Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '09

 
Kategori
Güncel
 

Köy Enstitülerin kuruluş yıldönümü

Köy Enstitülerin kuruluş yıldönümü
 

Hasanoğlan


Onlar Anadolu toprağının güzide köşelerinde bin bir emekle filizlenip, yurdun dört bir yanını saran sarmaşık gülleridir. Evlerinden, köylerinden kopup, önce okuyacakları okulları kendi elleriyle yaptılar. Öğretmenlik için gidecekleri yerlerde kendi okullarını inşa edebilecek bir işçi, toprağı işleyen bir çiftçi, ağaca söz geçiren bir marangoz ve çakmak çakmak gözleriyle gelecek vaad eden, bilgiye, ilgiye aç öğrencilerini doyurabilecek bir eğitimci olarak yetiştiler. Onlar Köy Enstitülerinin ilk neferleriydi.

* * *

Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü bugün…17 Nisan 1940…Projeyi yöneten isimlerin başında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel , eğitim bilimci ve ilköğretim genel müdürü İsmail Hakkı Tonguç ; Rauf İnan ve İsmet İnönü geliyor.

İsmet İnönü, açılış aşamasında Köy Enstitülerine tam destek verip, toprak reformunu savunanlardandı.

Amaç donanımlı öğretmen yetiştirmekti. Kendi okulunu yapabilen, bilinçli bir şekilde toprağı kullanabilen, aydın, ilerici, bilgili bireyler yetiştirmek ve ülke kalkınmasına katkıda bulunmaktı.

Önce enstitülerin kurulabileceği yerler tespit edildi. Ulaşımın kolay sağlanabildiği, genellikle tren yolu bağlantısı olan yerler tercih edildi. Hasanoğlan , Kızılçullu, Savaştepe, Arifiye, Ortaklar, Gönen, Aksu, Beşikdüzü, Pulur, Gölköy, Kepirtepe……..

Bu isimlerin titrettiği yürekler mutlaka çevrenizde vardır.

Üstlendiği bu görevi başarıyla yerine getirdi Köy Enstitüleri…Yetiştirdiği tohumların her biri başka bir coğrafyada filizlendi. Eğitime verilecek önemin, bir ülke için ne anlama geldiğinin, ne kıymetli olduğunun kanıtı oldu.

********

Her yıl olduğu gibi bu yıl da eski mezunlar toplanıp okulumuza (şimdiki adıyla Savaştepe Anadolu Öğretmen Lisesi) geldiler. Aralarında okulumuzun ilk mezunları da bulunuyordu. Dik duruşları, aydınlık yüzleri ve temiz dilleri vardı. Emekliliğinin otuzuncu yılına girmiş bir öğretmen, hala görevlerinin devam ettiğini düşünüyordu. Sorumluluklarını hiç bırakmamışlardı. Öğrencilerimize, anılarından bahsettiler. Sahnede konuşurlarken hala , sınıfta , kara tahta başında olduklarını hissettirdiler. Hatta İsmail Öğretmen Şöyle bir cümleyle başladı konuşmasına;

- Orada oturuyor olmanın heyecanını unutmayanlardanım….

Bırakın öğretmenlik günlerini anımsamayı, onlar öğrencilik günlerinin heyecanını taşıyorlar.

Gözlerindeki bir şeyleri değiştirebilme ateşi hiç sönmemişti. Anılarıyla bir kez daha hayran bıraktılar emeklerine…

Sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsünden mezun Hasan Öğretmen söz aldı. Elleri titriyordu biraz yaştan, biraz heyecandan, biraz da anının tesirinden.... Hasan Öğretmen, Köy Enstitülerinin kapatılmasına ilişkin TBMM de yapılan oturuma gönderilen dört öğrenciden biriymiş. Meclisteki konuşmaları kelime kelime hatırlıyordu. Aktarırken de gözlerinin doluluğundan yüreğinin acısını anlamak zor değildi. Kapatılmasına ilişkin sunulan gerekçeler canlarını acıtmıştı. Okullarına gelip şahit oldukları oturumu anlatınca, öğretmenleri de onlar gibi ellerini sıkıp ağlamıştı…

Derken bizim öğrencilerimize de söz hakkı verildi. Onların yüreklerine su serpen cümleler kurdu Tuğçe… Pek çok isim değiştirerek günümüze kadar gelen bu emektar okulları koruyacaklarına ve ülke için, tıpkı onlar gibi çalışacaklarına dair söz verdi öğrenciler adına…

“Neden kapatıldı, kapatılmasa ne olurdu ya da neler yaşanmıyor olurdu ?” diye hala soruyorum…….


 
Toplam blog
: 19
: 3619
Kayıt tarihi
: 16.01.09
 
 

..