Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '08

 
Kategori
Anılar
 

Köyümün delisini kaybettim

Köyümün delisini kaybettim
 

İSMAİL BİR VARDI BİR YOK


Merhaba;

Sevgili arkadaşlar geçmiş ramazan bayramınızı en candan dileklerimle kutlarım, umarım daha nice güzel bayramları yaşayabiliriz. Bu kadar güzel dilekten sonra yitip giden genç çocukların ardından yas tutuyoruz. Bazı evlere ateş düştü ama yalnız değiller bizimde içimiz yanıyor daha ne kadar gencecik filizler solacak buna kim dur diyecek bilemiyoruz. Tek bildiğimiz artık yeter Mehmetler ölmesin.

Her köyün bir bakkalı, fırıncısı ve de delisi vardır. Ben kadir gecesi sabahı köyümüzün delisini kaybettim. Aslında o deli değildi mübadele zamanında Yunanistan’dan bebek gelmiş annesi doğumda öldüğünden baba iyi bakamamış ve de bebek menenjit olmuş böylece İsmail' in serüveni başlamış olmuş. Ona herkes deli İsmail dedi.

Ben var olduğumu bildiğimden beri onu tanıyorum zararsız kendi halinde devamlı konuşan ama hiçbir şey istemeyen sadece kendince bir şeyleri anlatmaya çalışan biri, bütün bayanlar onun için aba bütün erkekler de Cemil, çünkü Cemil onunla çocukluktan beri oynayan konuşan biri o kadar korunmaya muhtaç savunmasızdı ki ama hiçbir zaman insan gibi yaşayamadı.

Hani huzur evlerinde insanlara işkence yapılıyor diye ayağa kalkıyorlar ya asıl işkence buradaydı kardeşleri kış günü soğuk suyu hortumla tutup uzaktan yıkıyorlardı. 84 yaşındaydı. Temizliği bilmiyordu. Kokuyor diye şikayet ediyorlardı. Hiç doktor görmedi, hiç elektrik görmedi. Devamlı çok karanlık derdi elektrik isterdi. Bir damda geçti hayatı. Oysa o da insandı, o da biz gibiydi. Sadece beyni çalışmıyordu.

Ve bir sabah deniz de balıkçılar buldu ölüsünü nasıl öldü ya da nasıl düştü hiç kimse bilemedi. Hayatı boyunca ilk defa arabaya bindi İzmir’e otopsiye gitti. Bütün yarımadayı ölmüş olsa bile bir kere görebildi. Sonra kalabalık bir cenaze konvoyuyla bitirdi bu dünya hayatını. Hatta herkes mezarını kazmak için yarıştı yaşarken ona değer vermeyenler onu el üstünde taşıdı. Ona işkence eden kardeşi bile tabuta sarılıp ağladı. O an şunu düşündüm timsahlarda avını yerken gözyaşı dökermiş timsah gözyaşı dedikleri bu olsa gerekli dedim.

Şimdi nereye baksam o. Yok hep bir yerden çıkacak gibi geliyor bana. Seviyordum o adamı ben. Kokuyordu, elleri pisti, manasız konuşuyordu ama olsun o bir ibretti aslında. İnsanın nerde ne zaman ne olacağını hiç kimse bilemez ki! Sadece bizi hayata bağlayan incecik bir çizgi.

Ben şunu düşündüm ve de buna inanmak istiyorum, melekler onu çağırdılar ve de denizde yıkadılar. Zamanı gelmişti belki köyde hiç kimse elini ona süremedi onun için kötü bir laf edemedi. Bir gün babasının kucağında sessiz gelmişti. Karaburun’a gene sessiz gitti. Ardından bir helva yapanı bile olmadı. Rahat uyu yeni evinde İsmail. Umarım aradığın ışığı orda bulursun seni hiç unutmayacağım.

 
Toplam blog
: 45
: 930
Kayıt tarihi
: 03.02.08
 
 

Merhaba en modern en yeşil ve de yaşamaktan zevk aldığım İzmir' de yaşıyorum. Bornova Suphikoyuncu l..