Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '10

 
Kategori
Siyaset
 

Kozmik Odadan Çıkan Belgelere Ne Oldu?

Kozmik Odadan Çıkan Belgelere Ne Oldu?
 

“Kozmik Oda” mevzuu gündeme oturduğunda, “Tamam işte, şimdi devletin bir takım kirli işleri belgeleriyle birlikte ortaya dökülecek” diye düşünmüştüm ama, maalesef bu düşüncem bir başka bahara hayata geçecek gibi görünüyor. Pek tabiki konu hakkında çokda öyle donanımlı düzeyde bilgilere sahip değildim. Adı ne denli karanlıksa bu odanın ki “kozmik”, o düzeyde içinde saklananlarında karanlık şeyler olduğunu düşünmeye başlamıştım. Bildiğim ve anladığım kadarı ile, bu odada devletin gizli sırlarının mevcut olduğu ifade ediliyordu. Zira bir süre sonra, mevzuu bilcümle konuşulmaya başlandı, saklı sırların bir kısmının darbe planlarını içerdiği söyleniyordu. Birçok faili meçhul cinayetin veyahut katliamın bilgileri, belgeleri ile bu odada saklandığı dillere düşmüştü. Eh işte tamda bu noktada Statükocu Kemalistler korosunun hep bir ağızdan söylediği “Devletin bağrına hançer saplanıyor” türküsünü dinlemeye başladık. Türkünün sözleri, adından da anlaşılacağı üzere belliydi. Devletin mahremiyetinden bahsediliyor ve devletin yatak odasına girildiği, türkünün nakaratı haline dönüşüyordu. Bu odada devletin namusu vardı! Kimi saf demokratlarsa ki bunların önemli bir kısmı, düzenin liberal kanadını oluşturanlar, devletin bütün kirli sırlarının bir bir ortaya dökülüp saçılacağından dem vuruyor ve derin devletin sonunun geldiğini müjdeliyordu.

Sonuç mu? Sahi sonuç ne oldu?

Bir kez daha düzenin kirli yüzüne şahit olmuştuk. Ne AKP’nin devlet sırlarını ifşa etmek gibi bir derdi vardı ve nede bir tek odaya girilerek elde edilecek bilgilerin açıklanmasıyla derin devlet çökecekti. Ordunun hemen hemen her karargâhında bulunan bu odalar, kimi gizli belgelerin arşivlenmesi amacıyla, yada kimi özel durumlarda, karargâh saldırı altındayken kullanılan kumanda merkezleridir. Bu tip odaların sadece TSK’ya mahsus olduğunu söylemek mümkün değil. NATO’ya bağlı bütün ülkelerde bu odalardan bol miktarda var. Ayrıca bu kavram, yani “Kozmik Oda” NATO tarafından icad edilmiş bir adlandırmadır, Statükocu Kemalistlerin bu adlandırmanın nereden çıktığını bilmelerinde fayda olduğunu düşünüyorum. NATO’ya bağlı olan ülkelerde, bu adlandırmanın içeriği ve açılımı “Kontrollü Evrak Bürosu” ve “Kozmik” kelimesi de askeri belgelerin sınıflandırılmasındaki gizlilik derecesi en yüksek olan belgeleri nitelemek için kullanılır.

İlgili odayı bu denli özel kılan şey ve dikkatleri üzerinde toplayan husus, hiç şüphesizki Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesindeki Seferberlik Tetkik Kuruluna bağlı olan bir odanın aranmasıdır. Bildiğiniz üzere, Özel Kuvvetler Komutanlığı aynı zamanda namı diğer Özel Harp Dairesidir ve bir başka adı ise Kontrgerilla’dır ve Seferberlik Tetkik Kurulu ise bu yapılanmaların ince ayar tarafından isimlendirilmiş kılıfıdır.

Bilindiği gibi Seferberlik Tekti Kurulu 1950’li yıllardan beri, devlet içerisinde kesintisiz bir şekilde faaliyet göstermiş olan bir kurumdur ve içerisinde araştırma yapılmış olan “kozmik oda” kontrgerilla yapılanmasının ve örgütlenmesinin arşividir. Dolayısı ile bu odada bulunan bilgi ve belgelerin açıklanması ve kamuoyu tarafından paylaşılması şüphesizki önemlidir. Çünkü, kontrgerillanın yıllardır bu topraklarda işlediği kanlı cinayetlerin, katliamların, eylemlerin, darbelerin, cuntaların gerçek faillerinin topluma teşhir edilmesi bakımından hayli öneme sahipti bu odadan çıkan belgeler. Görünen oki, hükümet kanadı, ele geçirdiği bu bilgi ve belgeleri, bir süredir güç ve iktidar savaşına soyunduğu Statükocu Kemalist’lere karşı keyfince şantaj aracı olarak kullanacaktır. Statükocu Kemalistlerin kopardığı gürültü bundandır. Geçmişte yaşanmış olan onca faili meçhul katliam ve cinayetlerin sorumlusunun devletin bu birimi olduğuna dair bin türlü iddia vardır. Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kumanda merkezi olduğu kontrgerilla örgütlenmesinin, Genelkurmay’ın tamda göbeğinde olması, zaten bu gibi şeylerin en önemli kanıtlarından birisidir. Ele geçirilen bilgi ve belgelerin açığa çıkarılması, ister istemez Statükocu Kemalistler korosunun deşifre olmasına neden olacaktı. Bu kadar gürültü koparmaları bu yüzdendir.

Çünkü, geçmişin kanlı yüzünde, birçok asker ve sivil bürokrat bire bir rol oynamış, içlerinde akademisyeninden, siyasetçisine ve medya mensuplarına kadar birçok isim kontrgerilla operasyonlarında açık veya gizli rol üstlenmişlerdir. Zaten geçmişin karanlık yüzlerinden birisi olan 6-7 Eylül olaylarının içerisinde kimlerin olduğu, dönemin orgenerallerinden Sabri Yirmibeşoğlu tarafından yeterince ifade edilmişti. Ancak bu gibi yapılanmaların göbeğinde olanların en feveran bağırtısını meşru kılan yegâne öge “Devlet sırrı” kavramıdır. Dikkat edin, bütün statükocu çevrenin tek derdi “Aman ha devlet sırları açığa çıkacak” yollu saptırmalarıdır. Statükocu Kemalistler, artık ne yaparlarsa yapsınlar, ellerinden bir şey gelmez. Devlet sırrı diye diye bu güne kadar sakladıkları belgeler, iktidar savaşındaki diğer kampın eline geçmiştir. Ve o kamp, bu belgeleri dilediği gibi kullanacaktır. Dikkat ederseniz, halen süre gelmekte olan bir söylem vardır. Özellikle mevcut hükümet ve hükümete bağlı medya korosu, elde edilen belgelerin, yani sırların açıklanmayacağına dair çeşitli taahhütler veriyor. Neden?

Şimdi biz vatandaşların sorması evla değil midir?

“Devlet neden sır saklar?”

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..