Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '07

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Kredi derecelendirme kuruluşlarının metodolojilerine genel bakış

Kredi derecelendirme kuruluşlarının metodolojilerine genel bakış
 

Bu yazıda ele alınacak konu kurumsal borçlanmalardan ziyade Türkiye’yi de yakından ilgilendiren ülke borçlanmaları ve bu borçlanmalarla ilgili olarak yapılan kredi derecelendirmeleridir.

Kredi derecelendirmelerine duyulan ihtiyacın artması

1980’lerin ikinci yarısında geleneksel sendikasyon kredilerine dayalı borçlanmalar yerini önemli ölçüde menkul kıymet ihracına bırakmış ve ilerleyen yıllarda Eurobond piyasaları büyük bir pazar hâline gelmiştir. Bu gelişme, büyük malî yapıya sahip kurumlardan, bireysel yatırımcıya kadar uzanan geniş bir yelpazenin para ve sermaye piyasalarında aktif rol almasına yol açmıştır. Para ve sermaye piyasalarında yaşanan bu değişim doğal olarak, riskin bankalardan ve finans kurumlarından nihaî yatırımcıya geçmesi sonucunu da doğurmuştur.

Malî piyasada faaliyette bulunan bir kurum, kredi verdiği diğer kurumun ya da ülkenin bu borcu geri ödeyebilme kabiliyetini kendi analistleri aracılığıyla değerlendirebilme ve üstlendiği riski ölçebilme şansına sahiptir. Ancak piyasadaki diğer aktörlerin yani bireysel ve diğer kurumsal yapıların böyle bir şansı bulunmamaktadır. Bu durum, kredi talep edenlerin ödeme kabiliyetlerini ölçen bağımsız şirketlere (derecelendirme/ rating kuruluşlarına) duyulan ihtiyacı, karşı konulmaz bir şekilde yükseltmiştir.

Kredi derecelendirmelerine yönelik bu talep baskısı neticesinde, ABD’de ve diğer ülkelerde faaliyet gösteren rating kuruluşlarının sayısı hızla yükselmiştir. Bu kuruluşların kamu otoritesinin gözetiminde faaliyette bulunuyor olmaları, beraberinde güven ortamını da oluşturmuş ve yatırımcıya yönelik yapmış oldukları analizler piyasa katılımcıları tarafından kabul görmüştür. Bu da şunu gösteriyor ki, kredi derecelendirmeleri olası kötüye kullanımlara karşı, tâbi oldukları yasal düzenlemeler ile kamu nezdinde oldukça adil bir görünüm arz etmektedir.[1]

"Kredi değerliliği, kredi yönetiminde iki taraflı incelenen bir etkendir. İlk değerlendirmeyi yabancı kredilerden yararlanmak isteyen ülke ya da kuruluş yapar. Ülkeler içinde bulundukları ekonomik koşulları dikkate alarak gelecek için projeksiyonlarda bulunup, yararlanmak istedikleri yabancı kredilerin miktarlarını, koşullarını ve ödeme gücüne sahip olup olamayacaklarını saptayabilmede kredi değerliliğine önem verirler. Hâlbuki kredi işlemlerinin tamamlanması için fonları verecek kuruluşların kararları da gereklidir, çünkü genellikle fon taleplerinin çokluğuna karşın fon kaynakları sınırlıdır."[2] İşte bu sebeple kredi değerliliğinin tespiti fon verecek kuruluşlar açısından daha büyük bir önem kazanmaktadır. Zira ellerinde fon bulunduranlar için bu fonların aktarılacağı firma ve ülkelerin kredibilitesinin tespiti, üstlenilecek olan riskin belirlenmesi açısından önemlidir. Bu da kredi değerliliği incelemelerinin amacını oluşturmaktadır.

Standard and Poor’s yayınlamış olduğu kılavuzunda "kredi değerlendirmeleri, kredi değerliliğini gösteren, anlaşılması basit, bilgi verici semboller kullanarak, muhtemelen bilinmeyen tahvil ihraççılarıyla bağlantı kurulmasını ve bu ihraççıların kolaylıkla tanınabilmesini sağlayarak yatırımcılara yardımcı olur."[3] demek suretiyle yukarıda izah edilen amacı açık bir dille ifade etmiştir. Tahvillerin değerlendirilmesinde, bir rating şirketinin, esas olarak ilgi gösterdiği husus, bu tahvilleri ihraç edenlerin, vaadettikleri ödemeleri yapabilme iktidarlarının olup olmadığıdır.[4]

Kredi derecelendirmelerinde metod: genel bir bakış

Ödeme iktidarının tespiti bir takım risk unsurlarının belirlenmesini gerektirir. Bu risk unsurları ülke riski, siyasî risk ve hükümranlık riskidir. (Bu risk analizlerine ilişkin ayrıntılar ileriki yazılarda ele alınacaktır)

Kredibilitenin ölçülmesinde kullanılan bu risk unsurları matematiksel bir kesinlik belirtmemekle birlikte piyasanın durumu ve yönetiminin kalitesi gibi hem nicel hem de nitel ölçüler içerir. İşin aslına bakarsak, rating kuruluşları metodolojilerini genel başlıklar ve ana hatlarıyla açıklamalarına karşın, kredibilitesini ölçtükleri devlet ya da kuruma ilişkin elde ettikleri verileri nasıl değerlendirdiklerine dair ayrıntılı bilgiyi kamuoyuna sunmaktan kaçınmakta ve analizlerinin teferruatlı bir şekilde incelenmesine ve denetlenmesine razı gelmemektedirler. Bunun iki nedeni vardır; birincisi, bu değerlendirmelerin Türkçe'deki tabirle meslek sırrı oluşu; ikincisi ise, yapılacak ayrıntılı bir açıklamanın kredi değerlendirmelerinin unsuru olan ve kendileri için bir hüküm ifade eden verilerin ve bunlara ilişkin yorumların doğruluğu ve tutarlılığı üzerinde sonu gelmeyen tartışmalara yol açacağı kaygısıdır.[5] Kaldı ki, tahvil ihraç eden kurum, kuruluş ve hükümetlerin kredibiliteleri ölçülürken bir takım özel bilgilerin el altından tedârik edildiğini de unutmamak gerekir.

