- Kategori
- Hızlı Tüketim
Kredi kartı depolamaya devam...
Almadan verme,Allah'a özgüdür...
Bugünkü parametre programını izledim,CNN'de.Kredi kartı denilen tuzakla ilgili, dikkatimi çeken bir haber vardı.Kredi kartı mağduru-artık nasıl mağdursa!-bankaya gidecek ,bir şekilde anlaşma talep edecekmiş.Banka kabul etmezse kamu bankasına başvurusunu yapacak,şikayetini dile getirecekmiş.Kamu bankası da ,kişinin kredi kartı aldığı bankayla temas kuracak ,onun borçlarını üstlenecek,karşılığında hazine bonosu verecekmiş.Kişiden de uzun vadeli olarak borçlarını ödemesini isteyecekmiş.Eğer yanlış anlamadıysam ,işin özü ;vatandaşın kredi kartlarını devlet ödeyecek...Daha doğrusu devlet ,vergileri artırarak,maaşları kısarak bizlere ödetecek,vergi afları gibi.Ödeyenlerle ödemeyenler arasında fark olmayacak.
Evimize iki emekli maşı ,kira geliri giriyor,eşim çalışıyor,kirada değiliz.Yani Türkiye'deki orta sınıf denilen gelir grubunun belki alt ,belki orta sıralarındayız.Bunları neden mi söylüyorum.Aylık market,benzin veya giyim,ev eşyası gibi giderler için muntazam ödediğimiz bir kredi kartı dışında-ki o da eşimin-kredi kartı kullanmıyoruz.
Herkes belli bir yaşam standartı istemekte yerden göğe haklı.Kendimiz ,çocuklarımız için en iyi şartlarda bir yaşam dilememiz kadar doğal ne olabilir.Emek vermeden,ter dökmeden,zorlu dönemler aşılmadan ,nimete kavuşmak mümkün mü,eğer babanızdan dedenizden miras kalmamışsa.Bizim gibi ekonomisi AB'ye ,ABD'ye bağlı gelişmekte olan ülkelerde halkın çoğunluğu ,zar zor geçimini sağlıyor veya başkalarının yardımı ile ayakta durmaya çalışıyor.
Zekan,gücün,verdiğin emek karşılığnda sana ne değer biçiliyorsa, yaşadığın toplumda ona razı olacak ,imkanın varsa şartları da zorlayacaksın.Bundan sonrası için " onun var da benim niye yok" demen hakkın olmayana göz dikmektir bana göre.
İstisnalar olabilir;üniversite mezunu işsizler ,emeğinin karşılığını hak ettiği gibi alamıyanlar .Ama bir de ülke gerçekleri var...
Söylemek istediklerimi anlatabildim mi bilmem.Evet kötü yönetiliyoruz,evet haksız yoldan bizleri,devletin kurumlarını sömüren
banka hesabını şişiren asalaklar azımsanmayacak sayıda ,emeğin karşılığı verilmiyor .Buna karşı, kurnaz köşe dönücüler ,yalakalar,asalaklar dünya nimetlerinden haksız yere olabildiğince yararlanıyorlar.
PEKİ...
Bunların yaşantısına özenip ,kazancının çok üzerinde harcama yapma akıllıca bir iş midir?
Kendi boğazına güç yetiremezken ,çocuk sayısını dörtlere beşlere çıkarmak hangi mantığa sığar?
Çocuğuna markalı giyinmekle adam olunamayacağı fikrini küçük yaşlarda vermeyen ,bunun bedelini de, ileriki yaşlarında sürekli onun isteklerini tatmin için, borç batağından çıkamayarak ödeyen anne-babanın suçu yok mu?
Babanın malıymış gibi ,mağazalardan kredi kartı ile çantaları doldur,ev al,araba al kartla...Ödeme zamanı gelince o kartın borcunu ötekine ;Ali'ninkini Veli'ye yükle.İşin içinden çıkamayınca "bu devlet nerede "diye bağır ekranlardan.
