- Kategori
- Siyaset
Kraldan çok kralcılığın sonucu; Ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranamamak.
Tüm dünyada sadece ikisi dost olarak kaldı. O da şimdilik. Bu gün Suat Kılıç tokadı yedi. Yarın Davutoğlu yiyebilir.
Fıkra Nihat Genç’ten..
Putin Tv’de konuşma yapıyormuş ve arka fonda Savaş Tanrısı Jupiter şimşekler çaktırarak ve gürleyerek kendisine taktikler veriyormuş. Tam o anlarda Obama’da Tv’de konuşma yapıyormuş ve arka fonda bir armut resmi varmış. Danışmanları “Niye arkada armut resmi var Sayın Obama, bakın Putin arkasına almış Jüpiter’i süper taktikler alıyor” diye eleştirince Obama: “Bu armut resmi ile benim görüntüm herhangi bir ressamın elinde çok güzel bir tablo olur” diye cevap vermiş ve tam o sırada telefon çalmış, sekreter “Telefon Türkiye’den” diye bildirince Obama; “Bakın armutlar teşekkür için aramaya başladılar bile” diye cevap vermiş.
Bir fıkra’da sevgili arkadaşım Halil Öğretmenden..
Hıristiyanın biri “Ben Müslüman olacağım” diye tutturmuş, çevresindeki eş dost, ne kadar ısrar ederlerse etsinler bu kardeşimiz kararlıymış müslüman olmaya. Bu kararlılık karşısında en sonunda biri dayanamamış ve “Yahu kardeşim bu saatten sonra müslüman olsan Muhammet zaten seni tanımaz, müslüman olduğun için İsa’da seni defterden siler ve sap gibi ortada kalırsın” diye çıkışmış. Ve sözlerini “nasıl biliyorsan öyle yap” diye bitirmiş.
Şimdi bu fıkraları neden yazdım?.
Biliyorsunuz Davut’un oğlunun ve patronunun bir Orta Doğu Politika (sızlığı)sı var ve savaş çığırtkanlığına dayanan bu politika(sızlık) larını ısrarla sürdürüyorlar. ABD'lilerin Ilımlı İslam Projesin’den medet umarken verdikleri “Yürü be yeni Osmanlı’cım Davut’un oğlu kim tutar seni.” gazından aşırı derecede etkilenen ve kendisini sahiden yeni Osmanlı hükümdarı gibi gören Davut’un oğlunun patronu, yine Emperyalistlerin Ilımlı İslam projesinden vazgeçmesi ve bu projenin iflas etmesi sonucu sap gibi ortada kaldılar.
Neydi bu iflas eden Ilımlı İslam Projesi?.
Fas’tan başlayarak, Tunus, Mısır, Suriye, Libya, Irak vs. gibi ülkelerde “Arap Baharı” yalanları ile Arap halklarına yutturulmaya ve bölge zenginliklerinin kendi nehirlerine akmasını sağlayacak türlü komplololar ve “demokrasi getiriyoruz” maskesi altındaki rejim değiştirmeler..
Ne oluyordu o zamanlar?.
Davut’un oğlu ve patronu o ülkelere birer “Milli Kahraman” gibi gidiyor ve o ülkelerin halkları tarafından coşkuyla karşılanıyorlardı.
Ne oldu sonradan?.
Emperyalist mihraklar, ya da kestirmeden söyleyelim ABD, bu işin umdukları gibi sonuçlanmayacağını anladılar. “Arap Baharı” yalanı ile yutturdukları bu zokanın kendileri aleyhine daha gerici, daha radikal ve İsrail’in güvenliğini daha çok tehlikeye atacak rejimlerin kurulacağını anladılar ve çark ettiler.
Ve işte zurnanın zırt sesi orada duyuldu.
Aynen ABD askerlerini, “Saddam rejiminden kurtulmanın” verdiği coşkuyla, sevinç gösterileri ile karşılayan Irak halkındaki pişmanlık, diğer “Arap Baharı” mağduru ülke halkları tarafından da anlaşıldı ve “Biz ne yaptık” pişmanlığı, yerini BOP Eşbaşkanı RTE’ye karşı bir öfke seline bıraktı. Arap Halkları uyandı.
