Kralı gelse ne yazar...!

Şimdi kaleminden kan damlayanlar adamın elbisesi yemeği gülümsemesi derken hep göz ardı edilen bize neyi getirmiş kısaca ne istiyor....

Yoksa diğerleri gibi belki çabuk gitmeyip bize biraz daha nazik davranır sanırım. Bu da diğerleri gibi farklılığı belki gülümsemesi olaylara serinkanlı güven vererek bakışı olsa gerek. Evet gülümsüyor ölçülü ser verip sır vermiyor milletine bağlı, ülkesi için neyin iyi verimli olduğunun bilincinde, bizim için özel gelmediği gün gibi aşikar. Elindeki kağıdı iyi okumuş oyunu kurallarına göre oynuyor. Türkiye Cumhuriyetle idare olunuyor, iç ve dış işlerinde bağımsız ülke. Başka bir kimsenin bu ülke içindeki eğitim yönetim hakkında bir veya birkaç birime tavsiye hakkı varmı dır? Her ne kadar medeniyete köprüyüz diyoruz da elin oyuncaklarına bel kemiği değiliz. Yerimi bilemem ama; ninemin bir sözü kulaklarımı çınlattı "Biz Ermeniden çektiğimizi Ruslardan görmedik" Öğle ya hala o gün bırakılan kanlar güneş vurunca aktığı yerlerde parlar. Sanırım bazılarının dillerinde bile söylenecek yer yerine kurumuş yok olmuş, Avrupa duy sesimizi duydular senelerce gençlerimizi gücü kuvveti yerinde olanları baytarlar misali kontrolden geçirip çalıştıranlar bu gün posaları için mücadele veren Avrupalı aynı değişen, kalmayın gidin diyor çoğu yaşlandı ama gençlerin yakasını bırakmıyor zira onlarında gençliklerini kullanıp atacak. Avrupa var mı bedava yemek, imkan koşar “haçlı seferleri “yanlış mı? Türkiye nüfusu genç bir ülke elbette ki tebessüm ettirdiği kadar çekiniyorlar, bizim iyi olmamız onları üzer, gelip defolup gittiklerini nineleri hikaye masal olarak anlatmıyorlar mı hikayemi. Her gidişin dönüşü olur ama gittiği gibi dönen lüzumsuz masraf etmiştir. Başkan her bir ödevini başarıyla söylemle yerine koymaya çalışıyor. Matematikte unutmadıysam bir dikkat sorusu vardı; bir ağaçta 10 kuş var, söyle Mehmet birini vurursam kaçı kalır? Matematiğim oldum olası zayıftı ama ülkemizin temel taşlarını gözümüzün içine baka baka oynatmaya cesaret edebiliyorlar. Komşuyu sever sayarız hürmette kusur etmeyiz ama kapımızı kapatıp elbet bir düşünmek isteriz içerisi bizim dışarısı elindir, değil mi? Komiğime giden papazların biri gelmeye görsünler bayramlıklarını giyinip bakın buradayız tavırları bizim bir hocamız kazara görünse infial oluyor, hocadan rahatsız olanlar imparatorluklarının içindeymiş gibi hava estirirken nerdeler ben rahatsız oluyorum, başka rahatsız olan yok mu? Her seferinde istekleri çoğalıp sessiz ilerleme içindeler... Bu seferden onlara yeni haklar mı gündemde. Merak...

Biz millet olarak gerçekten büyük kalıcı, devletinin bekası için değerleri düstur edindiğimiz kadar varız, yoksa ne elin harcıyla ev kalıcı değil öldürücü olur. Abartıdan uzak defalarca sağlam bir zihin açıklığıyla okunan mesajların, neler olduğu üzerine yorumlar yapılırken özelliklerimizi bizi ayakta tutan değerlerimizi gözden geçirmek devamlılığımız için çocuklarımıza borçlu olduğumuz M.Kemal’in dediği gibi “vatan her şeyin üstündedir.”