Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '12

 
Kategori
Eğitim
 

Köy Enstitülüler Muğla'da toplandı. Dün 17 Nisan'dı ...

Köy Enstitülüler Muğla'da toplandı. Dün 17 Nisan'dı ...
 

DÜN 17. NİSAN.2012 idi. KÖY ENSTİTÜLÜLER MUĞLA'DA TOPLANDI.


Yüzlerinde çizgiler vardı, yüreklerinde derin izler. Gözlerinde o ışık hiç sönmemişti. Yaşları bir hayli ilerlemişti ama, onlar duygularından, düşüncelerinden hiç vazgeçmediler. Yüreklerinde buruk acılar vardı, halka halka bir birlerine aynı duygularla, hüzünlerle kenetlenmişlerdi. Ortak acıları, ortak sevinçleri, ortak kederleri vardı. Daha çok paylaştılar, daha çok büyüdüler. Çünkü onlar bir devrin  eğitim kadroları ve inançlarıydılar.

Çünkü onlar Köy Enstitülerinin bitmez tükenmez ışığında yeniden ülkeyi var etmenin ve kurmanın önemli mücadelesini vermişlerdi.

Onlar köy çocuklarıydı.  Onlar karanlıkları yırtmak,  aydınlık bir gelecek var etmek için durmadan çalıştılar, durmadan koştular.

Az zamanda çok iş yaptılar.

Mustafa Kemal Atatürk değil miydi söylevinde az zamanda çok iş yaptık diyordu. İşte O’nun izinde ve ışığında yılmadan çalıştılar.

Neler yaptılar?

O tarihi sürecin ve savaşların ülkeyi kuşatan, işgal eden düşmanların elinde kalan yıllar.  Türk milleti bağrından koparılıyordu. İşbirlikçiler,  zayıf siyasi, iktisadi politikalar ve yönetimler  ve kuşatmalar, dayatmalar.  İçten içe çöküş. Bir imparatorluk çökmüştü. Ve ülke zindan, kara,  acı ve sancılarla, işgallerle yaşıyordu.

Böylesine bir sürecin içerisinde savaşlara girdi. Türk milleti yok olup gitmekten ancak ve ancak “Ya İstiklal ya Ölüm” parolası ve kararlılığı ile kurtulacaktı.

Ve, Mustafa Kemal Paşa inançlıydı. Türk Milletini sonsuz özgür, ferah günlere erdirecekti. Bunun için Anadolu’ya geçmesi gerekiyor İstanbul’un puslu ve siyasi havasından kurtulması gerekiyordu.

İnanıyordu ki, önce Türk Milletinin yüreğinde meşaleler yakacaktı. Ve sonra “kurtuluş mücadelesi.”

Savaşlar, acılar, yokluk. Millet ancak ve ancak inançları ile kurtulacaktı. Kazanılan zaferler, açılan yeni ufuklar, gelecekler  ve Cumhuriyet, devrimler.

İşte böylesine bir sürecin içinden çıkan yeni  inançlar, yeni işler… Köy Enstitüleri böylesine bir sürecin ürünü ve devrimidir. Ülkede topraklar bozkır, yorgun. İnsanlar bitkindir. Kazanılan zaferler, sevinçler, inançlar onları dimdik ve gelecek günlere erdirecekti..

 Köy Enstitüleri bu ışık ve amaçla, inançla kuruldu. Yıl 17. Nisan.1940

Niçin karalandı?  Niçin kapatıldı? 

İşbirlikçiler, siyasi çalkantılar her dönemde vardı. Çıkarlar, iç ve dış odaklı kuşatmalar. Ülke üzerinde pazarlıklar.

Demokrat Parti iş başına gelecekti. Doğudaki ağalıkların bitmemesi pahasına kurulan söz verilen seçim anlaşmaları. Demokrat Partiyi işbaşına getirecek ve Demokrat Parti’de Köy Enstitülerini kapatacaktı.

İşte ilk yok oluş ve kapatılmaya yüz tutuş. Yıl 1946’da başlayan ilk büyük sarsıntı ülkeye konan büyük taş.

