Köylerimiz ve Köylülerimiz-2

Dünya dönüyor, dönerken de çok hızlı olarak değişiyor. Öyle ki bu hıza ayak uydurabilmek gün geçtikçe zorlaşıyor. 

 

Hani tarihi hadiseleri yaşandığı zamanın şartlarına göre değerlendirmek gerektiği söylenir ya hep. Günümüzde yaşadığımız hadiseleri de kendi şartlarında değerlendirmek ve geçmişle kıyaslarken bunu daima göz önünde tutmak icap ediyor.

 

Evet, eskiden akrabaların, köylülerin ve hemşerilerin birbiriyle olan ilişkileri daha samimi ve içtenmiş. İletişim imkânları ile ters orantılı olarak insanlar arası irtibat daha kuvvetliymiş. İnsanlar daha az kişiyi tanıyor lakin tanıdığı kişilerle olan samimiyetini çok daha derin tutabiliyormuş. Bu durum aynen insanların kitap okuma olayına benziyor. Eskiden az sayıda kitap çok okunur ve derinlemesine tetkik edilirmiş. Okunan kitaplardan büyük fayda elde edilir ve okuyanlara tesiri olurmuş. Şimdilerde okunan kitap sayısı çok fazla lakin yüzeysel olarak okunan çok sayıda kitabın sağladığı fayda istenilen seviyede olmuyor. 

 

İşte, aynen az sayıda kitaptan çok derinlemesine istifade eden eski topraklar, tanıdıkları az sayıda ahbabını da tüm samimiyetiyle tanırlar ve dost edinirlermiş. Şimdilerde ise çok sayıda kitabı yüzeysel olarak okuyan bizler tanıdığımız yüzlerce insanı samimiyetimizle değil işimiz düştüğü kadarıyla yüzeysel olarak tanıyoruz.

 

Bırakın arkadaşlarımızı falan kendi akrabalarımızın durumundan bile bîhaber olarak yaşıyoruz ekseriyetle… Hatta ve hatta kendi ailemizi dahi tam anlamıyla tanıyamıyoruz. Bunun nedenini bulmak çok da zor değil aslında. Sohbet etmek, dertleşmek, hasbıhal etmek gibi sıcak kelimeleri geride bıraktık artık. Hepsinin yerini teknolojik cihazlar işgal etti. Akrabaların, komşuların ve köylülerin durumlarını düşünüp onlarla meşgul olmak eskidenmiş, şimdi onların yerini dizi karakterleri almış. Dizi karakterlerinin sevinci ile mutlu oluyor, onların üzüntüsü ile kedere boğuluyoruz. Tuttuğumuz takımın başarıları ile övünüyor, mağlubiyetleri ile de hicap duyuyoruz.

 

Hiç tereddüt etmiyorum ki ilerleyen senelerde durum çok daha değişecektir. Az-çok köylerle haşır neşir olmuş ve “köylü” olarak memleketlerine değer veren 1950-60’lı yıllarda tevellüt eden nesil de aramızdan ayrıldıktan sonra onların çocukları olan bizler için artık köylerin manası çok daha değişecektir. 

 

“Köyümüz” diye değil “Ağva’daki yazlığımız” diye ifade edilmesi de bir garabet olmayacaktır. Zira kullanım şekli tatil köyü olan bir yer için kullanım şekline göre isimlendirmek elbette daha münasiptir.

 

 

 

Kaynak: http://www.haberbuya.com/2015/01/koylerimiz-ve-koylulerimiz-2.html