SİZ NASILSANIZ,ÖYLE YÖNETİLİRSİNİZ diyor yüce kitabımız.
Bizi yönetenler kötü ama onlar uzaydan gelmedi ki...
İleriyi görerek bilinçli hareket etmeyen ,zekası,bilgisi,yeteneği karşılığında;bir takım nimetleri hak edeceğini kabullenmeyen ,kanaat duygusundan yoksun olan insanımız ,ceplerini kredi kartları ile doldurmaya devam etsin...
Eh,nasıl olsa devlet öder bir şekilde...
Evimize iki emekli maşı ,kira geliri giriyor,eşim çalışıyor,kirada değiliz.Yani Türkiye'deki orta sınıf denilen gelir grubunun belki alt ,belki orta sıralarındayız.Bunları neden mi söylüyorum.Aylık market,benzin veya giyim,ev eşyası gibi giderler için muntazam ödediğimiz bir kredi kartı dışında-ki o da eşimin-kredi kartı kullanmıyoruz.
Herkes belli bir yaşam standartı istemekte yerden göğe haklı.Kendimiz ,çocuklarımız için en iyi şartlarda bir yaşam dilememiz kadar doğal ne olabilir.Emek vermeden,ter dökmeden,zorlu dönemler aşılmadan ,nimete kavuşmak mümkün mü,eğer babanızdan dedenizden miras kalmamışsa.Bizim gibi ekonomisi AB'ye ,ABD'ye bağlı gelişmekte olan ülkelerde halkın çoğunluğu ,zar zor geçimini sağlıyor veya başkalarının yardımı ile ayakta durmaya çalışıyor.
Zekan,gücün,verdiğin emek karşılığnda sana ne değer biçiliyorsa, yaşadığın toplumda ona razı olacak ,imkanın varsa şartları da zorlayacaksın.Bundan sonrası için " onun var da benim niye yok" demen hakkın olmayana göz dikmektir bana göre.
İstisnalar olabilir;üniversite mezunu işsizler ,emeğinin karşılığını hak ettiği gibi alamıyanlar .Ama bir de ülke gerçekleri var...
Söylemek istediklerimi anlatabildim mi bilmem.Evet kötü yönetiliyoruz,evet haksız yoldan bizleri,devletin kurumlarını sömüren
banka hesabını şişiren asalaklar azımsanmayacak sayıda ,emeğin karşılığı verilmiyor .Buna karşı, kurnaz köşe dönücüler ,yalakalar,asalaklar dünya nimetlerinden haksız yere olabildiğince yararlanıyorlar.
PEKİ...
Bunların yaşantısına özenip ,kazancının çok üzerinde harcama yapma akıllıca bir iş midir?
Kendi boğazına güç yetiremezken ,çocuk sayısını dörtlere beşlere çıkarmak hangi mantığa sığar?
Çocuğuna markalı giyinmekle adam olunamayacağı fikrini küçük yaşlarda vermeyen ,bunun bedelini de, ileriki yaşlarında sürekli onun isteklerini tatmin için, borç batağından çıkamayarak ödeyen anne-babanın suçu yok mu?
Babanın malıymış gibi ,mağazalardan kredi kartı ile çantaları doldur,ev al,araba al kartla...Ödeme zamanı gelince o kartın borcunu ötekine ;Ali'ninkini Veli'ye yükle.İşin içinden çıkamayınca "bu devlet nerede "diye bağır ekranlardan.
SİZ NASILSANIZ,ÖYLE YÖNETİLİRSİNİZ diyor yüce kitabımız.
Bizi yönetenler kötü ama onlar uzaydan gelmedi ki...
İleriyi görerek bilinçli hareket etmeyen ,zekası,bilgisi,yeteneği karşılığında;bir takım nimetleri hak edeceğini kabullenmeyen ,kanaat duygusundan yoksun olan insanımız ,ceplerini kredi kartları ile doldurmaya devam etsin...
Eh,nasıl olsa devlet öder bir şekilde...