üzerine gelince zorlandı..

Bu yıllarda Milli Eğitim bakanı olan Hasan Ali Yücel ( Orta eğitim genel md. Tonguç)  zamanında geliştirilen ve uygulamaya sokulan bu reform hareketin de zeki –çalışkan köy çocukları ( Kız- erkek ) Köy enstitüsü adı verilen kuruluş içinde toplamak, bunlara köyde yapabilecekleri işleri öğretmek ( Tarım- Hayvancılık  -Sağlık işleri-Okuma yazma – Çevre temizliği – Köyde önder olması ) gibi…

Dendi ki köyden alınan çocuk yetiştirilirse yine köy de başarılı olur..  Şehir çocuklarını okutsanız da köyde başarılı olması zordur. Bir yerin, bölgenin ağaçlarını dahi başka yerde verimli yetiştiremiyorsunuz.. Niçin … Bir düşünün Gemlik’ deki zeytin ağaçları başka yerde  - iklimde sofralık zeytin veremiyor.. Bunun için onlarca yerde Köy Enstitüleri kuruldu. Bu Enstitülerin binalarını, işliklerini  bu çocuklar hep beraber, zevkle, heyecanla çalışarak yaptılar..

Tarlalarını  - bahçelerini ektiler biçtiler, Hayvanlarını yetiştirdiler, kendi kendilerine yetmeyi öğrendiler.. Okudular –resim yaptılar – Müzikle uğraştılar.

1948’lerde  Kayseri Köy enstitüsünün öğrencilerinin 19 Mayıs gösterilerine ellerinde mandolinleri ile çeşitli Türk marşlarını çalarak gelişlerini, biz liseliler ve Kayseri halkı şaşkınlıkla gıpta ile izledik. Daha sonra buradan mezun olanların köylerde yaptıkları ilerici çalışmaları basın hayranlıkla yazdı, durdu.

Fakir Baykurt –Mahmut Makal –Rifat Ilgaz gibi daha nice yazarlar –romancılar bu köy çocukları içinden çıktı… Türkiye’de bu Enstitüler çoğalıp bütün bölgelere yayılsa, inanın okurlar Türkiye çağ atlayacak duruma gelebilirdi. Ama… yeni gelen politikacılar (Demokrat parti ) ve yandaşları ilerici hareketten rahatsız oldular. 

Köy uyanıyordu… Çeşitli sloganlar – laf kalabalığı ile bu güne kadar aldatılan  köy doğruyu –bilimi –ilimi öğrenecek, bunlarda ellerinde ki güç ve mali kazanç azalacak, belki de kaybolacaktı.. Köy uyanmamalıydı… İçinde bulunduğu karanlık içinde köylü ile istedikleri gibi oynar istediklerini yapabilirlerdi..

Oyun içinde ki oyunun özeti bu.. Sudan sebeplerle ( Kız- erkek bir arada ) gibi.

Bu ilerici hareketi Köy enstitülerini aynen Halkevleri gibi kapattılar..

Binlerce Köy Enstitüsü mezunu öğretmenler ve Türkiye’yi karşılıksız sevenlerin lanetini,( halk tabiri ) bedduasını alarak. Bu beddualar tuttu, onlarında sonu Köy Enstitülerinin acı ile anılan hatırasından daha da kötü oldu…

Bakmayın onları kahraman gösterenlere, hepsi boş –parti sözleridir.

Eğer haklı olsalardı, Tanrı onların sonunu böyle kötü yapmazdı..

Bütün bunarı gençler için yazdım… Okuyun ve düşünün.    


.özcanvural33@hotmail.com                                     

 

 
Toplam blog
: 453
: 1059
Kayıt tarihi
: 24.07.06
 
 

1933 Kayseri'de doğdum. Kayseri Lisesi Ankara Veteriner Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Diş Heki..