Rating kuruluşları kredi/ülke riskinin analizinde uzman malî analist ve ekonomistlerden oluşan kuruluşlardır. Bu kuruluşlar sadece bu sahada faaliyet gösterdiklerinden herhangi bir yatırımcının kendi imkânları ile yapabileceği analizden daha geniş bir inceleme alanını kapsayacak şekilde hizmet verebilmektedirler. Ayrıca sermaye piyasalarının şeffaflığı ilkesinin bir gereği olarak rating kuruluşları, herhangi bir talep olmaksızın da bir borçlunun kredi değerliliğini tespit edebilmektedir.[6] Daha açık bir ifade ile, bir ülke veya şirket bu kuruluşlara para ödeyerek kredibilitesini ölçtürmese bile rating kuruluşları şeffaf piyasa anlayışı gereği talep edilmeksizin yapılan değerlendirmeler adı altında bu ülkelerin (ya da kuruluşların) kredibilitesini ölçmektedirler. Burada getirilen en büyük eleştiri "talep edilmeksizin yapılan değerlendirmeler"de notların diğer duruma göre daha düşük çıktığı yönündedir(!) Bu durum elbette rating kuruluşlarının güvenilirliklerinin tartışılmasına yol açmaktadır. Fakat bu özel hâli şimdilik bir kenara koyacak olursak, şu aşikardır: Kredi talebinde bulunanların tahvillerinin uluslararası piyasalarda kabul görmesi için mutlaka bağımsız bir kuruluş tarafından "kredinin geri ödenebilme iktidarının" ve taşıdığı risklerin değerlendirilmeye alınması gerekir. Aksi durumda uluslararası piyasalarda kabul görmek imkânsız bir durum olacaktır. Çünkü bireysel veya kurumsal bir yatırımcının riski hesaplayabilmesi çok güç hatta neredeyse imkânsızdır. Kredibilitesi ölçülmüş bir tahvile plasman yapmak her zaman tercih sebebidir.

Kredi değerlendirmeleri iki kısımdan meydana gelir, bunlardan birincisi menkûl değerlerin (tahvil vb), ikincisi ise menkûl değer ihraç edenlerin kredibilitesinin tespitidir. Menkûl değerlere ilişkin tespit, spesifik borçların tanımlanmasıyla ilgilidir ve vadelerine göre oluşan üç sınıf vardır. Bunlar kısa, orta ve uzun vadeli borçlardan meydana gelir. Menkûl ihraç edenlere ilişkin tespitte ise borçlular yine üç ana guruba ayrılmaktadır. Birinci gurupta bu sefer borçluların uzun ve kısa vade değerlendirmeleri yapılırken; ikinci gurupta borçlular sektörel bazda incelenmektedir.[7] Bu sektörler,
-Sanayi kesimi,
-Kamu hizmetleri sunan özel kesim (elektrik, doğal gaz ve telekomünikasyon hizmetleri),
-Malî kuruluşlar ve
-Kamu kuruluşlarıdır.
Üçüncü gurupta ise borçluların ülkelere göre dağılımı yapılmaktadır.

Yapılan bu değerlendirmeler sonucunda taşıdıkları risk derecelerine göre kuruluşlara ve ülkelere çeşitli sembollerle ifade edilen notlar verilir. Bu notlar, tahvil ihraç edenleri taahhütlerini yerine getirmeme veya ödemelerde meydana gelecek olan gecikmelerin risk derecelerine göre en güvenilirden yüksek spekülatife değin tasnif eder.

Her rating kuruluşunun kendine has sembolleri ve notları vardır. Bir kısmı harfleri, diğerleri rakamları, çoğu da ikisini birden kullanır. Ayrıca görünümün olumlu, durağan veya olumsuz yönde geliştiğini belirtmesi bakımından + ve – sembollerine de not sisteminin içinde yer alır.

________________________________________________

[1] Richard Cantor and Frank Packer “ The Credit Rating Industry ” Federal Reserve Bank Of New York Quarterly Review 1994 / Summer-Fall. s.1.
[2] Ufuk Apaydın ve Adil Ünlü, “ Kredi Değerliliği ” Hazine ve Dış Ticâret Dergisi, (Kasım1990), s:10.
[3] Standard & Poor’s Ratings Guide; Corporate Bonds - Commercial Paper - Municipal Bonds International Securities. McGraw-Hill Book Company, 2006, s.2.
[4] Marcia L Stigum’s, The Money Market Dow Jones-Irwing is a Trademark of Dow Jones & Company, Inc. 3rd Edition, 1990, s.1154.
[5] Leopold A.. Bernstein, Financial Statement Analysis - Theory, Application and Interpretation., Irwin Homewood, Illinois. 4th Edition , 1989, s.613.
[6] Karaöz, M.Aydın “ Kredi Değerliliğinin Tesbiti ” Hazine ve Dış Ticâret Dergisi sayı:5, 1990, s.31
[7] Standard & Poor’s, Credit Week. Internatıonal Ratings Guide ( March 2004.) s.12.

 
Toplam blog
: 21
: 2056
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

İzmir doğumluyum, yaşadığım yer İstanbul olsa da... Burnumda tüter, hasretini çekerim; gidenlerle se..