Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

Kral çıplak!

Kral çıplak!
 

Dün akşam, halkın takımı Beşiktaş’ı yine halk ile vurdular. Kapitalist sistem yine tıkır tıkır işledi. Maçın 85 . dakikasından sonra yaşananlar daha önceden senaryosu yazılmış, üzerinde çalışılmış ve sahneye konmuş dramatik bir tiyatro eseri gibiydi! Hedef öncelikle gezi olaylarında halka destek veren, mücadele eden Çarşı grubu ardından Beşiktaş’a teknik direktör olarak geldiği gün yaptığı basın açıklamasında “ Biz halkın takımıyız, sosyalistiz bizde sınıf farkı yoktur “ diyen Slaven Bilic’ti. Bir yanda siyasi tutumlarını sergileyen muhalif çevreler diğer yanda kapitalist sistemin liderliğini yapan yayıncı kuruluşlar maddi çıkar kaygı ve düşünceleri ile dün akşam ki maçta idam fermanını imzaladılar Beşiktaş’ın.

Olmamalıydı! Bu böyle gitmemeliydi. Beşiktaş’ın dört haftalık galibiyet serisinin ardından yaptıkları spor programlarında yine her zaman ki kaygı ve endişe vardı. Başarılı olan, arayı açan  ve şampiyonluk için hedefe kararlı bir şekilde adım adım ilerleyen bu camia vakit geçirmeden durdurulmalıydı! Buda masum yayıncı kuruluşun endişe ve kaygılarının düşünce şekli bir diğer yanda!

Siyaset ile canlı yayın hakkını elinde bulunduran tekelci kuruluşun gayri meşru ortaklığından doğan kapitalizm çocuğu gözlerini dünyaya açtı dün gece Atatürk olimpiyat stadında. Artık hep birlikte besleyip, büyütecekler o çocuğu. Sezon sonuna kadar böyle devam edecekleri de aşikar!

Hakem faktörü taraftar ve skor üzerinde su götürmez gerçektir. Geçen hafta yönettiği maçta başarısız bir yönetim sergileyen ve “Beşiktaşlılığı” ! ile bilinen Fırat Aydınus aslında oltaya takılan yem gibiydi. Çaldığı yanlış düdüklerle, verdiği hatalı kararlarla ortamı germe, taraftarı çileden çıkarma planlarına belki de farkına varmadan ortak oldu. Aslında onun amacı gayet basitti. Üzerine yapıştırılan “Beşiktaşlılık” damgasını bu şekilde yok etmek. Oysa o da önceden yazılan senaryonun, gösterimin bir parçasıydı.

Bedava dağıtılan biletler ( söylendiğine göre 5000 adet) nerede ve kimlere verildi? Sayı olarak az bir miktar değil üstelik. Çarşı’ya karşı kurulan 1453 taraftar grubunun neredeyse tamamına yakınını stada sokacak kadar yeterli! Maçtan bir iki gün önce başbakanın yaptığı “tribünlerde dört tane savcı” görevlendirdik açıklaması ise mide bulandırıcı! Belli ki Çarşı grubu siyasi kaygılarını körüklemiş, psikolojik bir fobi yaratmış kendisinde! Hangi ülkede var bu türden bir uygulama ya da var mı bilmiyorum ama benim ülkemde neden sadece ilk kez benim takımıma karşı uygulandı soruyorum kendisine?

Ben karşılaşmayı televizyonda izledim. Ama tribünlerde bulunan arkadaşlarla sürekli diyalog içersindeydim. Söylenilene göre maça girenlerin üzeri aranmamış. Sıradan maçlarda bile donumuza kadar üzerimizi didik didik arayan güvenlik görevlileri ve polisler böylesine kalabalık ve önemli bir derbi de nasıl oluyor da bu relakslığı gösterebiliyor?

Ekranlardan izlediğimiz kadarı ile  cop, plastik mermi, biber gazı ve orantısız güç  kullanmakta oldukça usta olan polisi sahaya giren Beşiktaş taraftarı!!  Tarafından “tekbir getirerek” –buda ayrı bir ilk-  kovalanma sahnesi  ve en ufak bir olayda yayını kesen Lig TV kameralarının da bu görüntüleri en ince detayına kadar gösterme nezaketi oldukça  başarılıydı!

Tüm bu yaşananlarda amaç saha kapatmak değil hedef şaşırtmaktı aslında. Gizli siyasi güçlerin! Sözüm ona el altından yürüttüğü bu operasyonla hükümet karşıtı, sosyalist, kominist görüşlü ve kendilerine giderek ayak bağı olan ÇARŞI grubunu karalamak,  bölmek ve sonunda yok etmek!

İşin kötüsü bu senaryoların yazarının da yine o karşı olduğu halkın oyları ile başbakanlık koltuğunda oturmasıdır! Emir büyük yerden olunca yapılacak başka hiçbir şeyde yoktur! Çarşı da Ergenekon davasında olduğu şekilde adaletsizce yargılanacak, cezası kesilecek, sanık koltuğundan müebbet hapis cezası ile gönderilecek!

Beşiktaş adı kimsenin umurunda değil açıkçası! Ya da bu yaşananlardan dolayı  Beşiktaş camiasının ve futbol takımının aldığı  büyük yara!

Ancak unuttukları küçük bir ayrıntıyı da yazmadan geçemeyeceğim. Beşiktaş taraftarı yalnızca çarşıdan ibaret değildir! Bir çarşı gider ardından yüzlercesi gelir. Bu şekilde oluşumları engelleyebilirsiniz ama duyguları asla!

Benim kaygım sahamızın kapatılması, ceza almamız , kaybedilecek bir şampiyonluktan ibaret değil yalnızca.  Açıkça görülüyor ki yıkılan stadımızın yerine yenisi yapılana kadar hep birlikte inim inim inleyeceğiz! Çünkü Başbakanın elindeki en büyük koz o olacak şimdi!

Benden söylemesi; Kral Çıplak!

 
Toplam blog
: 47
: 648
Kayıt tarihi
: 31.03.07
 
 

Bandırma doğumluyum. İşletme mezunuyum. Amatör olarak uzun yıllar atletizmle uğraştım. Okul hayat..