Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '16

 
Kategori
Öykü
 

Köz

Köz
 

Uzungöl-Trabzon yaşadığım yıllar el ediyor uzaktan 198.


Kucaklayamadığı çam ağacının gövdesine her iki eliyle dokundu.Her dokunuşunda parmakları teninde kalan sıcaklığı taşıyordu. Sevgilisinin yaslandığı çam ağacı tanıyor muydu gövdesine dokunan bu eli. Kim bilir belki de anımsamıştır.

Kucaklayamadığı iğne yapraklı çam ağacı şimdikilerle daha mı mutluydu? Tüm sorun o güneşli mayıs bayramının yağmura dönüştüğü gün içindi. Birden boşalan yağmurla uzak namlulardan gelen silah sesleri buluşmuştu. Binlerin yürüyüşü kaçışlara bırakmıştı yerini. Üzüm gözlü kollarındaydı.Üzerlerinden çiğneyip geçenleri sayamıyordu. Kapanmıştı üzüm gözlüsünün üzerine.Ortalık boşaldığında o ünlü meydan ölülerle baş başa kalmıştı. Kimsesiz ölüler içinde üzüm gözlüyü bekleyen vardı.

Çamlıca sırtlarında kimsenin ondan, yaşadıklarından haberi yoktu. Çam ağaçları günü yaşıyordu.Yaşlanan bedeninin yüreğiyle geçinemediğini biliyordu. Oysa o mayıs sabahı gün böyle başlamamıştı. Yaşanan gerçek onu dünle bugün arasında durmadan gelgitlerle sarsıyordu.Seven okşayan bedeni yüreğinden uzak düşmüştü. Yaşam geri dönüşlere izin vermiyordu.

Dede, topaç kara oğlanın sesiyle daldığı düşlerden uyanıverdi birden:

“Dede, bugün bayram, bak şimdi kurban eti yiyeceğiz.”

Dede, torununun uyarısına uymakla yetindi.Torununu kucağına alıp gözleri sönmüş kurbana doğru yürüdü.

O anda dünyanın kaç yerinde kan akıtılıyordu; kaç kişi sevgilisinin soluklarında geziniyordu. Dede, tüm bunların sayısını bilemiyordu. Usundaki çelişkilerin içinden çıkamıyordu bir türlü.

Dünde kalan acıların yerini güzellikler alamaz mıydı? Dede, bir bayram sabahı çocukların sarısına, karasına, beyazına uzanıp dokunamaz mıydı yüreğiyle? Sonra tüm çocukları sevgiyle kucaklayabilirdi.Yüreğindeki yaraları, usundaki çıkmazları aşabilirdi bunlarla. Neden dünde direniyordu hep!



oysa
yaşadığı ilk yazlar
kıyıda denizin mavisinde
toprağın uyanan kokusunda
rüzgarların yalayıp geçtiği
sesinde yaşıyordu



Dede, usunu yüreğine, yüreğini usuna aktarırken küllenmiş bir köz ateşle oynadığını biliyordu.

*
Yaşanmışlıklar dönüşür anı olur kanayan! !
 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..