BOP Eşbaşkanı olduğunu her fırsatta seslendiren RTE her hangi bir Arap ülkesine gidebiliyor mu şimdi ?.
"Libya'da NATO'nun ne işi var Libya halkına karşı NATO'nun bir askeri müdahalesine kesinlikle karşıyız" diyerek daha önce elinden özgürlük madalyası aldığı Kaddafi'ye sahip çıkarmış gibi yapıp sonradan ihtarı alınca İzmir üslerini Libya'daki rejimin yok edilmesi için Nato'nun emrine veren Davut'un oğlu ve patronunun politikaları sonucu oluşan Yeni Libya'da en az on altı aşiretin devlete hakim olduğu ve bu ülkede hiçbir sorunun çözülmediği gibi demokrasinin de gelmediği görülmüyor mu?. Bırakın demokrasiyi ülkenin kaymağını Fransızlar yemiyor mu şimdi?. Halbuki Kaddafi, Kıbrıs çıkarmamızdan sonra ülkemize en büyük devlet desteğini veren liderlerin başında geliyordu. Sadece Libya’daki Emperyalist müdahalenin Türkiye’ye maliyeti en az elli milyar dolar değil mi?.. Alamadığımız müteahhit alacakları ve bundan sonrada alamayacağımız ihalelerde cabası.
Irak halkı ülkesindeki ABD müdahalesinden sonra öldürülen 1,5 milyon insanına ağlamıyor mu?. En az 300 bin Irak’lı kadına ABD’li askerler tarafından tecavüz edilmedi mi?. Bu tecavüz edilen Irak’lı kadınlar; “ABD’li askerler 8-10 kişi üzerimize çullanıp bize tecavüz ettiler, bizi ve karnımızdaki Amerikan piçlerini öldürün” diye ağlaşırken, RTE “ABD’li askerlerin Irak’tan sağ salim çıkması için duacıyız” demedi mi?. Irak’taki maddi kayıplarımızdan bahsetmemize gerek bile yok.
Daha önce “kahraman” gibi karşılandığı Fas ve Tunus’ta istenmeyen adam ilan edilen RTE, Fas Kralı tarafından kabul edilmedi, Fas Muhalefet Lideri "Biz böyle bir diktatörle yemek yemeyiz” demedi mi?. Tunus ve benzeri ülkelere zaten gidemiyor Eşbaşkan.
Gelelim Suriye’ye.
Daha önceki kanka’lıklarından, ailece görüşmelerinden, birlikte tatil yapıp, bakanlar kurulu topladıklarından bahsetmeyeceğim. Kaderini Beşar Esad’a bağladı RTE. O kalırsa gidecek, o giderse kalacak.
Ne oldu?.
“En fazla üç ay sonra Şam’daki Emevi Camisinde namaz kılacağım” diyen RTE’nin şimdi bir ayağı çukurda ama Beşar Esad dimdik ayakta ve tüm dünya onun haklılığını kabul etmiş durumda. Ülkemizdeki yandaş medya ve kaderlerini RTE’ye bağlayan kalemşörler “Beşar kimyasal kullandı, en az bin beş yüzü çocuk, yüzbinden fazla insan öldü” derken, bu kimyasalların Esad muhalifleri tarafından kullanıldığını ve bu durumun Esad’a karşı yapılabilecek bir müdahalenin bahanesi için bir senaryo olduğu başta Obama, tüm dünya tarafından kabul edilmedi mi?. Obama o yüzden kıvırmıyormu şimdi?.
Bu Obama muridleri ne zamana kadar Adana’da El Nursa militanlarından ele geçirilen Sarin Gazı kimyasalını inkar edecekler. “Bir gram kimyasal bile insanlık için büyük suçtur” demogojisine sığınan Davut’un oğlu bu iki kiloluk Sarin Gazını hala açıklayabilmiş değil. ÖSO adı altında örgütlediği ve tüm dünyadan topladığı insan kalbini çıkarıp yiyen eroinci teröristleri Suriye’nin üzerine salan ve dokuz yüz km’lik sınırı yol geçen hanına çeviren Davut’un oğlu ve patronu değil mi?.