1950’de hızla kapatılma sürecini yaşayan Köy Enstitüleri. Kolay kurulmamıştı. Onlar köylerine hayat getirdiler. Su yoktu kanal kazdılar suyu getirdiler, ağaç diktiler, elektrik getirdiler, yapılarını kurdular,  kendi okullarını tuğlalarını yaptılar.

Meyve yetiştirdiler bir köye yemyeşil yeniden hayat verdiler. Ürettiler sanatı,  demiri, harcı öğrendiler, zeybek oynadılar, Ortaklar’da diz çöktüler.

Türküleri, Vivaldiyi öğrendiler. Onlar kitap okudular. Kitabın önemine inandılar. Onlar matematik, müzik, sanat, edebiyat öğrendiler.

Onlar iş içinde işi uyguladılar.

Daha dün dü çarşıda karşılaştığım beyefendi şöyle diyordu, Trabzon Beşikdüzü Köy Enstitüsü hala o gür havasında ve öyle ki,  o günün kültürel ve eğitim yapılanmasından çok iyi yararlanmıştır o çevre, diyordu.

Ancak çıkar çevreleri ülkenin ve insanların uyanmasını ve kalkınmasını istemediler. O nedenle bir bir karalandı ve kapatıldılar.

Gerçekler bu derece gözler önünde iken  ve dünya devletleri bu projeyle  büyük düşünce ve devinim geçirirken. Hala algılamayan ve işine gelmeyenler.

Ben böylesi bir projeden alıkonulmuş bir ülkeyi büyük bir hüzün ve hazanlarla karşılarken.

Bir avuç kalan Köy Enstitülüler. Onlara baktım, yüzlerine çizgilerine, yüreklerine. Burkulmuş acılarını, kederlerini hissederken,  gözlerindeki meşaleyi ,  hep coşkuyu büyük bir ışık ve sevinçle paylaştım, izledim. Kolay mı onlar okullarından kendi yaptıkları, ürettikleri işlerden koparıldılar.

Sayıları azaldı bir bir. Ne çok seviyorum onları destanımsı duygular ve düşüncelerle. Ve idealleri, ne çok anlıyorum onları.

Onlar Köy Enstitülerinin Köy çocuklarıydı. Daha  dün gibi ışıkla, umutla yüreklerine, birbirlerine, inançlarına sarılmışlardı.

Tarih dün 17 Nisan 2012 idi. Yer Muğla Konak altı Kültür Merkezi . Muğla ve çevresindeki Köy Enstitülüleri Muğla Belediye Başkanlığı ve Muğla Eğitim-Sen bir araya getirmişti. Onların gözlerini görebilmenin inançlarını, sevgisini ve tohumunu ekmişlerdi. Teşekkürler.

Onları görsellerime, arşivime, gelecekte belgelere aldım. Dün Muğla’da toplanan Köy Enstitülüleri izleyebilmek için  http://blog.milliyet.com.tr/nabidekilinc  adresimden görebilirsiniz.

Öyle ya dün 17. Nisan. 2012 idi. 72 yıl geçmiş üstünden. Eğer yaşatılsaydı bugün ülkenin geleceğini şu anda hiç kimsenin hayal dahi edemediği güzel günlere, gelişmiş, yaşam düzeyi yüksek pırıl  pırıl bir ülke ve ülkenin insanları dünya ülkelerine örnek ve öncül, barışcıl politikaları saçıyor olacaktı.

Bu  denli sorunlar ve yoksulluklar, kargaşalar, kavgalar, kuşatmalar  yaşanmayacaktı…

17. Nisan. 1940 yılında kurulmuşlardı. Onlar Köy Enstitüleriydi.

Ülke bir baştan bir başa 72 yıl. Ülke hala Sen’in izinden ve duygundan yoksun  Mustafa Kemal Atatürk.

23 Nisan’ı  ve çocuklar için geleceğin bir gülü ve yıldızı, geleceği kurtaracak sizsiniz diyen Büyük Önder Atatürk’ü özümseyerek ve anlayarak O’nun önderliğinde buluşan tüm Köy Enstitülüleri sevgi ve saygıyla anıyor ve selamlıyorum.

 

 
Toplam blog
: 642
: 524
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Muğla'nın YERKESİK  beldesinde dünyaya gelmişim.  Yöremin o solunacak havasını, coğrafyasını çok ..