Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Kral isteyen kurbağalar ülkesi

Kral isteyen kurbağalar ülkesi
 

http://michelesworld.net/dmm2/frog/postcard/frpc5.jpg


Kurbağalar özgür mü özgür bir halkmış eskiden, ama özgür yaşamaktan bıkmışlar nedense. Sabah akşam bir araya toplanıp başlarını göğe doğru kaldırarak Tanrıya seslenmeye ‘Kral isteriz! kral isteriz! Kral isteriz!’ diye bağırmaya başlamışlar. Bir gün, iki gün, üç gün, beş gün, on beş gün, bıkıp usanmadan bağırmışlar böyle. Tanrı da bizim kurbağaların vakvaklarından bıkmış sonunda. ‘Ne halleri varsa görsünler’ deyip krallık yönetimine geçmelerine karar vermiş. Sonra da gökten bir kral düşmüş kurbağalar ülkesine. Sakin mi sakin, barışcıl mı barışcıl bir kral. Ancak , düştüğünde öyle zorlu bir gümbürtü çıkarmış ki bu bataklık halkı, bu çok budala ve çok korkak yaratıklar, suların dibine, kamışların, sazların arasına, bataklığın oyuklarına saklanmış, uzun süre bu düşen nesnenin yüzüne bakmayı göze alamamışlar. Neden dersen, tanrının kendilerine yolladığı kralın yeni bir dev olduğunu sanıyorlarmış.

Oysa bir kütükten başka bir şey değilmiş tanrının gönderdiği kral, düştüğü yerde kımıldamadan duruyormuş öyle.Ama gizlendiği yerden ilk çıkan kurbağa onu görünce çok korkmuş ya gene detitreye titreye yaklaşmaya başlamış. Sonra bir kurbağa daha gelmeye başlamış arkasından, bir kurbağa daha, iki kurbağa dahaüç, dört, beş kurbağa derken, koca bir sürü oluşturmuşlar kütüğün çevresinde. Bir süre sonra da zıplayıp omzuna çıkacak, üstünde hoplayıp zıplayacak kadar yüz göz olmuşlar kral hazretleriyle.

Kral hazretlerine gelince, sesini çıkarmak, bağırıp çağırmak şöyle dursun, istifini bile bozmamış. Ancak aradan bir süre geçtikten sonra, bizim kurbağalar kızmışlar bu duruma, gene başlamışlar tanrıya selenmeye:

‘Biz böyle bir kral istemeyiz! Bize kımıldayan bir kral gönder!’

Tanrı da tutmuş, kral olarak bir turna kuşu yollamış onlara.

Turna kuşu da, bilirsin belki, hem çok oburdur, hem de kurbağa yemeye bayılır. Başlamış onları gagalayıp öldürerek kıtır kıtır yemeye, ya da çiğnemeden yutmaya.

Kurbağalar gene başlamışlar yakınmaya;

‘Bu kral bizim soyumuzu tüketecek bu gidişle, bunu geri al, başka bir kral gönder!’

Tanrı iyice kızmaya başlamış bu kez.

‘Derdiniz ne sizin!’ diye bağırmış.’işimi gücümü bırakıp sizin isteklerinizi yerine getirmekle mi uğraşacağım? Özgür yönetiminizi sürdürmeniz gerekirdi. Hadi , bu güzel yönetimi sürdüremediniz, hiç değilse kimseciklere zararı dokunmayan, yumuşak başlı kralınızla yetinmeliydiniz. Şimdi de bununla yetinmeye bakın; yoksa, bakarsınız , çok daha kötüsüyle karşılaşırsınız.’

İşte masal böyle . La fontaine yazmış. İnsan ister istemez düşünüyor acaba bizim ülkemizi mi anlatıyor diye. Aklıma Ecevit dönemi ve tarzı ile Erdoğan dönemi ve tarzı geldi nedense. Ecevite yapılan saygısızlık ve aşağılamalar nasıl bir hale gelmişti hatırlıyor musunuz. Peki büyük bir çoğunluğu seçimlerde oylarını akp için kullanan tekel ve itfaye çalışanları ile vergilerinin neredeyse %80 ini dolaylı vergilerden yani kendi çeplerinden ödeyen fakir vatandaş da kımıldayan bir kral isteyen kurbağaların durumunda değil mi?

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..