Bu politikasızlığın ve geleceğini kurtarma telaşının Reyhan’lı da 53 vatandaşımızın ölmesine neden olduğunu ve bu 53 vatandaşımız için RTE’nin “Benim Reyhanlı’da 53 Sunni vatandaşım öldürüldü” diyerek mezhep çatışmasının körüklenmesinde ve ayrımcılıkta başrol oynadığını bilmiyormuyuz?. Suriye ile yaratılan bu düşmanlığın bölge şehirlerimizde yarattığı maddi kayıp 10 milyonlarca dolar ile ölçülmüyor mu şimdi?.
İran ile bozulan ilişkilerimizin ne olduğunu ve kimin uşak ve haksız, kimin halkının yanında olduğunu tüm dünya görüyor artık.
Mısır’da Müslüman kardeşlerin getirmek istediği sistem, koyu ve yobaz bir Selefi diktatoryası değilmiydi?. Yobazın birinin “Dokuz yaşındaki kız çocukları evlenebilir” fetvası vermesinden sonra Mursi’nin bu fetvayı kanun teklifi yaptığı bilinmiyor mu?. Bu kadar koyu ve yobaz bir rejimin Mısır gibi bir ülkede uzun süre kalamayacağını anlayan ABD, Mısır’daki Ordu-Halk birlikteliğinin Mursi’yi devirmesine tabi ki çaresizlikten ses çıkaramayacaktı ve çıkaramadı da.
“Mısır’da darbe oldu biz askeri darbelere karşıyız” diyen Davut’un oğlu ve patronu son on yılda dünyada gerçekleşen en az on askeri darbenin baş destekçisi ve ilk diplomatik ilişki kuranı değil mi?.
Sudan’da kendi vatandaşı en az 300 bin müslümanı katleden ve tüm dünyada aranan ve Türkiye’den başka hiçbir ülkeye gidemeyen (Ki ülkemizde de kırmızı halılarla karşılanan) Ömer El Beşir darbeci değil mi?. Onun en yakın dostu RTE değil mi?.
Yasin El Kadı gibi karanlık ve tüm dünyada mal varlığı dondurulan, aranan bir terörist başına kefil olan RTE değil mi?.
ABD’nin, SSCB döneminde SSCB ile mücadele etmesi için eğitip Afganistan’a gönderdiği ve sonradan kendi başına bela olan tüm dünyanın aradığı terörist Hikmettin Gülbenkyar’ın dizinin dibine oturan ve bu sayede ABD’den icazet alan RTE değil mi?.
Evet RTE ve patronu Obama yenildi.
"Jüpiter’in Putin’e verdiği taktikler" ve bölgedeki ABD çıkarlarının çok açık sırıtması Arap halklarının uyanmasına neden oluyor. Fas'ta, Tunus'ta vs. "Arap Baharı" teranesi ile gelen rejimler bir bir sallanıyor artık.
Irak'ta ABD'nin başa getirdiği Maliki ABD'ye karşı Suriye ve yeni Mısır yönetiminin yanında yer alıyor, dik duruyor. Arabistan ve Katar bile artık bölgede Mısır'ın yeni yönetiminin yanında yer alıyor. Bunların Türkiye'ye davet ettiği Hamas Lideri Meşal dahi artık ABD'nin aleyhine oluşan yeni politikaları destekliyor. Yarın Türkiye'de besledikleri Irak yönetimi tarafından idamla cezalandırılan Eski Irak Cumhurbaşkanı yardımcısı Haşimi bile bunlara cephe alırsa hiç şaşmam. Yani demem o ki "Kraldan çok kralcı" bir tek Davut'un oğlu ve patronu kaldı bölgede.
Bu uyanış “Armut piş ağzıma düş” diyenlerin ve Eşbaşkanların sap gibi ortada kaldığı bir dünya yaratacaktır.
Halkına güvenmeyenlerin, komşu ülkelerin içişlerine çok acımasız bir şekilde müdahale edenlerin, halkına yalan söyleyenlerin, kendi kaderlerini bir başka komşu ülke liderinin kaderine bağlayanların ve Eşbaşkanlık görevini üstlenenlerin ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamayacakları çok açıktır.
Fıkralar için Nihat Genç'e ve Halil Öğretmenime teşekkürlerimi sunarım.
Saygılar..
14.09.2013... 23.27